hakkında sadece mükemmel denebilecek bbc belgeseli. mükemmel derken öyle böyle değil, içinde en ufak bir kusur, en ufak "ya burası olmamış" dedirtecek bilgi ya da görüntü yok. toplam 5 sene süresince dünya'nın her yerine - ki her yer derken bile kastettiğim, gerçekten her yer - yollanan 40 küsur ekip ile çekimler gerçekleşmiş.
görsellik kesinlikle olağanüstü, sanıyorum görüntü yakalama teknolojilerinin sunduğu tüm imkanlardan yararlanmışlar, örneğin helikopterden aşağıda taşların üzerinde kurtçuk arayan bir ayının suratına zoom yapıyor, ve görüntü halen çok net. ya da belgeselin en efsaneleşmiş sahnesi olan, köpekbalığının zıplayıp fok'u havada yakaladığı sahneyi, çarpışma testlerinde kullanılan ve saniyenin 40'ta birine kadar netliği ve akıcılığı bozmayan kamera sistemi ile çekmişler ki bunu yapmak için sistemi kurduktan sonra orada yaklaşık 1 ay beklemişler. milyonlarca hayvanın göçünü neredeyse uzaydan çektikleri panaromik görüntülerin nasıl çekildiğini halen anlayamadım. dvd yetmez, blu ray lazım şeklinde ağzınızın suları akarak bir teknoloji marketinde bulabilirsiniz izledikten sonra kendinizi.
görsellik mükemmel dedik, ama içerik de çok sağlam. özellikle insanoğlunun çok azına görmek nasip olmuş yerleri seçmişler , bir çoğuna inanmak mümkün değil, gerçekten böyle bir yer olabilir mi şeklinde izliyorsunuz. ağız hep açık zaten. canlıların çoğu, ya da görüntülenmiş olayların da bir çoğu ya ilk defa görüntülenmiş, ya da çok nadir rastlanan olaylar. abiler bırakın günlük olayları, mevsimlerin değişimini, yağmurların oluşumunu, hadi bunları geçtim, yılda sadece bir kaç saat yaşayan canlıların, o bir kaç saatinin en ilginç dakikalarını bulup çekmişler.
içerik de sağlam dedik, şimdi mesajlarına ve olay örgüsüne bakalım, bir kere ben izlerken üç konunun altının çizildiğini gördüm,
1 - her ortama uyum sağlamış, buna göre evrimleşmiş bir canlı vardır.
2 - ekosistem çok önemlidir, çok önemsiz gözükse bile her maddenin bir rolü vardır içinde bulunduğu ekosistemde, denge bozulursa sistem çöker.
3 - ana amaç tür olarak hayatta kalmaktır, bunun için çiftleşmek, yavruyu korumak ve beslenmek gerekir.
bir de ana mesaj var:
erkek milleti olarak çiftleşmek dışında birşey düşünmeyiz, sürekli maymunluklar yaparız dişiyi etkilemek için, bir de deli gibi kavga ederiz aramızda, dişide kazananı seçer.
hayır spoiler olacak ama, cennet kuşu diye bir canlı var, dişiyi etkilemek için resmen şekil değiştiriyor, başka bir canlı oluyor, hatta önce otları temizleyip kendine pist yapıp, ilgi çekmek için tek başına dansedeni var, hayır dişi de geliyor izliyor 5 dakika sıkılıp gidiyor. ben çok üzüldüm o giden dişinin arkasından bakan cennet kuşunu görünce. açtım rakı içtim, yapılır mıydı delikanlı cennet kuşuna diye.
izleyiniz, izlettiriniz, emin olun bittikten sonra etrafınızda ki dünya'ya çok farklı gözlerle bakacaksınız.
özeleştirel edit : hakkında sadece mükemmel denebilecek demişim, 1 sayfa yazmışım. öyle de çelişmişim kendimle.
kesinlikle arşivinizde bulunması gerekli olan mükemmel ötesi masal, alınteri. ne yaptılarsa allah bin kere falan razı olsun, yüzmilyarkere falan da helal olsun kazandıkları paraları diye durup durup dua edesi geliyor insanın.
kişisel tanım : koca sözlükte epi topu 25 kişi mi biliyor lan planet earth ü? kıçı kırık lostta bile onlarca sayfa var!
çekimleri, anlatımı ve işlediği konular bir yana sadece kamera arkaları bile tüyler ürperten, üzerinde harcanan emek düşündükçe insanı titreten şaheser.
aslında dünya dışı canlılara dünyayı tanıtmak için hazırlanmış olan belgeseldir ve neyse ki birileri akıl edip "ya bizim dünyamızı önce insanlara tanıtsak daha iyi olmaz mı ?" diye düşünmüş de sayelerinde izleyebildik.
