pipoyla yaptığı dallamalığa entellektüel hava da katılabilir. arada kitaptan ve pipodan baş kaldırılıp etrafında olup biten aktivitelere en ingiliz tavrıyla göz gezdirilip öküzler öküzler yakarması yapılır.
öyle artist, dallama tarzında sıfatları bir kenara bırakırsak benim de dahil olduğum insan tipidir. yadırganmaması gereklidir. herkesin bir yaşam tarzı ve tatil anlayışı vardır. benimki limitine kadar eğlenip, tam anlamıyla deşarj olmak değildir mesela. kendimce, sessizce, zevk aldığım şeyleri, zevk almadığım insanların yanında yaparak bir tatil geçirmek isterim. bende biliyorum evde bütün kış kitap okuyabileceğimi. ama o an yapıp yapabileceklerimin arasında en çok istediğim şeyi yapmak gibi bir huyum olduğu için ve lanet olsunki kitap okumayıda seviyorum, genelde tercih ettiğim bir yöntemdir. kişisel olarak her yerde kitap okuyabilme kapasitesine sahibimdir. plajdı, tuvaletti, dolmuştu dinlemem. buna bence artis, dallama tarzında sıfatlar yakıştırılmaktansa, dünya sonuncusu olduğumuz bu alana katkı yapan bu yüce insana* teşekkür etmeniz gerekmektedir.*
birde utanmadan güneş gözlüğü takar bu deyyuslar. deve güreşi, arkadaşın sırtına basıp sıçrayarak suya dalmak, dibe dalıp arkadaşın götüne parmak atmak varken oturur kitap okurlar. eziktir işte, ne yapsa yeridir.
daha çok batılı turistlerin gerçekleştirdiği dallamalık. olum tatile gelmişsiniz deniz, kum, güneş diye ama siz hala kitap okuyorsunuz sebebi ne. yoksa pek okumayı sevmeyen bize okumazsanız böyle sürünürsünüz biz sizin cennet gibi sahillerinizde tatil yaparken siz tatili daha çok rüyanızda görürsünüz mü? demeye çalışıyor bu artistler yoksa..
evet bugunku konumuz plajda kitap okuyan artist. şöyle başlamak gerekir ki bizim toplumumuzun yetistirdigi nesillerin cocukluklari arasinda kusak farkliliginin belirginlesmesi 80 sonrasi dogan cocuklarda iyice ayyuka çikmiştir. Başka bir deyişle orneklem yapmak da gerekirse, eğer internet yetmişli yillarda bulunmuş olsaydı, uludağ sözlükte bu entry'i girdiğim başlık acaba nasil olurdu?
çok basit : Plajda karı kız kesen ezik
doğru mu? kesinlikle! peki bu farkın sebebi nedir, yani 80 sonrası doğan çocukların bu sığlığını neye bağlıyoruz, bu onların suçu mudur efenim? kesinlikle hayır! bir insan sığ doğmaz, ama sistematik bir şekilde büyüyen çocukları nasıl daha da sğlaştırırız mantığıyla planlanan bir eğitim sisteminden geçirilerek, yorum yapamayan, kitap okumanın ne demek olduğundan bihaber, daha da kötüsü içinde bulunduğu sığlıktan haberi olmadan onlardan farklılaşmaya, sığlığından kurtulmak için çabalayan ve bunun sonucu elbette kitap okuyan yaşıtlarına ezik diyebilme cüretini gösteren sığlığa eriştirilir.
Peki noldu da anne babalarimiz, yani bu toplum birden çocuklarını kitap okumaktan uzaklaştıran bir yetiştirme yolunu seçti?iki paragraf üstte söylediğimiz gibi, toplumumuza bu sığlığın yerleşmesi 80 sonrasına denk gelir ve bu bir tesadüf olamaz, neden, çünkü Türkiye tarihine kara leke olarak geçen 80 darbesinden sonra ABD nin türkiye üzerinde uygulamak istediği yeşil kuşak ya da ılımlı islam projesinin nihayete erdiğinin göstergesidir bu başlık!
geniş açıdan bakmak gerekir ve baktığımızda da anlarız ki aslında yaşamımızda karşımıza çıkan bir çok absürd olan olmayan olay aslında birbirinden bağımsız değil tam tersine birbirini bağlayan olaylardır!
neden sonuç ilişkilerini dikkatle inceleyip bu başlıktan turkiye analizi çıkartabildiğim için de kendimi rezil ilan ediyor, uuser arkadaşlara başarılar diliyorum!**
isteyen istediği yerde kitabını okur diye düşünemeyenlerin artist olarak tanımladığı aslında sıradan bir insan olan kişi. ayrıca plajda kitap okumanın zevkini bilen kişidir aynı zamanda.
a.q dünyasında plajda kitap okusan artist, müzik dinlesen tiki, kumdan kale yapsan kıro oluyorsun. ne halt etceğimizi şaşırdık lan senin yüzünden. o değil de
(bkz: sen ne zaman öleceksin)
kitap okudugu icin yurdum insanından beklemedigi bir tepki aldıgından, kitabını da evde okumak zorunda kalacak kisi. muzik dinlersin olmaz, gozluk takarsan cinsi sapıksın... ne yapacagımı sasırdım lan!
artislikle âlâksı yoktur. esas malaklar gibi güneşin altında yatıp sonra da iyi bir bok yemişçesine ne kadar da yandığını göstermek için plajda beline havlu bağlayıp asalak gibi gezinmek artisliğin daniskası ve hatta tur bindirenidir.
ayrıca plajda okunan kitabın tadı başkadır. sonuçta hoşaftan anlamayan güruhun bunu anlamasını beklemek boşa kürek çekmektir...
senin benim gibi insandır. plajda kitap okumanın tadını o bilir ancak. etrafta kimseler yok iken kitabın saman kokulu sayfalarını nasıl kokluyorsa plajda da kitabını ayırmaz yanından. bırakın onun adı gösteriş yapmak olsun.
kitap, dergi her yerde herzaman okunur. kitap okumak artistlik midir yoksa toplumun telafisi çaba gerektiren açığı mıdır bilinmez. toplum okadar alışıksızdır ki bu duruma önce baştan aşağı bakar kitap okuyana sonra gereksiz sorular sorar sanki dünyanın en gereksiz şeyini yapıyormuşcasına. otobüste dahi yanındaki teyze nerede okuduğunu, nerede ineceğini.. sorar,plajda okursan da tabi biri gelip denize neden girmediğini, gün boyu güneşin altında yatıp neden tenini kızartmak yerine kitap okuduğunu sorar kendi yapmadığı için artist der geçer.