matıken olması gereken ama olmayan şeydir. eğer ki pkk'yı devlet yaratmış olsa idi amacı "milli birlik" oluşturmak olacaktı ve muhtemelen bu amaca da ulaşması çok güç olmayacaktı... dünyanın bir çok devleti günümüz dünyasında bu gibi hamleler yapmıştır, yapacaktır da... abd - el kaide arasındaki ilişki buna güzel bir örnektir. abd, el kaide adlı terör örgütünden desteğini esirgememiş, sonrasında ise halkta bir kenetlenme sağlayabilmek adına bu örgütü düşman olarak göstermiştir. ancak; türkiye böyle bir hamle yapacak olsa kendi topraklarında uzun yıllardır iç içe yaşadığı kürt vatandaşları yerine hem türk, hem laz, hem çerkez, hem zaza, hem arnavutlar'ın,... aynı zamanda da kürtler'in birliğini sağlayacak başka etnik bir kökene dayandırılmış bir örgüt oluşturur ve bunu da sonuna kadar kullandıktan sonra imha ederdi... bu bağlamda bakıldığı zaman pkk'nın ne oluşum sürecinde, ne de eylemlerini arttırdığı dönemde türkiye cumhuriyeti devleti'nden en ufak bir bilinçli yardım almadığı gün gibi ortadadır. aksini savunmak "ben beynimin üzerine oturuyorum" demeye eşdeğerdir. ancak; dönem dönem yönetimde bulunan siyasetçilerimizin büyük bir gaflet içerisinde olması pkk adlı örgütün ekmeğine farkında bile olmaksızın yağ sürmüştür... bir gerçeklik varsa uygulanan yanlış politikalar ve kürt vatandaşların kaybolan iyi niyetleridir.
her iki tarafta da ölenler içinde bir ağa çocuğu var mı? bir müdür çocuğu var mı? bir general çocuğu ? bakan çocuğu? belediye başkanı çocuğu? iş adamı çocuğu? bikent mezunu ?..
bu olay danışıklı dövüştür. devlet, eliyle yarattığı örgütle mücadele adı altında hem belli bir kitleyi kontrol altında tutuyor, hem ağaların oy potansiyelinden yararlanıyor, hem kaçakçılık çarkından faydalanıyor, hem istediği zaman toplumun piskolojisiyle oynuyor. peki tüm bunların alternatif maliyeti ne ? ölen köylü, memur, işçi, gariban çocukları! 30 yılda binlerce 20-25 yaşında ölen fidanlar! peki umurlarında mı bu durum bu çarktan nasiplenenlerin? hayır!
kürt halkını özgürleştirmekten bahseden pkk bir tane aşiret yok etmiş midir? bir tane ağa öldürmüş müdür? bugün doğunun kanayan yarası oradaki feodal düzen değil midir?
bugün Türk ordusu 30 yıldır pkk ile mücadele ediyor, koskoca Türk ordusu bitiremiyor pkk yı 30 yılda öyle mi ? bugün her üniversitenin her sınıfında öğrenci gibi okuyan gizli polisleri olan devletimiz dağa çıkacak olanları dağa çıkmadan önce tespit edemiyor öyle mi ?
artık yemiyor bu halk bunları! ortada bir terör varsa eğer bu devlet terörüdür. Ölenler emekçilerdir, gariban halktır. bu halkın içinde Türk'ü de vardır Kürt'ü de vardır. ortada bir ırk bir özgürlük savaşı yoktur bir sınıf savaşı vardır. bu artık görülmelidir! yeterdir artık! ve herkes çocuk hastalıklarını bir kenara bırakıp, birliğedir oligarşiye karşı!
insanların milli gruplaşmalar içerisine, marksistlerin ilkel komünal toplum olarak gördüğü devrede girdiğini bilmeyen ve bu gruplaşmaların etkisinin ekonomik olayların toplumsal olayları etkilemeye başladığı özel mülkiyet döneminde bile etkisini halen yitirmeden günümüze kadar geldiğini ve milli devletler çağında da yeniden şahlanışa geçtiğini bilmeyen ömrü boyunca cahil kalacak olan zevatın iddia ettiği durumdur.
milli devletler devrinin fransız devrimiyle gelmiş bir rüzgar olduğunu ve artık günümüz dünyasında küreselleşmenin ve enternasyonalizmin hakim olduğunu bilmeyen -henüz uyanmamış- insanların özerklik sorunu sandığı olaydır.
hocam tarih dersini bugün işlemişsiniz yada bugün bir yerde okumuşsunuz bu kelimeleri her entrye yazmayın bari sırıtıyor.
pkk'nın bizzat devlet tarafından meydana getirildiğinin gerçeğidir.
diyarbakır cezaevi'nde yapılan işkencelerle örgütün beyin kadrosu oluşturulmuştur. dersim gibi kıyımlarla kürt halkı küstürülmüştür. gitmeyen yatırımlar ve türkiye'nin doğusu yokmuş gibi tavırlar örgüte militan kazandırmıştır. bitmesine yönelik yatırımlar yapılması gerekliliğine karşın silaha yatırım yaparak ortaya çıkan kıvılcım kuvvetlendirilmiştir.
bugün ölen binlerce gencimizin bayraklı tabutlarda yada değil sorumlusu birinci dereceden ordu ve devlettir.
pkk'nın hala var olması ordunun devlet içindeki söz söyleme yetisinin kaybolmaması içindir.