Devletin vali yardımcısı, hakim ve savcısı PKK'lıları, PKK paçavrası ve Öcalan posterleri altında kabul etmiştir. PKK terör örgütü mensubu olmak T.C. devlet görevlileri sayesinde suç olmaktan çıkarılmıştır!
istanbul Barosu'nun basın açıklamasında:
“Gelen 34 kişinin sorgulanması sürecinde de açıkça hukuka aykırılıklar ve yargı bağımsızlığı ilkelerine gölge düşürecek davranışlar yaşandığı gözlemlenmektedir. Şüphelilerin sınırdan alınıp görevli Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmeleri gerekirken, "Vali Yardımcısı" tarafından karşılanıp "hoş geldiniz" denmesi, kendileri için ayrı bir mahkeme kurulması, talimatla savcı ve hakim görevlendirilmesi, hakim ve savcıların helikopterlerle "çadır mahkemelere" taşınması ve sorguların burada yapılması, bu savcı ve hakimlerin şüphelilerin suç teşkil eden bazı beyanlarını tutanağa geçirmeyerek ya da bu beyanların kullanılmaması konusunda müdafii avukatlardan "ricacı" olmaları, "normal" bir hukuk devletinde yaşanabilecek olay ve olgular değildir.
Yaşanan süreç, yargının bağımsızlığını yitirerek, Anayasa'nın 138. maddesinde yer alan "hiç kimse mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez" hükmüne karşın, yargı yürütmenin denetimindeymiş gibi bir izlenim doğmasına neden olmuştur. Daha iş yargıya intikal etmeden siyasi iktidar temsilcilerinin gelenlerin serbest bırakılacağı yönünde sözler vermesi, adalet üzerindeki yürütmenin açık izlerini göstermektedir."
Baro hukuk yönünü açıklıyor. Bu açıklamaya göre savcı ve hakim de suç işlemiş olmuyor mu? Devlet yönetiminde, suç teşkil eden bir emir verilse dahi sadece emir veren amir değil, emri yerine getiren memur da suç işlemiş olur.
Analar ağlamasın(mış)(!). Şehit anaları işte o gün ağladı. Gözünü, elini, kolunu, bacağını kaybeden gazilerimiz o gün ağladı. Şehit eşleri, çocukları, babaları o gün ağladı. Ağlamakla kalmadılar, devlete ve orduya olan güvenleri de sarsıldı. Siz olsanız "bizim çocuklarımızı neden ölüme yolladınız, biz gencecik ömrümüzde niye sakat kaldık" diye sormaz mısınız?