zorla pişman ederler insanı. pişman mısın. en nefret ettiğim ruh durumudur pişmanlık. kelimenin söylenişi bile ters, kötü bir kelime, ahenkli değil, sırıtıyor sanki pis pis. sürekli arkama bakarak on dakika bile yürüyemem ben, takip edilsem bırakırım kendimi, katlanamam kaçmaya, sabırsızlığın vücut bulmuş hali gibiyimdir. ya pişman olursam diye düşünmem kararlarımdan önce aslında, aklıma bile gelmez, ama geri dönülmeyecek anda içimi kaplar korku, ya pişman olursam, en münasebetsiz zamanda yani, beni ele geçirmesine izin vermeye dayanamayacağım tek ruh hali budur belki de. belki diyorum
herşeyi yaşamış olamam herhalde. pişmanlık kendimi yok saydırıyor çöktüğü zaman. sanki o kararları veren ben değildim, kendimin dışına çıkıp kendimi ayıplama yeteneğim olduğunu farketmiştim altı yaşında, o zamandır pişmanlıkla bir olup kendimi ayıplıyorum. pişman olmamak için çaba sarfetmeyen birisinin kendi içindeki pişman olma korkusudur bu. çelişki denmez ona... pişman değilim.
michael jackson'un bir şarkısında adı geçen smooth criminal abilerimizin kötü işler yaptıktan sonra * elleri arkalarından bağlı, polis aracına götürülürlerken kameralara dönüp bağırarak söyledikleri sözdür.