arkadaşlarıma çok değer verdiğimi hemen hemen hepsi bilmektedir. bir gün evde oturup annemin fasulye kırarken babamla yeni alacakları çamaşır makinasının kaç programlı ve hangi marka olması gerektiğini konuşurken telefonum shaggy hey sexy lady(shaggy o sıralar yaşıyordu) melodisi eşliğinde zırıldamaya başladı. masaya baktım titreşimden dolayı daireler çizerken telefonumu izliyordum. melodi yüzünden hey sexy kısmına gelince annem seksi duyduğu için kafama fasulye attı.
hemen silkelenip kendime geldim ve telefon tam masadan düşerken çevik yapımı kullanıp havada telefonu tuttum. babam "seninle gurur duyuyorum oğlum!" diye bağırdı. sadece tebessüm etmekle yetindim..
ekrana baktım ve arayan lise arkadaşım gökhandı... açtım telefonu sesi titriyor ve "oğlum nolur yardım et yürüyemiyorum" dedi... ne olduğunu sorduğumda caddenin ortasında pişik derecesi arttığı için yürüyemiyormuş. kendisine "olm bacaklarını ikiye ayır ördek gibi yürü" dedim.. ama cadde kenarlarında dikilen apaçiler kendisine "asşdlkaf götten yemiş herhalde yürümeye bak asşdlksf" diyerek üzdüklerini söyledi ve ne olur yardıma gel beni buradan götür diye duygusal bir tonlama yaptı ve telefon elimden düşerken gözyaşımla telefon yerde buluştu....
annemin odasına dalıp hemen pudrayı kaptığım gibi sokağa fırladım... koştura koştura gidiyorum... hayranı olduğum mahalle kasabımızın kızı zeynep'in arkamdan "hey nereye? dursana cevap ver" gibi sorularına aldırış bile etmeden. hemen bir otobüse atladım ve parası olmayan bir teyze için de kent kart ile ödeme yaptım... tüm minibüs halkı beni ayakta alkışladı. küçüklerim ellerimden, büyüklerim gözlerimden öptü. karşı cins yaşıtlarım ise ibrahim erkal tonlamasıyla "helalımsın" diyerek alnımdan öptü.
caddeye vardığım sıra arkadaşım ayakta duruyor ve bunu duran adam eylemi yapıyor diye polisler götürmeye çalışıyordu. "haaaayııırrrr" diyerek oraya sanırım tam olarak uçtum. polisler "aaa abi sen miydin ne oldu o pudra ne? yoksa yeni bir biber gazından korunma karışımı mı buldun tıs tıs tıs" diye güldü. polisi elimin kenarıyla ittirdim gökhana sarıldım ve "kardeşim iyi misin?" diye sordum ve eline pudrayı verdim. göz ucuyla pudra şişesine bakarken şöyle bir cümle kurdu: "hayatımda gördüğüm en iyi insansın. hem de gül kokulu en sevdiğimden getirmişsin..." güldü ben güldüm... polisler yaptığı ayıp karşısında kendinden utandı. yol kenarında zincir sallayan apaçiler "abi affedin" diye feryat figan...
birden gözüme flashlar takıldı. ne oluyor lan derken bizim gokahnın tutuklanma anını çeken gazeticilermiş bunlar. o sırada canlı yayında oldukları için annem ve babam da izlemiş onlar da aradı. tüm şehirde reklam panolarında elimde pudra şişesiyle uçarkenki fotoğraflarım vardı.