'Piçler aşık oldukları kadınların kendilerini kurtaracaklarını düşünürler. Oysa hiçbir kadın bir piçi kurtarmak için gelmemiştir dünyaya'
içinde güzel şarkılar geçen güzel kitap.
Bir döneme kadar dünyanın en efendi en düşünceli en duygusal en masum insanıyken, aşık olduğunuz kadının size yaptıkları ve çektiğiniz acılar sizi bu yola sürükler. Ve işin acı tarafı piç sıfatını kendinize yakıştırır ve bundan zevk alırsınız.Çünkü kafanız ağrımaz rahatsınızdır hiç bir kız umurunuzda değildir sanki hepsi birbirinin aynısı gibi.Ama gerçek sevgiyede bir o kadar muhtaçsınızdır ama bunu belli etmemenizdir aslında sizi piç yapan.Ve her piç erkek aslında efendiden dönmedir.Unutmayın piç olunmaz, piç olunmak zorunda bırakılır.
"kadınlar piçlerle tanışırlar. sorumsuzluklarına ve hayatın işlevsel alanlarının dışındaki uzmanlıklarına hayran kalırlar. geçmişin, geleceğin, hatıraların ve ideallerin konuşulmadığı masalarda uzun uzun tarif edilerek hazırlatılan kokteyller içerler. bir sonraki iş gününde erişilmesi gereken verimlilik kotaları olmadığı için uzun uzun sevişilen yataklarda uyurlar. ve sabah, kadınlar piçlere aşık uyanırlar. doğru kişi tarafından çaldırılmasını bekledikleri telefonun yakınlarında sinirlenirler. aile ve dostlarıyla ayarladıkları tanışma randevularına tek taraflı iştiraklerinden ötürü özür dilerler. sorumsuzluğun her türlü içten duyguya karşı duyarsızlığı da içerdiğini düşündükleri gecelerde ağlayarak uyurlar. ve sabah kadınlar piçlerden nefret ederek uyanırlar."
"piçler hakkında konuşmak, insanlara filmler ve haber bültenlerindeki felaket sahnelerini izlerken hissettiklerine benzeyen garip bir zevk verir. sözünü edebilecekleri konular tükendiğinde tanıdıkları piçlerin ne hale geldiklerini ve o hale nereden geldiklerini konuşurlar. çünkü sıfırdan hayatlarını yaratmış insanların hikayeleri kadar hayatlarından bir sıfır yaratmış olanlarınki de gösterişlidir. tabi içinde bulundukları şartlardan tatmin olmayan hırs sahibi insanlar piçler hakkında konuşarak kendilerini iyi de hissederler. çünkü piçlere kıyasla onlar daima iyi durumdadır. zaten piçlere kıyasla, ölüler ve sakatlar hariç herkes iyi durumdadır. sonuç olarak, mahvedilmiş hayatlar, yetenekler ve kaçırılmış fırsatlarla dolu yıllar hakkında konuşmak zevklidir eğer o hayatlar, yetenekler ve yıllar size ait değilse."
" taksim ne demek? paylaştırmak dağıtmak demek. işte burası, istanbul da yaşayan insanların taksim edildiği yerdir. insanlar bu meydandan sokaklara, semtlere dağılırlar. burada sürekli bir pay alma durumu da sözkonusudur. istanbul dan payına düşeni taksim de alırsın. çünki burada zevk, insan, uyuşturucu, kan, aşk, acı, akla gelen herşey taksim edilir. hakedilen payların alındığı yerdir burası. tabii yapılan taksim bazen adaletli olmayabilir. ama zaten meydanın adı sadece taksim dir. adil taksim meydanı değil."
insanlık, kendini öldüren ilk insan tarafından ihanete uğramıştır. Arıcak sadece zamanın lehine işleyen zamanla zekasının katili ve kurbanı olan insan, intihar etmeyi utanç verici bulmuştur.
Ölümsüzlüğün, hayatta kalmaktan geçtiğini öğrendiği için varlığında yamanamaz delikler açarak kendine tecavüz etmeyi öğrenmiştir. Böylece insanlığın unutamayacağı ve tanık olabileceği en korkunç gösteri başlamıştır. Kendisini hamile bırakan insan kendisini doğurmuş ve bir tecavüz bebeği olarak atasının bıraktığı yerden ihaneti devralmıştır.
sözleriyle başla.
Asansörünn aynasında, omzundaki kelimeyle göz göze geldi. Daktilo haıfleriyle yazılmış ve derisine işlenmesinin üzerinden yirmi
dört saat bile geçmediği için hala simsiyah olan kelimeyi, kurumuş dudaklarını çatlatan bir gülümsemeyle okudu. Üç harflik bir
kelimeydi: "HiÇ."