piyale

entry13 galeri0
    1.
  1. Osmanlı tarihinin en büyük amirallerinden ve vezirlik rütbesini alan ilk denizci
    1 ...
  2. 2.
  3. ahmet haşim'in ikinci ve son şiir kitabına verdiği ad.
    2 ...
  4. 3.
  5. ademler ve havvalar isimli dizi karikatürlerin çizerinin ismi...

    (bkz: piyale madra)
    1 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. Sıra hep son kadehe geliyordu
    Dudakların başkalarının masasında lâle
    Ben boynumdaki ipe bir düğüm daha atıyordum
    Peşinden başka gidecek yer yoktu
    Seni artık hiç sevmediğim halde

    Senin o eskisi olmamana imkân yoktu
    Ama inadından yapıyordun bunu Cemile
    inattandı hep o içip içip gitmeler
    Bense boşalttığın kadehleri satın alıyordum
    Enayilik ettiğimi bile bile

    Hele o çıkışın yok mu kapıdan
    O Allahın belâsı herifle
    Başkasının olmayı bir türlü beceremiyordun
    Millet arkandan gülüyordu
    Düştüğün hale…

    cemal sureya
    4 ...
  9. 6.
  10. ahmet haşim'in 2. kitabıdır. piyale ifadesi mukaddime bölümünde geçmektedir.

    zannetme ki güldür, ne de lale,
    ateş doludur, tutma yanarsın
    karşında şu gülgun piyale!

    içmişti fuzuli bu alevden,
    düşmüştü bu iksir ile mecnun
    şi'rin sana anlattığı hale...

    yanmakta bu sagardan içenler,
    doldurmuş onunçün şeb i aşkı
    baştan başa efgan ile nale.

    ateş doludur, tutma yanarsın
    karşında şu gülgun piyale!
    1 ...
  11. 7.
  12. 8.
  13. 9.
  14. makarna üreticisi bir firmanın adıdır.

    sosyopsikolojik tantuni : makarna üretmenin yanı sıra, vakti zamanında toplumsal duyarlılık adına çok önemli bir misyonu da üstlenmiş ve fakat başarılı olamayınca tekrardan düdüklü makarnaya odaklanmıştır.

    bu milleti türk - kürt, alevi - sunni, sağcı - solcu, cimbomlu - fenerli * olarak bölmek isteyen şer odaklarına karşı, halkımızı tek bir çatı altında toplanmaya çağırmıştır.

    maalesef tarihi bir fırsatı kaçırdık; hepimiz piyaleci olabilirdik.

    --spoiler--
    biz piyaleciyiz, onlar piyaleciler, siz piyaleci misiniz ? piyaleee...
    --spoiler--
    6 ...
  15. 10.
  16. vurucu bir cemal süreya şiiridir.
    1 ...
  17. 11.
  18. piyale; ilk ve son şiirler başlığıyla; yky'nın eleştirel basımını yaptığı ahmet haşim eseri.

    --spoiler--
    şiir yüklü çocukluk ''hatıra''larını; su, çöl, akşam, gurup, ay, yıldızlar ve özellikle anne ''hayal''lerini; yolları, karanlığı, ulaşılmazlığı ve dinginliği ile uzak ''yerler''i hayali, sisli, bulanık ve bir o kadar da sahici olarak kurguluyor ahmet haşim.
    --spoiler--

    bu eser fonda sabaha kadar yaşanacak şiirlerle gönlünüze usul usul akacak bir kitap...

    &feature=share

    sonbahar

    bir taraf bahçe, bir taraf dere,
    gel uzan sevgilim benimle yere.
    suyu yakuta döndüren bu hazan
    bizi garkeyliyor düşüncelere...

    yarı yol

    nasıl istersen öyle dinle, bakın:
    dalların zirvesindeyiz ancak,
    yarı yoldan ziyade yerden uzak,
    yarı yoldan ziyade maha* yakın.

    orman

    su değil, mevsimin havası akan,
    duyduğun; yaprağın, dalın sesidir.
    suda yıldızların parıltısıdır
    bu karanlıkta bazı bazı çakan.

    parıltı

    ateş gibi bir nehr akıyordu
    ruhumla o ruhun arasından.
    bahsetti derinden ona halim
    aşkın bu umulmaz yarasından.

    vurdukça bu nehrin ona aksi
    kaçtım o bakıştan, o dudaktan,
    baktım ona sessizce uzaktan
    vurdukça bu aşkın ona aksi...

    şafakta

    -dönsek mi bu aşkın şafağından?
    gitsek mi ekalim-i leyale**?
    bizden daha evvel erişenler,
    ağlar bugün evvelki hayale...

    -dönmek mi? ne mümkün geri dönmek,
    düştüyse gönüller bu melale**?
    bir eldir ufuklardan uzanmış
    zulmet* bizi çekmekte visale*...

    karanfil

    yarin dudağından getirilmiş
    bir katre alevdir bu karanfil,
    ruhum acısından bunu bildi.

    düştükçe vurulmuş gibi, yer yer,
    kızgın kokusundan kelebekler,
    gönlüm ona pervane kesildi.

    bülbül

    bir gamlı hazanın seherinde
    ısrara ne hacet yine bülbül?
    bil, kalbimizin bahçelerinde
    can verdi senin söylediğin gül!

    savrulmada gül şimdi havada
    gün doğmadan bir başka ziyada*

    karanlık

    aşkın bu karanlık gecesinde
    bülbül yine vahşi müterennim**,
    mecnun'unu terk etti mi leyla?
    vahşi sesi, firkat* sesi sandım.

    aşkın bu karanlık gecesinde
    hicranımı duydum, seni andım,
    firkat-zede* bülbül gibi yandım.

    bir yaz gecesi hatırası

    işveyle, fısıltıyla, gülüşle
    olmuş şeb-i sevda* yine bi-hab*,
    oklar gibi saplanmada kalbe
    düştükçe semadan yere mehtab...

    buseyle kilitlenmiş ağızlar,
    gözler neler eyler, neler işrab*,
    uçmakta bu ateşli havada
    vuslat demi bir kuş gibi bitab...
    1 ...
  19. 12.
  20. cemal süreya'ya ait şiirdir.

    Sıra hep son kadehe geliyordu
    Dudakların başkalarının masasında lâle
    Ben boynumdaki ipe bir düğüm daha atıyordum
    Peşinden başka gidecek yer yoktu
    Seni artık hiç sevmediğim halde

    Senin o eskisi olmamana imkân yoktu
    Ama inadından yapıyordun bunu Cemile
    inattandı hep o içip içip gitmeler
    Bense boşalttığın kadehleri satın alıyordum
    Enayilik ettiğimi bile bile

    Hele o çıkışın yok mu kapıdan
    O Allahın belâsı herifle
    Başkasının olmayı bir türlü beceremiyordun
    Millet arkandan gülüyordu
    Düştüğün hale...
    1 ...
  21. 13.
  22. izmir bayraklı'da büyükçe bir fabrikası vardı eskiden. sonra uzun yıllar boş kalıp çürümeye terk edildi. geçen yıllarda ise tamamen yıkıldı.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük