aşırı fazla güzel ingiliz bayan. haddinden fazla masum geliyor bana. dişleri çok seksi.
tek korkum hollywood saldırısına ingiltere'den pixie yi katmalarıydı. neyse ki onun fotoları çıkmadı. çok tatlı bee. 2010 dan beri bilirim bu kızı. bi bu bir de ashley tisdale. biri sarı diğeri kara meleğim.
nasty isimli klibine öyle bir klip çekmiş ki, kalp varsa izlemeyin diyebilirim. tatlılığını geçtim bu kadındaki fizik çoğu mankenden daha düzgün bence.
sesi kıskanılası, muazzam, neredeyse amy winehousu aratmayan güzellikte enerjik güzel ingiliz şarkıcı. kimse onun gibi mama do diyemez. bu ingilizer neyle besleniyolarsa artık dünyanın müzisyen ihtiyacını karşılıyor adamlar.
annesinin ona pixie adını vermesinden dolayı annesinin ne kadar haklı olduğunu biliyor mudur acaba. çok şirin bu kız. bunu söylerken yüz güzelliğini kastetmiyorum. şimdiki hali sam brown'ın gençliğine çok benziyor. ses tonu zaten tam istediğim düzeyde. nil karaibrahimgil ve björk karışımı. ayrıca bu kız benden bir yaş küçük ve iki albüme sahip. geçen sene çıkan young foolish happy albümü içime pek sinmedi ama turn it up on numara. son albümde resmen hande yener'leşmiş. umarım giderek bozulmaz. 40 yılda bir böyle güzel bir ses bulmuşum, onu da kaybetmek istemiyorum. bu kızın cry me out adında bir şaheseri var, onu mutlaka dinleyin. ayrıca nothing compares'ı da es geçmeyelim. ama bunları söylediğim için sadece bunları dinlemeyin. şunlara da bir göz atın.
my love,
gravity,
broken arrow,
the thing i love,
the way the world works,
here we go again,
birthday,
band aid,
hold me in your arms,
love you to death,
dancing on my own
everybody hurts sometimes
paper planes
perfect
we just go on
bright lights
what do you take me for isimli yeni şarkısına klip çekmiş güzellik. klibi tam ekran izleyince insan bir kötü oluyor böyle kalp atışı falan değişiyor. ya da bir tek bana öyle oluyor bilmiyorum. merak edenler için ;
cry me out ile sevmeye başlamıştım. broken arrow ile bağımlısı olmaya başladım sayılır. henüz 19-20 yaşında olmasına rağmen inanılmaz olgun bir sesi var.
broken arrow adlı klibini izledim. gülünce dünya tatlısı oluyo ama hüzünlü surat yapmaya çalışınca felaket. neşeli ol kızım bırak depresyon ayaklarını.