potikare nin halk arasinda söylenisi.
kücük minik karecikler manasina gelen, ananemden ilk duydugumda bu ne ola ki diye düsüncelere dalmama sebebiyet veren sevimli mi sevimli kareciklerdir.
-cik ekinin kullanilmasina gerek kalmadan o anlami öyle güzel verir ki, piti..
sülo gibi mesela; süloyu da cok severim,
hani varya böyle umarsizca siritirsin, bosvermis sallamis bi halde, heh iste o vaziyettir sülo.
pitikare de öyle bisey galiba, sevimli, cana yakin..
nasil anlatayim daha;
sahaftan alinmis ikinci el kitap kokusu gibi,
cook eskiden yazilmis bir mektubu yeniden okumak gibi..
ana baba ayrı öz kardeşim, canım ciğerim. 6.nesil çaylak ama hayatta ve istanbul konusunda tam profesyonel. sözlükte makaranın dibine dibine vuracağımız muhabbet adamı.
tıpkı benim gibi istanbul çocuğu.. ama kaptırdık kimlikleri uyanamadın naber ahaha
üfleme konusunda zebrail'e rakiptir.. yok lan zebrail değildi o neydi mınakoyim..
muhabbette rek rakibim, kardeşlerin hası, istanbul'un benden sonraki en fırlaması -ahahha- giderin allahını yapar, memura kafa tutar, şeytanın götüne anahtar uydurur. argoyu bu adamdan dinleyeceksin aga, dili ayrı sevilesi, karakteri ayrı sevilesidir. paşadır o paşa.
pitikare küçük karelerden oluşan kumaş türüdür. fransızca dan dilimize yerleşmiş bir kelimedir pötikare. çok sevecen bir kelimedir ama homojen değildir *
hayatım boyunca kardeşim dediğim iki tane adam oldu benim bugüne kadar. harbiden ne para, ne pul, ne karı, ne kız, ne trip, ne böyle yavşak arkadaşlık mevzularında birbirimize darıldığımız ya da mevzusu için birbirimi kırdığımız.
bir tanesi ta orta birden beri arkadaşım olan, sözlüktede bir çok diyaloğunu yazdığım kardeşimden asla ayırmadığım, öz kardeşim olsa bu kadar sevmeyeceğime emin olduğum bir adam.
diğeri üniversiteden sınıf arkadaşım, daha sonra ev arkadaşım ve hatta daha sonra da iş arkadaşım olan yıllardır hiç kopmadığımız, en zor günleri de, en güzel günleri de beraber yaşadığımız kadim dostum.
bu iki dostum da zor günlerimde çok destek oldular, zor günlerinde çok destek buldular benden. ne paranın lafını yaptık ne pulun bugüne kadar. aynı cepten yedik, aynı tabaktan yedik, yeri geldi krallar gibi eğlendik yeri geldi meteliğe kurşun attık. bugüne kadar böyle geldik.
ama eksik olan bir yan vardı hep o da benim onlardan biraz daha sorumsuz, siki taşağına denk, plansız programsız yaşıyor olmamdı galiba. biraz daha illegal diyeyim ya da tam tabiri. otomatik portakal'la trainspotting karışımı bir hayat diyeyim siz anlayın hacılar.
hah işte üçüncü kardeşim de bu adam benim. tıpkı diğer iki kardeşimle olduğu gibi hiçbir şeyin ne lafını ne mevzusunu yaptık bugüne kadar. ama bu adamın farklı yanı aynı benim gibi olması. kedi kediyi gözünden tanır derler hani, tam da öyle oldu yani. aynı kafada iki manyak, iki muhabbet timsali, laf canbazı. Ne ağızlar, ne argolar, ne kelimeler öyle böyle değil.
r yok derler ya hani bir tabir vardır, tam da bizim kalıbımıza biçilmiş bir laf bu işte bu adamla. Ulan sike sürülecek akıl yok diyorum harbiden bazen. neler neler yaaa anlatsam yıkılırsınız gülmekten, en kötü durumdan bile günlerce konuşacak makara çıkartabiliyoruz biz.
memura iş koymalar mı dersiniz, nezarette memurlarla kafa bulmalar mı, tek ayak üstünde 70 yalan söylemeler mi, daha iki gün önce kimliğimizi zarbolara rehin bırakmışken üstümüzde bi dünya sigarayla polis barikatı olan yerden geçip geçmemeyi düşünürken, "r yok ulan" deyip hayatı film şeridi gibi yaşamayı mı, deli gibi kafalar yaşayıp makaranın dibine vurup şeytanın götüne anahtar uydurmalar mı. neler neler.
tek eksiğimiz kaldı seninle moruk o da sağlam bir kavga etmemiz. hani ağız burun girmemiz lazım birbirimize ki bir daha kopmayalım hiç. zaten gözüme batıyorsun bu aralar, ayağını denk al hani *
masa başı oyunu bilmeyen galatasaray taraftarı. ne kadar temizsiniz ne kadar anlatamam.
(#12129904)
kendisine 2 tutam haluk ulusoy ve mehmet ağar tavsiye ediyorum. ama onlar da bitti, çok yazık tabi.