faşizmin ne anlama geldiğini bilmeden önüne geleni faşist diye yaftalayan klasik bir komünist. bu arkadaşın tanımına göre faşist demek komünist dışında herkes demektir. burdan da ne kadar ciddiye alınacağını göstermiştir. vay anasını sayın seyirciler bir yaşıma daha girdim.
faşizmin tanımını bile doğru dürüst bilmeyen bir yazardır. oysa ki faşizm ve komünizm birbirine çok benzeyen iki baskı rejimidir. ikiside anti-demokratik tek partili bir sistem olmaları bile aslında günümüz dünyasında yeterli bir eleştiri olacaktır.
ayrıca maxim gorki ve pavlovun sscb,komünizm ve komünist liderler hakkındaki düşüncelerine bir baksın. adamlar bile ne halt olduğunu anlamış. ama bizimkiler kafayı komünizm betonuyla kapatmışlar. beyinde oksijen akışı sağlanmıyor.
faşizmin gerçek tanımı, devletin ezen sınıfların ekonomik çıkarları doğrultusunda halkına zor kullanmasıdır. insanların ölümle cezalandırılmasını savunmak faşizm değildir.
faşist ile karşı devrimci arasındaki fark ise, karşı devrimci, devrim esnasında eline silah alıp devrime karşı savaşan demektir. bir faşist korkakça evinde bekler o da devrimden sonra yaşamına devam edebilir.
şimdi yazar sorar karşı devrimcilerin (devrimcilere karşı silahla savaşanların) öldürülmesini savununca nasıl faşist olunuyor? tecavüzcü öldürülünce tecavüzcü mü olunuyor?
polonyalı burjuvazilerin yaptığı ukrayna katliamı sırasında daha leninin başa gelmediğini, ortalıkta sscb diye bir devletin olmadığını bildiği halde yana yatmaya çalışan yazardır. bu arkadaş birgün türkiye nin herhangi bir sokağına çıksın. bunları orada söylesin. burada herşeyi söylemek kolay. en azından bizim kadar cesaretli olduğunu göstersin. propagandasını kahvehanede bir yapsın. bakalım alacağı cevap ne olacak.
ekim devrimi- 1917
sovyetler birliğinin kuruluşu- 1922
arada 5 yıl var. ayrıca polonya burjuvazisinin 1917 yılında ukraynada yaptığı vahşetle stalinin emriyle katliam yapan nkvd nin arasında hiçbir fark yoktur.
o katliam iyi, bu katliam kötü demek tarihe ve siyasete taraflı gözle bakmak ve bazı ideolojileri, liderleri ve devletleri ilahlaştırmaktan başka birşey değildir.
onun için türk milleti bu gibi zehirli ideolojilere ve onların şakşakçılarına hiçbir zaman prim vermemiş, değer göstermemiştir. milletinin özelliğini bilmeyen adamların komünistliği umarım parayı bulana kadar olmaz. ve en yakın bir zamanda galiyevçi bir sol parti kurulur ve bu sovyet marksizminin uşaklarına gereken cevabı bir nebzede olsa verebilir.
"Rus Çarlığı'nın 1917 Şubat Devrimi ile yıkılmasının ardından Ekim Devrimi ile iktidara gelen Bolşevikler tarafından aynı topraklar üzerinde kurulan ve 1991'e değin varlığını koruyan devlet," ibaresinden sovyetler birliğinin ekim devrimiyle kurulmadığı sonucunu çıkaran ilginç beyinlerce eleştirilen yazar.
eleştirilirken kullanılan kanıtlar(wikipedia http://tr.wikipedia.org/w...umhuriyetler_Birli%C4%9Fi ) bile yazarın doğru olduğunu ispatlıyor. fakat kendisini eleştiren ergenler bunu nasıl göremiyor anlamak mümkün değil.
ve evet devrim olduktan sonra ilk iş devrim esnasında devrimcilere karşı savaşanların cezalandırılması olmalıdır.
demek ki bu arkadaş ve bir avuç yoldaşı ülkede devrim (?) yaparlarsa işe ''faşist'' dedikleri türk milliyetçilerini katlederek başlayacaklar. canımızı onlar verdi ya almakta onların hakkıdır.
yazar son defa açıkça söylemektedir. anlamayanları ise artık muhatap almamaktadır. stalin, komünist olmayan herkesi değil faşistleri ve karşı devrimcileri cezalandırmıştır. yazar da bunun arkasındadır.
polonya katliamının linkini verenler polonya burjuvazisinin ekim devrimi esnasında ukraynaya saldırdığın da iyi bilmelilerdir.
komünist olmayan herkesi faşist ve karşı devrimci olarak sürgüne yollayan, gulak kamplarında katliamlar yapan, türkiyeden kars ardahan ve boğazları resmen isteyen bir diktatörün ardından ağıtlar yakan yazar.
bir zamanlar bizim yöneticilerimizde bu yazarla aynı görüşte olmuş olacak ki sscb nin yapamadıklarına yardımcı olmuştur.
(bkz: boraltan katliamı)
(bkz: 1944 ırkçılık turancılık davası)
4 aralık 1979'da 2 devrimci işçinin başının taşla ezilerek öldürüldüğünü bilmeyen faşocanlarca vikvik edilen yazar. fakat;
yazara göre ölüm ideolojiyle çelişmediği sürece bir haklılık belirtisi değildir. yani "ben kimseyi öldürmem" deyip öldüren kişi haksızdır. "öldürürüm" deyip öldüren ise haklı olabilir. komünistler hiçbir zaman suçların cezasız kalmayacağını belirtir.
80 öncesi dönemde mhpli vekillerin, gazetecilerin, öğretmenlerin, güya faşistler diye komünistlerce öldürülüp, üzerlerinin faili meçhul cinayetler olarak kapatıldığını bilmeyen ergen yazar.
80 öncesi olaylarda 5 gariban işçinin sırf ülkücü oldukları için şehit edildiğini bilmeyen sözde işçi dostu soslu komünistdir.
(bkz: 18 mart 1978 ümraniye katliamı)