2 gündür kamuoyunun cevap aradığı sorudur. şu başlığı "sorunsal" falan diye açıcaktım biraz karizmatik olsun diye ama sığmadı. neyse konumuz başka. bir pisuvar tartışması giderken, hani beyler ayakta şey etmesin prostat var falan diye, e o zaman ayaktada yemek yemeyelim yemek borusu, mide kanseri ediyor bu durum. tez bu da yasaklana, uymayanların tiz kellesi gide fetvası da olmalı. neyse konu bu da değil, konu şu. şincik pisuvar günah ya hani, ama vali beyin eşi kime ne yardım yapmış kabak gibi deşifreymiş veb sitesinde yardım yapılanların adı-sanı, mahallesi, telefonu falan fişman. e bu ne turşu şimdi? sağ elin verdiğini sol el görmeyecekti hani? bu itikadımıza ters değil mi? yapılan yardımın bayrak gibi aleni ilanı din de varmı? zaten müftü de "yok" demiş rahatladık. ne ala memleket be. (of off başım tuttu yine nerde benim ilacım?)
yardımı alenen yapmanın yanlış olduğunu haykıran bir soru cümlesidir. elbette yardımın gizli yapılması daha güzeldir. yardım yapılan kişileri rencide etmez. eden kişiyi havalara sokmaz. hem kimin parasıyla kime yardım ediyorsun durumudur ayrıca.
eyvahlar olsun dedirten klişe sorunlardandır. sıçtın bari, sıvamayı bırak denilesidir. yardım konusunda da, yardımları lanse etmenin hiç etik yanı yok. bunlar sadece bizim saf, temiz kalpli insanlarımızı gözünü boyamaktan ba$ka bir $ey değil.
çok sinirlendim; 10 tane tantum alıp duvardan çıkacak hayaletlerle konu$mak istiyorum.
dinci burjuvazinin sosyal hayatta yarattığı ikilemleri gösteren önemli bir örnek. ülkeyi sadaka ekonomisine teslim eden zihniyetin topluma, sokaktaki adama verdiği değer işte budur. başta çankayadakinin karısı olmak üzere, ülkede artık kilit noktaları ele geçirmiş sözde idareci tayfasının burjuva arap kültürünün etkisiyle iyice görgüsüzleştiğinin de göstergesidir aynı zamanda. peygamber efendimizin sade yaşam tarzı bu görgüsüz kabile için bir örnek teşkil etmiyor görünüşe göre. fakat laf dine, islamiyete gelince mangalda kül bırakmayanlar yine bu kesimdir, bu aynı zamanda tayyipgillerin içinde bulunduğu çelişkiler silsilesini açıklayan çok güzel ve açık da bir örnektir aslında.
kendini osmanlı döneminin ordu vilayeti derebeyi sanan bu zat ve onun çok kıymetli hanımları aslında burjuva arap görgüsüzlüğünün bir tezahürü olarak karşımızda durmaktadırlar. tabloya bakar mısınz? beyimiz başka işi gücü kalmamış cami helalarından pisuvar söktürüyor, çok muhterem hanımları yaptığı yardımları internet sitesinde teşhir ediyor. işte tayyip kültürünün ülkeyi getirdiği nokta. koskoca bir ülke dinci sahtekarların elinde adeta can çekişiyor. yüce atatürk ün topluma kazandırdığı ne varsa herşey ayaklar altına alınıyor, çiğneniyor..fakat bilmedikleri bir şey var. bu vatan çocukları, bu kahraman halk, bu yiğit millet hala atatürk ün evlatları olmaktan gurur duyuyor..ve hiç kuşku yok ki bir gün gelecek bu halk başına geçirilen çuvalı çekip atacak, ülkenin altını oyan bu sahte din tellallarına gereken cevabı verecektir.
Pisuvara işemek günah değildir. Oturarak işemek hem sünnettir hem de sağlık açısından daha doğrudur. Valinin açıklamasına göre cami görevlileri müftülüğe , müftülük te valiliğe konuyu iletmiş , vali de madem durum bu şekilde , o zaman cami tuvaletlerini bu şekilde yapalım demiştir. Ayrıca özürlüler için de mutlaka 1 tane alafranga tuvalet olmasını şart koşmuştur. Kimse bu açıdan bakmamış. Bilindiği üzere camilerdeki bu tip tadilatlar halk tarafından , özellikle kendi cemaati tarafından yapılır. Bunu çok dile getirdik. Duyan da Vali tüm kurumlardaki pisuvarları kaldırttı sanır. Bu istek cami cemaati tarafından gelmiştir. Daha ziyade onlar kullanırlar. Çok zor geliyorsa alaturka tuvalette ayakta işe sende.
Yardımların afişe edilmesi konusu ayrı bir başlık. Doğru değildir. Tasvip edilemez.