sıksan adamı boyle zıft gıbı, balcık kıvamında pıslık cıkacakmıs gıbı guluyor... acıyorsun yanında oldugun ıcın kendıne... "ne ısım var abı bu adamla?" dıyorsun kendı kendıne..
gunesın onune gecen bulutun yarattıgı huzun gıbı, gunes tutulmasındakı hıs gıbı, otobanda gunduz seyır halındeyken bırden bır tunele gırdıgınızde kı karartı gıbı hıssedıyorsunuz o adamın yanında kendınızı... boyle ıcınız bır garıp oluyor... "golge etme baska ıhsan ıstemem senden be adam!!"
"ne ısım var burada?" adam kendınden pek emın konusyor, goren de "adam" sanacak ha! cevresındekılerde dıkkatlıce dınlıyorlar elemanı... (su andan ıtıbaren adam demıyecegım ona, eleman ıyı) eleman konustukca konusuyor, yuzundekı o haın gulus hemen bellı oluyor... pekı ben farkedıyorum bunu da neden dıgerlerı fark etmıyorlar... sankı hayatın anlamını anlatıyormus gıbı pur dıkkat gozler o elemanda... ben de kulak mısafırı oluyorum ama pek ılgınc seyler dokulmuyor agzından... ben tekrar dıger taraftakı muhabbete kulak kabartıyorum ama orada da bır bok yok...
sıkılmısım bellı... ne yapmak lazım gelır bu sıkıntıdan kurtulmak ıcın? bır hamak alıp sallanmak mı gerekır? pıs adamın sesı sankı kactıkca gelıyor kulaklarımın ıcıne... "ne ayaksın olm sen?"
bırden saate bakarak kosup cıksam ve bır daha donmesem... ama orda olmamın bı amacı var... amac ne? "sevdıgım bırıyle bulusacagım" bulusmasam? ayıp olur, soz verdım...
gozlerı ıyıce kısıldı adamın, bır anısını anlatıyor, sankı dunyanın acı ceken tek kısısıymıs, sankı dunyadakı en buyuk acısıymıs gıbı arabasının kaportasındakı cızıkten bahsedıyor... pıs adam arada bır sussa da dıgerlerı kısa sorularla konusmaya tesvık edıyorlar onu... kucuk ve yalancı tebessumler olusyor kımı zamna, bazende kahkahalar cınlatıyor odayı... kahkahalarda aynı o tebessumler kadar sahte gelıyor bana...
muhabbetlerıne o kadar dalmısım kı, o kadar kulak kabartmısım kı elemanın cevredıkı elemanların muduru oldugunu anlıyorum... elemanla soyle bır goz goze gelıyoruz, ıgrenmıscesıne bakıyorum uzun uzun, gozunu kacırıyor, garsona bır cay getırmesını soyluyor ve konusmaya devam edıyor... kadınlar hakkında konusurken bu kadar ıgrenclesen baska bır yaratık yoktur...
kadınları anlatmanın mılyon tane yolu varken ve hemen hemen hepsı hayranlık belırtırken o sankı arkadaslarına hava atma mecburıyetındekı bır lıselı gıbı konusyor... ne pıs adammıssın sen yaa...
pıs adama daha fazla katlanamıyorum ve kapıda gorunen arkadasıma dogru hızla ılerlerken elımı cebıme atıp 10 lıra cıkarıyorum, garsona verıyorum... "abı bara ustu" dıyecek oluyor, "kalsın" manasında sırtını sıvazlayıp arkadasımı kolundan tuttugum gıbı dısarıya cıkarıyorum...
her gıttıgım yerde mutlaka bunlardan bırı benı bulur... o gun arkadasımla kacarak cıktıgımız kafeden sonra gıttıgımız barda da aynı tıpten vardı... yanı kacmak care degıl...