will turner karakterinin baş karakter olarak planlandığı lakin johnny depp'in jack sparrow rolündeki performansı her şeyi değiştirir. hem bir seri gelir hem de yabancı dalgalardaki gibi will ve liz karakterleri olmadan da bir seri yapılabileceğini göstermişlerdir.
2-3 film daha gelecek bakalım hikayeleri nasıl olacak. bir tarafta deniz kızının aşık olduğu rahip, bir diğer tarafta uçan hollandalının yeni kaptanı will.
şu müziği gerçekten olağanüstü. uluslararası ilişkiler teorileridersine çalışıyorum, kulağımda kulaklık karayip korsanlarının meihur 'he's a pirate' parçasını senfonik dinliyorum. marksizmin de leninizmin de globalizmin de amına koyup savaş ilanı verip viyana kapılarına dayanmak istiyorum. heyt beeee.
defalarca izlemiş olmama rağmen tekrar izlemiş olduğum seri. bazıları ciddi bir film olmamasını eleştiriyor ama böyle olmasından gayet memnunum. izlerken eğleniyorum.
-"Dünya eskiden daha büyük bir yerdi" diyen Barbossa'ya
Jack Sparrow :
-"Dünya aynı, sadece içinde daha az şey var, yanıtını vererek durmama sebep olmuştur.
Jack sparrow kardeşler meclisinin toplantısının sonunda babasına:
-"Her şeyi hallettin, sonsuza kadar hayatta kaldın. Buydu hile değil mi? hayatta kalmak? "
Baba:
-"Asıl hile hayatta kalmak değildir jackie, asıl hile sonsuza kadar kendinle yaşayabilmendir..." demiş ve hayran bırakmıştır felsefeye...
James Norington Elizabeth'i kaybederken de o müthiş sözünü söyleyerek, kaybedişin, vazgeçişin ve sonun dibine vurur;
-"Kaderlerimiz kesişmiş Elizabeth, ama hiç birleşmemiş..."
serinin ilk filmini izlediğim zaman başta beğenmiştim, johnny deppi görünce en baştan bir daha bir daha izlememe neden oldu, ekrana kitledi adeta. captain jack sparrow u anlatmaya kelime bulamıyorum, johnny depp her zaman olduğu gibi eşsiz oyunculuğunu bir kez daha kanıtlamıştır. izlediğim en muhteşem film serisidir, ama johnny depp'siz asla bir halta benzemezdi. elizabethin ezik wille aşık olması da, gıcık etmiştir beni.
sinema olayının aşmış olduğunu gösteren seridir. johnny depp gibi bir ekol ve oyuncuların tümünün kaliteli olması, yönetmenlerin ve senaryonun muhteşemliği, pirates of the caribbean ı efsane haline getirmiştir. ha bir de hans zimmer faktörü vardır elbet, onun müzikleri olmadan pirates of the caribbean düşünülemez.
show tv'de sansürlenmiştir nasıl mı hemen anlatayım;
normal dvd'de yaklaşık 10 defa izlediğim için ezberledim elizabet will'in yanına geldiğinde will onun bacağını öpüyordu ardından bacağına yaslanıp uzaklara bakıyordu.ancak show tv versiyonunda bacak öpme yok direkt olarak bacağına yaslanıp düşünüyor peki bizim burdan almamız gereken ders ne?anlamadım ama neyse en azından bu bilgiyi sizlerle paylaştım.
serinin dördüncü filmi olan karayip korsanları gizemli denizlerde konu olarak ilk üç seriden farklı olsada aksiyonu ve macerası bol olan seriydi.johnny depp tek başına filmi kurtarmaya yetiyor ayrıca deniz kızları çok güzelmiş,onlardan öpücük almak için yem olmayı göze alırdım.
en beğendiğim film serisidir.
hayatının bir bölümünü dünyada beğenilen neredeyse tüm filmleri izleyerek geçirmiş biri olarak, çoğu kişinin beğendiği halde, nadiren insanların en iyisi seviyesinde değerlendirdikleri bu filmi, zannediyorum hayal dünyama müthiş hitabı sayesinde kendi en iyilerim arasına rahatlıkla koyuyorum. hatta seri filmler arasında en iyisidir diyorum.
4. filminde 'hani yüksek biyere çıkınca aşağıya atlamak gelir ya insanın içinden, işte o bana hiç olmaz' repliğiyle ilk üç filmi aratmayacağına karar verdim 4. filmin. mütiş yaa adamlar yapıyor abi korsan olma isteği doğdurdular içimde.
her filminde bi noktaya kadar beni eğlendiren fakat bi yerden sonra da aksiyonun dozajını çok artırınca zevk vermemeye başlayan seridir. ha güzel midir? elbette.
üçünü ard arda bir günde seyredince duble etki yapan film. ancak ilk film alakasız olmuş biraz. pek bir araştırma yapmadım; ama büyük ihtimalle birinci filmin gişe başarısından sonra, iki ve üçüncü film çekilmiş. dördüncüsünü merakla beklemekteyiz.