bu hizla ve gazla giderlerse dehset bir ucuncu film olacagini soyleyebilirim. ayrica ikinci filmin sonundaki surprizle birlikte ucuncu filmin inanilmaz bir hiz kazanacagini ve oyuncularin yine dokturecegini umuyorum. ****
yapımına son sürat devam edilen, ilk iki filmden sonra "abi yardım lazımsa yardıralım da çabuk bitsin şu çekimler" dedirten, 2007'nin ilk yarısında sinemalara düşmesi planlanan pirates of the carribean serisinin 3. ve son filmi..
Will Turner, Elizabeth ve arkadaşları Barbossa'nın önderliğinde Jack Sparrow'u ve Siyah inciyi kurtarmak için dünyanın sonundaki Davy Jones'un sandığına doğru yola çıkarlar. Lord Cutler Beckett artık Davy Jones'un kalbine sahiptir ve denizlerdeki korsanları ordusuna katmaya başlamıştır.
başrollerini yine johny deep, orlando bloom ve keira knightley nin paylaşacağı ve eminim yine izlenme rekorları kıracak film, bu sefer 6 türk korsanın olduğu bi bölüm varmış ve film şirketi bu rolleri oynayacak nitelikte türk oyuncu bulamadıklarını söylemiş, onun yerine türk korsanları canlandıracak olan amerikan, fransız, iranlı, afganlı ve ermeni oyuncular bulunmuş ki bu insanlar filmde türkçe konuşup o kısımlar ingilizce altyazıyla geçilecekmiş, türk olmayan bu kişilerin nasıl bi türkçe konuşacakları merak konusu olmakla birlikte kültür bakanlığı ve yeri göğü inletip ortada gerinerek gezinen oyuncularımız uyuyor mu acaba diye de merak etmemek mümkün değil..
karayip korsanları serisinin 25 mayıs 2007 de vizyona giren 3. bölümüdür. asla ve asla ilk filimin tadını vermemektedir. karayip korsanları filmi zaten seri olarak çekilerek hatayı yapmış, birincisinde alınan tadı 2. ve 3. bölümlerde burusuk bir yüz ifadesine bırakmıstır. film yapımcıların, tamamen, bakın ne kadar garip ve iğrenç yaratıklar hayal ettik, araya komik bir de maymun koyduk *, sonuçta seri manyagı sinema severler sırf ilkini izledik diye bunlara da gelir şeklinde bir izlenim uyandırmıstır. haklıdırlar beni benden iyi tanıyorlar sanki. gittim; sırf ilki güzeldi diye. ama dayanamayıp ikinci yarıya katlanamayıp çıktım. bişey kaybettiğimi sanmıyorum.
korsan masalı dortlemesinin 3. halkasıdır. deep yine oyunculugunu konusturmakta; fılmı tek basına sırtlamaktadır. film, bir masaldan beklenebilecek her turlu ucarılıgı içermektedir. kaptan jack sparrow için dorduncu film de ızlenır.
o değilde bi calypso vardı ne oldu dediğim fimdir. calypso karakterinin amacı nedir neden o kadar anlatılmıştır ve neden film sonunda hiçbir olayı olmamıştır? maymun neden bu kadar komiktir? neden kimse bana keith richards'ın baba sparrow'u oynadığını söylememiştir? neden elizabeth önüne geleni öpmektedir? neden uçan hollandalıyla siyah inci donanma gemisini araya aldıklarında donanmanın geri kalanı olayı izlemiştir? will ayak fetişistimidir?
tanım: müziklerini hans zimmer'in yaptığı filmdir..
büyük heyecanla gidecek olanlar için peşin söylüyorum; aradıklarınızın hiçbirini bulamayacaksınız.. tabi ki beğeniler görecelidir, ama bu kadar fiyasko da olamazdı herhalde.. sırtını ilk iki filme dayayıp, seyiz zevki açısından zerre keyif vermeyen bu film için söylenecek pek de bir şey yok açıkçası.. çok çok daha iyisini bekliyorduk gore verbinski'den evet, ama bu kadar kötüsünü değil.. inanılmaz derecede sıkıcı ve gereksiz bir ilk yarı, aksiyoncuklar yaratmaya çalışan bir ikinci yarı.. işte bütün film bu.. çok yazık olmuş ne diyeyim..
her şey bir yana, müzikleri süper.. tek avuntum da bu oldu zaten..
enfes bir aksiyon, acayip sürükleyici bir konu ve tabii ki johnny depp! filmi öyle masaya yatırıp eleştiresim yok ama sadece beni rahatsız eden şey bu tarz fantastik-aksiyon filmlerinde aşk konusuna yer verilmesidir. karakterler kendi aralarında illa ki paslaşıp birbirilerine iş atacaktır, o işin tuzu biberidir ama keira knightley ve orlando bloom'un biraz fazla ön planda olduğu hissine kapıldım nedense. unutmamak lazımdır ki karayip korsanlarını karayip korsanları yapan johnny depp'tir.*
en az "jack sparrow" kadar karizmatik olan ve filmin en gergin anlarında attığı "ha ha ha" şeklindeki kahkahasıyla karizmada tavan yapan "barbossa" karakterini tekrar seriye döndüren filmdir...
--spoiler--
ayrıca filmin sonlarına doğru "will turner" rolündeki orlando bloom'un ölmesiyle nedenini açıklayamadığım bir mutluluk yaşamama ancak bir kaç dakika sonra will turner'ın tekrar dirilmesiyle "tüh be !" dememe neden olmuştur bu filmimiz...
üç saat sürmesi nedeniyle inanılmaz bayıcı olan film.. hayır başka hiç birşeyi değil de film boyunca "anladıysam arap olayım", "bana iki tokat at anneme yolla" gibi repliklerin acaba ingilizcesi nasıldı ki böyle çevirdiler diye merak edip durdum..
son sahnesini birçok kişinin izleyemediği filmdir... izleyecekler tavsiye, ışıklar yanınca ve yönetmenin adı çıkınca, yerinizden kalkmayın... keza, yaklaşık 50 kişi içinden 6-7 kişi filmin son sahnesini gördük... ayrıca, serinin 4. filmini bekleyenler için, bekleyin-beklemeyin şeklinde kafa karıştırıcı bir sona sahip olan filmdir...