Kimin yaptığı tartışılır ama kesinlikle 200.000 yıllık tarihi olan insanlık eseri olmayan yapıdır.
Bilgi teknoloji iş gücü olarak imkansız.
Daha da basit olarak konuyu işlemek gerekirse, Yarın birgün insanlık yok olsa ve uzaylılar Türkiye'ye gelse; boğaz altından geçen tüp geçite bakıp "vay be Türkler çok güzel muhteşem deniz altından boğaz geçişi yapmış" mı diyecek?
Akkuyu nükleer santraline bakıp "vay be Türkler muhteşem bir nükleer santral yapmış. Gelişmiş bir Teknolojileri mühendislik bilgileri varmış" mı diyecek uzaylılar?
Belki de der...
Ne bilsin elin uzaylısı, mühendislik proje para teknoloji olarak başkalarının yaptığını.
uzaylı dedi ya la. yazık kimin çocuğuysa. hala böyle masallara inanan insanların olması ne bilim güldürüyor beni iyiki varsınız iyiki yazarsınız sağolun varolun.
aslında piramitlerle ilgili tek soru, devasa taş blokların o dönemin teknolojisiyle nasıl taşındığı noktasındadır.
bu da piramitlerin duvarlarında yer alan çizimlerde de görüldüğü üzere taş kızaklarla ıslak kumların üzerinden sürüklenerek yapılmıştır.
yamulmuyorsam bununla ilgili bir deney yapmıştı batılı bilim adamları.
ve deneyin sonucunda taş kızaklarla ıslak kumların üzerinde bu devasa blokların sorunsuz bir şekilde taşınacağını göstermişlerdi.
zaten galaksiler arası yolculuk yapabilecek kadar gelişmiş bir canlı gittiği gezegenlere ağaoğlu gibi bina dikecek değil ya. etini, sütünü sömürür gider.
Bu evvela insanlığa sonra da uzaylılara hakarettir. Ulan herşeyi geçtim de düşün şimdi uzaylı kardeşlerimiz ta güneş sistemini geçip gelecekler burada toza toprağa bulanıp harç karıp piramit yapacaklar. Git allasen.
Sanıyorlar ki eski insanlar komple salaktı. Öyle möö gibi geziyorlardı.
Bugün bilim neyse o gün de öyleydi. Bugün müendisler nasıl çalışıyorlarsa o gün de öyle çalışıyorlardı. Bugün işçilik ve sanatçılık neyse o gün de öyleydi.
işten anlayan kimse yoktu da Piramitin yapımı uzaylılara mı kaldı.
Hem bana da 200.000 Köle verseler bırak piramiti, süper mariodaki bulutlara ulaşan fasülye sırığından bile yaparım.
saçma ve alçakça bir örnermedir. oranın insanına hakarettir. ayrıca piramitlerin yanında işçilerin mezarları bile bulunmuştur. hiçbiri de uzaylı değil. bunu demek onların emeklerini boşa çıkarmaktır. mısırın o zamanki medeniyetini de, bilimini de yok saymaktır. bir kültüre hakarettir.
siz at üstünde orayı burayı yağmalerken adamlar taslaba, ardından piramit dikiyordu. o gördüğünüz de gelişmiş piramitler. hepsi o kadar gelişmiş değil onun da bir evrim çizgisi var.
1)Büyük Piramit ile dünyanın merkezi arasındaki uzaklık, bu piramitin Kuzey kutbuyla arasındaki uzaklığa eşittir.
2)Büyük Piramit, dünyanın kara kitlesinin merkezinde yer almaktadır.
3)Piramitlerin üzerinden geçen meridyen karaları ve denizleri tam iki eşit parçaya bölüyor. Keops Piramidinin Taban cevresinin, yüksekliğinin 2 katına bölünmesinin pi=3.14 sayısını vermektedir.
4)ikameti Gize’de olan üç piramit aralarında bir Pisagor üçgeni olacak şekilde düzenlenmişlerdir. Oluşturulan bu üçgenin kenarlarının birbirlerine göre oranı 3:4:5’dir.
5)Keops piramidinin yüksekliginin 1 milyarla çarpımı yaklasık olarak güneşle dünyamız arasındaki mesafeyi vermektedir.
6)Büyük Piramitin dört yüzeyinin toplam yüzölçümü,piramit yüksekliginin karesine esittir.
7)Piramit dev bir günes saatidir.Ekim ortasiyla Mart basi arasinda düsürdügü gölgeler mevsimleri ve yilin uzunlugunu gösterirler.Piramiti çeviren tas levhalarin uzunlugu bir günün gölge uzunluguna esittir.Bu gölgelerin tas levhalar üstinde gözlenmesiyle günün 0,2419 bölümünde yilin uzunlugu yanlissiz olarak saptanabiliyordu.
8)Büyük piramitin tepesi Kuzey kutbunu,çevresi ekvatorun uzunlugunu temsil eder.Ve iki uzunluk ayni mikyasa uygunluk gösterir.
9)Piramit, kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya, yılda sadece 2 kez güneş girmektedir. (doğduğu ve tahta çıktığı günler)
bütün bu hesaplamaların o günün tekniğiyle yapılmış olması imkansızdır.
her şeyden önce dünyanın şeklinin bilinmesi daha doğrusu dünyaya dışarıdan bakılması gerekliydi bunları yapabilmek için.
olayın menşeinde, kadim kültürlerin kutsal metinlerinin göksel dayanaklara sahip olması ve gök kültünün her inanışta kendisine yer bulması yatar. modern insanın bu tip fantazyalar geliştirmesinde, uzay boşluklarında yayılan uzaylı figürlerini kullanması bundan olsa gerek. ki olayın devamını, uzaylıların ilkel atalarımızla çifleşerek melez ırklar meydana getirdikleri görüşü izler.
tabii, ateş etrafında et kemiren atalarımızla kontak kurmak için uzaylı dostlarımızın dünyaya gelme isteklerinin nedenleri varmış. minareyi çalan kılıfını hazırlar. iddiaya göre, dünyamıza gelecek uzaylı dostlarımızın gezegeninde küresel ısınma oldu ve artan güneş ısısından korunmak için, altına ihiyaç doğdu. nihayetinde, altın elde edbilmek için de, bize hi dediler. onca gezegen içinde bizi bulmaları tuhaf .
bu altınları işlemek, uzaydan gelen araçları indirip kaldırabilmek için, meksikadan mısır\\\\\\\'a büyük piramitler inşa ettiler deniyor teoride.
altınımızı aldılar, piramitleri yaptılar, \\\"çinlilere pusulayı türkler öğretti\\\" hikayesinde olduğu gibi; dünyalı atalarımıza madencilik tekniklerini ve hatta matematiği tüm bu süreç esnasında, uzaylı dostlarımız öğretmiş. nasca çizgileri denen modern fenomenolojinin başkentinde, ilk transit geçişi gerçekleştirdikleri yer olarak kayıtlara geçmiş. uzaylılar gittikten sonra, onların mühendisliğine ihtiyaç duyan atalarımız, geldiklerinde bıraktıkları işaret olan nasca çizgilerini yeniden vücuda getirerek, uzaylılıların geri dönmelerini sağlamaya çalıştıar. uzaylılar da, \\\"durun şunlara bir yardım edek de gidek\\\" demişler güya. tabii bu süreçte, insanlarla melez bir ırk yaratmak için, piramitlerin içerisini kerhane olarak kullanmaları da es geçilmemeli.
işin ilginci, dünya çapında binlerce adam buna inanıyor ciddi ciddi, herhangi bir mantıklı açıklamasına gitmeksizin.
