geometrik bir şekil.
eski mısırlıların, maya,inka,türklerin yaptığı kral mezarlarının şeklinden dolayı aldıkları genel isim.
özellikle mısır ve mayaların yaptıkları daha meşhurdur. mısırda devasa boyutta üç piramit olmasına karşın dünyadaki en büyük piramit güney amerikadadır.
şeklinden dolayı yıkılmaları çok zordur, bu yüzden antik dünyadan kalan ender devasa yapılar genelde piramit şeklinde olanlardır.
tüm bunlar haricinde inşaaları üstün bir matematik bilgisi gerektirmektedir. fakat inşaalarındaki dünya dışı varlık arama lar ve haklarındaki pekçok bilgi tamamı ile uydurmadır. bu hikayelerin büyük kısmı birinci ve ikinci dünya savaşı arasında bölgede araştırma yapan avrupalı bilim adamlarının hikayelerini halka pazarlamaya çalışan ingiliz ve amerikan tabloid gazetelerinin uydurmasıdır. öyle ki ;
* = iddialar
+=cevaplar
--spoiler--
*pramitlerin her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir. bu taşlar temin etmek için en yakın mesafe yüzlerce kilometre uzaklıktadır. bu taşların nasıl getirildiği bilinmemektedir.
+ hayvan ve insan gücü ile taşınmıştır. piramitlerin yapımı on yıllar sürmüş ve binlerce köle bu işte zorla çalıştırılmıştır.
* pramit kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya, yılda sadece 2 kez güneş girmektedir.(doğdugu ve tahta tahta çıktığı günler)
+ yalan bilgidir. piramitlerde mezar odalarına giriş ve pencereleri yoktur. aksi durum mezar soguncularının işini çok kolaylaştırırdı.
* mumyalarda radyoaktif madde bulunuyor. bu yüzden mumyaları ilk kez bulan 12 bilim adamı kanserden ölmüştür.
+tutankamonun laneti tamamı ile ingiliz gazetelerinin uydurmasıdır. piramitlerde radyasyon yoktur.
* pramitlerin içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır.
+çalışmaktadır
* kirletilmiş suyu, birkaç gün pramit'in içine bırakırsanız suyu arıtılmış olarak bulursunuz.
+yalan olduğu kendinden bellidir. suyu temizleyen ne ? kim ?
* pramit'in içerisinde süt birkaç gün süreyle taze kalır ve sonunda bozulmadan yoğurt haline gelir.
+hehehhe, içine biraz yoğurt koy ve sabit ısıda beklet. bizim evde de yoğurt oluyor.
* bitkiler pramit'in içinde daha hızlı büyürler.
+fotosentez yapan bitkiler için mümkün değil.
* pramit'in içine bırakılmış su 5 hafta süreyle bekletildikten sonra yüz losyonu olarak kullanılabilir.
+puhahahahhahahahha
* çöp bidonu içindeki yemek artıkları hiç koku yapmadan pramit içinde mumyalaşır.
+mısır gibi bir ülke bile olsa o müzelere çöp bidonu ile girmek mümkün değildir. yemek artıklarının mumyalaşması ne demektir. bu nasıl bir saçmalamaktır.
* kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar büyükçe bir pramit'in içinde daha cabuk iyileşme eğilimi gösterir.
+acıbadem hastanesinde kalsan daha da çabuk iyileşir.
*pramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur araştırmacıların çoğu ya içinde kayboldu ya da aynı yerde birkaç tur attılar. ancak içlerini göremediler.
+ çünkü çok sayıda oda bulunur ve çoğunun girişi yoktur. basit bir hırsızlık önlemidir. girilemeyen odaların uzay gemisi üssü olmasından daha çok hazine odası yada değerli-kutsal eşyaların bulunması ihtimali daha yüksektir.
*pramitlerin içi yazın soğuk, kışın sıcak olur.
+kalın taş duvarlı tüm insan yapılarında ve doğal yapılarda ( mağara gibi, in gibi) bu kural geçerlidir. bunun adı izalasyondur.
--spoiler--
altı kare, üstü sivri şekil. yanları da üçgendir. mısırdakilere gidilip, içine girildiği takdirde ziki tuttuğunuzun resmidir. çıkışınız biraz güç olacaktır çünkü.
film güzel başlıyor ancak ses efekti ve sonlara doğru gösterilen yaratık ile berbat bir düzeye ulaşıyor. yine de çoğu kişiyi korkutacak bir film. ayrıca klostrofobisi olanları ekstra gerebilir. ama filmin sonu tam anlamıyla rezalet ve basitçe bitiyor. 10 üzerinden 5 en fazla.
Show tv de yayınlanan yeni boktan yarışmadır. Sunucular, yarışmacılar baya ciddiyetsiz, yarışma da sessiz sinema ve ben bilmem eşim bilirden çalıntı oyunlarla devam ediyor. boşa para harcıyorlar, izlenmeyecektir bence yani daha güzel bir şey yapamadınız mı illa acun mu yapacak.
Hay bin yakzan'ın müellifi ibn-i sina'nın * aktardığı, huneyn bin ishak'ın yunanca'dan arapça'ya tercüme ettiği, alegorik, felsefi bir öyküsü vardır: salaman ve absal.
Mezkur öyküde aklı temsil eden, bilime tutku derecesinde bağlı olan kral hermanus keşfedilen yasaları sonraki nesillere aktarabilmek için bu piramitleri inşa ettirir. Bu öyle bir tutkudur ki hermanus'un gözü akıldan başka bir şey görmez ve kadınlar ile hiç ilgilenmez. Hatta büyük maceralar yaşadıktan sonra tahta geçecek olan oğlu salaman bile bir nevi yapay bir rahimde dünya'ya gelir. Salaman da daha sonra babası gibi kendini akıl dışındaki şeylerden soyutlayan bir kişiliğe bürünür.
Hikaye, anlatıldığına göre, piramitlerin bir yerine gizlenmiş altın levhalar ile kayıt altına alınmış ve daha sonra platon bu levhaları mısır seyahati sırasında keşfetmiştir. Fakat devrin kralları bu levhaları almaya izin vermediğinden, platon öğrencisi aristo'ya bunu almasını öğütlemiş ve aristo ise iskender'in mısır'ı fethetmesinin ardından platon'un gösterdiği gizli yollarla levhaları keşfedip bu hikayeyi aktarabilmiştir. Levhaların sonunda salaman'ın ağzından şu satırlar yazılıdır:
"Bilgiyi ve krallığı yetkin ve tam olan yücelerden iste. Eksikliler yalnız eksiklikler verebilir."
Esasında bu hikayenin(salaman ve absal), aktaranın(aristo), tercüme edenin(huneyn bin ishak), tercüme edileni duyuranın da(ibn-i sina) ortak bir yönü vardır o da "akılcı" olmalarıdır. Zaten bunlar toptan aristocu veya daha kulağa hoş geldiğini düşündüğüm -bazı farklar olsa da genel itibari ile aynı olan- tabir ile "meşşaî" filozoflarıdır. Hikayede iklikalos diye öğütleyici, tavsiye verici bir karakter daha vardır. Platon'un hikaye'nin dışında kalması da zannımca bu filozofların düşüncelerinin veya bu aristocu yaklaşımın yansımasıdır.
Hikaye piramitleri anlatan eski kaynaklar ile bir uyum içerisindedir. Kral, oğlu, bilim, akıl, tutku, tufan... piramitlerin mantığını tanımlayan bir çok şey hikayede mevcuttur.
Bilimsel yasaları kaydetme işinin nasıl olduğuna dair bazı kitaplarda ipuçları vardır. Bu ehramı(özellikle keops) anlatan eski kaynaklarda piramidin duvarlarında 10000 sayfayı dolduracak nitelikte yazılar olduğundan bahsediliyor. Maalesef bu yazılardan günümüzde bir eser kalmamış. Piramidin taşları üzerine doldurulan ve düz bir görüntü oluşmasına sebep olan kireçtaşı sıvası da çoktan kayıpları karışmış vaziyette.
Harun Reşid'in oğlu halife el-memun döneminin merakıyla bağdaşan bir şekilde -gerçi kitaplarda bu piramitlerin içinde olduğu söylenen hazineyi bulmak için yapılmış bir girişim olarak zikredilse de, bunu döneminin gelişmelerine dayanarak inanmıyorum- piramitlere girmeye çalışmış ve uzun uğraşlar sonucu bir gedik açıp piramidin bugün bildiğimiz 2 odasını ve bazı yollarını keşfetmiştir. Ama gelin görün ki bu piramitlere dair o dönemde matematiksel hesaplamalar yok denecek kadar azdır. Neredeyse bir şey yapılmamıştır. Yani hem duvarlarında binlerce sayfa tutan yazıları olan bir piramit karşınızda olacak hem de keşfetme dürtünüz sessiz kalacak! Burası ya bir çelişkidir ya da henüz çözülememiş bir muammadır. ingilizler ve fransızlar zaman içinde piramitleri teknik boyutuyla epey incelemişler fakat yine büyük bir yekûn oluşturacak sorular cevapsız kalmıştır.
Kral odasında yalnızca kendi halinde duran bir "lahit"in olmasını da, yalnızca bir takım ritüelleri kralın yerine getirmesi için konulduğunu düşünmek de bence yanlış bir yaklaşım. Yani bu odanın boş olmasının da hikaye ile ilgili bir alegorik bağı olduğunu düşünüyorum. Piramitler anlamın kendisi olduğu gibi oda ve kenarı kırık lahit de bu anlamın, "haram"ın, "ehram"ın kendisi olabilir.
--spoiler--
*Piramit, kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya, yılda sadece 2 kez güneş girmektedir. (doğduğu ve tahta çıktığı günler)
*Piramit’in içerisinde süt, birkaç gün süreyle taze kalır ve sonunda bozulmadan yoğurt haline gelir.
*Piramit’in içine bırakılmış su, 5 hafta süreyle bekletildikten sonra yüz losyonu olarak kullanılabilir.
*Piramit’in yüksekliğiyle, çevresi arasındaki oran, bir dairenin yarı çapıyla çevresi arasındaki oranın dengidir. Dört kenarlar dünyanın en büyük ve çarpıcı üçgenleridir.
*Piramitler ile ilgili çeşitli matematiksel bulgular arasında ilginç olanları şunlar: Keops piramidinin yüksekliğinin 1 milyarla çarpımı yaklaşık olarak güneşle dünyamız arasındaki mesafeyi veriyor. (149.504.000km)
*Piramitler, her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir. Bu taşların temin edilebileceği en yakın mesafenin yüzlerce km uzakta olmasına rağmen.
*Piramitlerde kullanılan taş ve basamak sayıları birbirlerine oranlandığında pi sayısı elde edilmektedir.
*Piramitlerin bazı odalarının içerisinde ne olduğu hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Araştırmacıların pek çoğu ya içerisinde kayboldu ya da aynı yerlerde birkaç tur atıp içini görmeyi başaramadılar.
*Piramitlerin içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır.
*Piramitlerin içi yazın soğuk kışın sıcak olur.
*Piramitlerin üzerinden geçen meridyen karaları ve denizleri tam iki eşit parçaya bölüyor. Keops Piramidinin Taban çevresinin, yüksekliğinin 2 katına bölünmesinin pi=3.14 sayısını veriyor.
*Piramitlerin yapımında kullanılan taşların sayısı ile piramitleri oluşturan basamak sayıları çarpıldığında, dünyanın güneşe olan uzaklığı az bir farkla da olsa bulunmaktadır.
--spoiler--