kendisiyle alakalı yapılan, aşağı yukarı bütün antolojiler ciddi karışıklıklar içermektedir.
bunda;
yapılan seçkilerin kategorize edilmesi, hatta abartılıp kategorizasyon gruplarının;
-hayatındaki olaylara ait (dair) şiirler,
-tabiat ve hayata dair şiirler,
-didaktik şiirler,
-aşk şiirleri,
şeklinde belirlenmesi etkendir.
pir sultan bir yöre-kültür mitidir. içinde mahlası geçen şiirler dahi kendisine mal edilmemelidir.
taraftarları, yoldaşları, öğretisini takip edenler tarafından onun adına, kendini onun yerine koyarak şiirler yazılmış, bunlar her ne hikmetse bütün olarak pir sultan'a mal edilmiştir.
hele ki; tabiat ve hayata dair şiirleri ile aşk şiirlerini ayırarak kategorize etmek ciddi anlamda hatadır.
pir sultan abdal'ın şiiri; aynı bakış açısıyla farklı konuları inceler şekilde değil de bir bütünü aynı yalın bakış açısıyla inceler şekilde yorumlanmalıdır. öğreticiliğinde aşk olduğu gibi, aşkında öğreticilik vardır.
Pir Sultan Abdal, halk arasında Yedi Ulular olarak bilinen Yedi Ulu Ozan'dan biridir. Alevi gelenekleri ile dergâh ortamında yetişmiştir. Ana konuları, Deyişler, Nefesler, Hakk sevgisi, Ehl-i Beyt sevgisi, duazimam, ilahi aşk, tasavvuf ve sosyal uyarı niteliğindedir. Dolayısıyla bir derviş olarak toplumu irşat (ilimiyle ve aklıyla toplumu bilgilendirmiştir) etmiştir. Tekke ve tasavvufun kalıplarını aşıp geniş bir halk kesimine seslenebildi. Medrese öğrenimini Erdebil'de görmesine rağmen, diğer bazı halk şairlerinin tersine, Divan Edebiyatı'ndan hiç etkilenmedi
Ben musayım sen firavun
ikrarsız şeytani layin
Üçüncü ölmem bu hayin
Pir Sultan ölür dirilir,
şeklindeki on kaplan gücündeki dörtlüğüyle, hayının/çıyanın ne denli güçlü, mağrur olursa olsun, iyiyi, güzeli, doğruyu yok edemeyeceğini, esir alamayacağını haykıran isyankar anadolu ozanı, şair.
16. yüzyılda, Hatayi ile birlikte alevi- bektaşi edebiyatının kurucularından ve bu edebiyatın en güçlü şairlerindendir. asıl adı haydar. sivasta alevi faaliyetlerine katıldığı için asılmış büyük kardeşlik ozanı.
13. yy da yunus emre ile başlayan, 15. yy da kaygusuz abdal ile belli bir olgunluğa ulaşan tasavvufi halk edebiyatımızın güçlü temsilcilerinden biridir. kanuni sultan süleyman devrinde yaşamıştır.
türk halk şiiri gelenegine uygun şiirler yazmış, hece ölçüsü kullanmıştır. şiirlerinde tasavvuf, ilahi aşk, maddi aşk, doğa sevgisi ve rençberlik gibi konular işlemiştir.
ince ve samimi deyişleri vardır.
kızılbaştır, sağda solda türkü söyleyip oyun havası eşliğinde halay çekmesiyle meşhurdur. kendi öğrencisi olan hızır paşayı yıllarca kullanıp atan ve sonunda doğru yolu görüp, vali olarak atanan hızır paşa tarafından asılmıştır.
hala takipçileri vardır özellikle devrimci, komünist tayfası büyük çoğunluğu teşkil eder.
açık bir şekilde vatan hainidir. iran şahı şah ismail'in tarafındadır. onun gelip istanbulu ele geçirmesini osmanlıyı yerle bir etmesini istemektedir. günümüzdeki pkklılarla fazla farkı yoktur.
iranlı provakatör ajan, tarikat lideri, türkücü. şaka yaw şaka, kızmayın öyle her lafa, saglıga da zararlı üstelik. eger sözlükte her başlıga kızılacaksa ve öfke seline kapılınacaksa burada olmamanız daha iyi. maksat hem iletişim olsun, özgürlük ortamı olsun, hem geyik olsun, hemde takılalım stres atalım değil mi. kızacaksak herşeye eger, sünni kardeşlerimizin birçok kişi hakkında katli vacip fetvası vermeye hakları dogar o zaman, adamların karılarının kızlarının peygamberlerinin herşeyi eleştiri ve hakaret konusu oluyor. Sivas'ın banaz köyünden oldugunu bildiğim birisi işte, çokta mühim değil, halk ozanı, iran ajanı olmakla suclanıp yine kendi tarikatından olan hıdır paşa tarafından sallandırılmış elaman. şaha gitmek isterken bileti yanlış yere kesilmiş yolcu.
16 yüzyılda yaşamış halk şairidir. En büyük direnişçilerden birisidir. Yedi ulu ozandan birisi olur. diğerleri şunlardır: fuzuli, şah ismail, kul hikmet, virani, yemini, seyyid nesimi dir.
haksızlık yapılmış, çile çekmiş ve bunu da o güzel sözleriyle dile getirmiştir, hemde öyle güzel dile getirmiştir ki yüzyıllarda geçse halen seve seve dinlenebiliyor.
türküler; halkın dili, gözü, yüreği olan ozanların of çekmesidir bozuk düzenlere. nice ozan, halkın ozanı olabilme gereğini yerine getiremedikleri için bugün yaşamıyor. ama bir tanesi var ki, halkın sözcüsü, halkın duyan yüreği, işiten kulağı, söyleyen dili olduğu için dörtyüz yıldır yaşıyor. işte odur,
haksızlığa başkaldırının simgesidir pir sultan abdal. yolundan dönmemenin simgesidir. hızır paşanın anlamadığını bugün torunları da anlamamakta, pir sultan bir ölür bin dirilir.. meydan okumadır pir sultan şimdi yozluğa, yobazlığa.
şah ismail'in aleviliği kullanarak osmanlıdan toprak elde etme çalışmaları sebebiyle osmanlı-iran safevi devleti çekişmesinin arasında kalarak astırılan ünlü düşünür,şair,halk ozanı.
dönem itibariyle irandaki safevi devletinin kışkırtması ile osmanlı da yer yer alevi isyanları çıkar, şah ismaille sürekli atışırlar. de bu atışmada en çok zarar gören yine alevi halkıdır. işte tüm bu şerait içerisinde pir sultan bir simge olur.
tıpkı yunus gibi günümüze ulaşan birçok eseri pir sultana ait değildir. anadolu halkı baskıya, şiddete onun diliyle karşı koyar. efsaneleşmesi de bundandır. zulme, baskıya eğilmemesi ile geçmiştenm geleceğe başkaldırışın ,direnişin simgeis olmuştur.
eserlei incelendiğinde muhteşem bir tasavvufi alt yapı sezilir. şathiye tarzındaki eserleri ile de dikkat çeker.
hızır, pir sultan'ı önce asmaz, asamaz. bugün kale olarak bilinen eskiden toprak kale de denilen küçük kale'ye hapseder.
çıkarım bakarım kale başına
mümin müslümanlar gider işine
bir ben mi düşmüşüm can telaşına
açılın kapılar şaha gidelim
yıkılın kaleler dosta gidelim
olaylar gelişir, hızır pir sultan'a içinde şah geçmeyen 3 deyiş söylerse affedeceğini söyler. pir sultan alır sazı eline, iki deyiş söyler, ikisinde de şah geçer. işte üçüncüsü:
alınmış abdesti aldırırlarsa
kılınmış namazı kıldırırlarsa
sizde şah diye asırırlarsa
ben de bu yayladan şaha giderim.
hızır hiddetlenir. piri astırır ama hıncını almak için asılırken seyretmeye gelen herkesin taş atmasını emreder. herkes can korkusuna pir sultan'ı taşlar. kalabalığın arasındaki ali baba (tarikata girişteki yol arkadaşı) taş atmaya utanır ancak hızırdan da korkar. pir sultan'a bir gül fırlatır...
pir sultan abdal'ım can göğe ağmaz
hakk'tan emrolmazsa irahmet yağmaz
şu ellerin taşı hiç bana değmez
ille dostun gülü yaralar beni