türk oğlu türk'tür. kendisine kıyanlardan daha türk'tür. ayrıca komünistlerin, ali'siz sözde alevilerin pek savunduğu ozandır halbuki bu gerzekler savunur pir'i lakin pir dinine düşkün, ya allah ya muhammed ya ali nidalarını dilinden ve yüreğinden eksik etmeyen gönül insanıydı, hatırlatırım...
DÖNEN DÖNSÜN BEN DÖNMEZEM YOLUMDAN
Koyun beni hak aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Benim pirim gayet ulu kişidir
Yediler ulusu, kırklar eşidir
On iki imamın server başıdır
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Kadılar müftüler fetva yazarsa
işte kemend, işte boynum asarsa
işte hançer, işte kellem keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Ulu mahşer günü olur divan kurulur
Suçlu, suçsuz gelir orada dirilir
Piri olmayanlar anda bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Pir Sultan'ım arşa çıkar ünümüz
O da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakka teslim olsun garip canımız
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
türküler... Türküler; halkın dili, gözü, yüreği olan ozanların of çekmesidir bozuk düzenlere. nice ozan, halkın ozanı olabilme gereğini yerine getiremedikleri için bugün yaşamıyor. ama bir tanesi var ki; halkın sözcüsü, halkın duyan yüreği, işiten kulağı, söyleyen dili olduğu için 400 yıldır yaşıyor. Pir sultan abdal...
valla kendi yaptıgım okumalara göre yaşadığı bile tartışmalıdır.onu idam ettiği söylenen hızır paşayla aynı zaman diliminde bulundugunun kanıtı yoktur.bir ihtimal uydurulmus bir halk kahramanıda olabilir.
eger böyle değilse gercekten yasamısa da ne yazık ki o zamanlarda var olan şia tehlikesinin kurbanı olmustur.müslüman osmanlı halkını şaha götürmeye calısmıs ve kaybetmiştir...
osmanlı'nın ekmeğini yiyip suyunu içerken, osmanlı devleti'nin fars şahı ile çatışmasını fırsat bilip hemen peşine takılan vasıfsızları ve yöre halkını gaza getirip rus işgalinde ermenilerin yaptığı gibi yapıp, şah adına çalışmaya başlayan, müslüman osmanlı halkına saldırıp şaha yol açmaya çalışan ve beceremeyip idam edilen nankör haindir. bildiğin hain.
ağıdı önce söylenen
sen nereye uçuyorsun,
ağıdı önce söylenen
ölüm korkusunu atar,
sen nereye uçuyorsun
boynu usul telli turna
Pir Sultan benim ağıdım
ben de senin ağıdınım
uzar gideriz bu yolda,
sen nereye uçuyorsun
gökyüzüne kana kana
benim söylendi ağıdım
yazda kışta haziranda,
ben hep zindanlarda yattım,
en müşkülü daha sonra
kendi kendim sürgün ettim,
sen nereye gidiyorsun
bir yerlere konmayana
silah çatuben askerler,
neden silah çatıyorsun
dostum dostum aslan dostum
sen nereye uçuyorsun,
Kerem Aslı'nın koynunda
çiçeği hiç solmayana
biz ki Nâzım'dık dünyada
rumelli kalın abdal
uçan kuşa selam saldık
sevdik oluklar boşaldık,
cemi cümle bir sofrada
muhannetlik kalmayana
Pir Sultan Abdal, 16. yüzyılda yaşamış, Türk-Alevi halk şairi ve ozanıdır. Asıl adı Haydar'dır. Yaşamının büyük bölümü Sivasın Yıldızeli ilçesinin Çırçır bucağına bağlı Banaz köyünde geçti. Ölümünün, 1547-1551 ya da 1587-1590 yılları arasındaki bir tarih olduğu sanılıyor.
Pir Sultan Abdal, şiirlerinde Allah, islam Peygamberi Muhammed, Ali, On iki imam ve Ehl-i Beyt sevgisini sıkça işlemiştir. Ayrıca sosyal konulara da yer vermiş ve bunları birer sosyal uyarı niteliğinde işlemiştir. Çoğu şiirini nefes tarzında ilahilerle yazmıştır.
Alevi bir şair olduğundan Hakk-Muhammed-Ali izinde yürümüştür. Alevi gelenekleri ile dergâh ortamında yetişmiştir. Dolayısıyla bir derviş olarak toplumu ilmiyle ve aklıyla bilgilendirmiştir. Tekke ve tasavvuf'un kalıplarını aşıp geniş bir halk kesimine seslenebildi. Medrese öğrenimini Erdebil'de görmesine rağmen, diğer bazı halk şairlerinin tersine, Divan Edebiyatı'ndan hiç etkilenmemiştir.
Pir Sultan Abdal, Aleviler arasında Yedi Ulular olarak bilinen Yedi Ulu Ozan'dan birisidir.
türkülerini dinledikçe büyüklüğünü daha bir anladığım insan. türkçe'nin ne kadar güzel kullanıldığını ve anadolu'nun sıcaklığını görüyoruz şiirlerinde. ne yazık ki bu kültürü bize unutturmak için her şeyi yapıyorlar...