Gerçek ismi, Pippilotta Viktualia Rollgardina Pfefferminz Efraims Tochter Langstrumpf olan ve Astrid Lindgren adlı isveç asıllı alman yazar tarafından yaratılan hikaye karakteridir.
1941 yılında yazarın kızı karin kötü bir hastalığa yakalanır ve arkadaşları dışarıda oynarken, o, yatakta uzun süre yatmak ve istirahat etmek zorunda kalmıştır. Yavaş yavaş iyileşen ve bütün gün bir odada yatmaktan sıkılan karin bir gün annesinden, güzel bir masal anlatmasını ister.
Ne anlatabilirim ki sana, diyen annesine küçük karin, bana Pippi Langstrumpf'un hikayesini anlat der. Ve yazar Lindgren o andan itibaren kızıl saçlı Uzunçorap Pippi üzerine anlattıkça anlatır.
babası bir korsan olan ve tam adı pippilotta olan özgür kızımız ve arkadaşlarının maceralarının anlatıldığı astrid lindgrenin ünlü çocuk romanı.bu pippi evde at beslerdi,inanılmaz zengin inanılmaz güçlüydü.çocukluğumun en tatlı kitaplarındandır.
isveç masalıdır. aslı (bkz: pippi langstrump) olup, almancası yukarıdaki gibidir. google dan bir saattir araştırıyorum... hatta önce babamın dediği gibi pippi longströmdiye aradım ama, bunun okunuşu olduğuna kanaat getirdim...
türkçeye "uzun çoraplı pippi" olarak tercüme edilebilecek, isveçli yazar astrid lindgrenin yaratmış olduğu komik,eğlenceli,akıllı,güçlü,bağımsız kahraman.pippinin babası ebrahim denizcidir,devamlı seferdedir.annesi ölmüştür.pippi birgün atı ve maymunuyla beraber kasabaya gelir ve "villa kuntabunt" adlı eski eve yerleşir. thomas ve annika isimli akranı iki kardeşle yakın arkadaş olur. herkesten farklıdır pippi; iki örgü halinde kızıl saçları,rengarenk elbiseleri,dizlerine kadar uzanan çizgili çorapları vardır.bir atı kaldırabilecek kadar güçlüdür,kasabanın öğretmeni onu yetimhaneye yerleştirmeye çalışır,pippi kabul etmez.birgün babası seferden döner, dönüşte pippiyi de götürmek ister ancak pippi evinde mutludur,orada kalır.onu farklı yapan budur.çocukken çok özenilir,onun gibi olmak istenir.
filminde pippiyi canlandıran oyuncunun şimdi Stockholmde yaşayıp sekreterlik yaptığı öğrenilince biraz hayal kırıklığı yaşanır.ama pippi akılda hep o filmdeki haliyle kalır, kocaman gülüşlü,kızıl saçlı yaramaz bir kız çocuğu....
aynı zamanda alman punk grubu wizonun çok eğlenceli bir şarkısıdır. askerdeyken her sabah dinlerdim....
sözlerini de yazayım tam olsun:
zwei mal drei macht vier, wiedewiedewid und drei macht neune,
ich mach' mir die welt wiedewiede wie sie mir gefaellt.
hey, pippi langstrumpf, trallali, trallalhey, tralla hoppsassa,
hey, pippi langstrumpf, die macht was ihr gefaellt.
drei mal drei macht sechs, wiedewiede wer will's von mir lernen ?
alle, gross und klein, trallalala lad' ich zu mir ein.
ich hab' ein haus, ein kunterbuntes haus,
ein aeffchen und ein pferd, die schauen dort zum fenster 'raus.
ich hab' ein haus, ein aeffchen und ein pferd,
und jeder, der uns mag, kriegt unser einmaleins gelehrt.
zwei mal drei macht vier, wiedewiedewid und drei macht neune,
wir machen uns die welt wiedewiede wie sie uns gefaellt.
drei mal drei macht sechs, wiedewiede wer will's von uns lernen,
alle, gross und klein, trallalala lad' ich zu uns ein.
dady long legs kadar tutmayan bir anime. yanlış hatırlamıyorsam ressam bir çocuk vardı resim çizerdi bol bol. renkli bir anime olması dışında pek bir zamazingosu yoktu. nerde grenn of gable ya da uzunbacaklı baba.
1988 yılında The New Adventures of Pippi Longstocking adıyla bir filmi daha çekilmiştir. yoğunluklu olarak hatırlanan filmi bu filmdir. özellikle müzikleri, film içinde söylenen şarkılar unutulmazdır. pippi' yi tanıyıp da nostalji yaşamak isteyenler için:
arkadaşlarımın çantamın üzerinde anahtarlığı bulunan kızıl saçlı pippi yi 'pipi' diye okuyup saatlerce bundan espri üretmelerine sebep olan çizgi film karakteridir.
Çocukluğumun en güzel, en deli kahramanı.
Elleri üzerinde yürürdü, mutfağında fantastik bir şekilde omlet pişirirdi. Hatırlıyorum da bir kere Thomas ve Annika ile pikniğe gitmişlerdi ve Pippi harika bir piknik sepeti hazırlamıştı ve ardından bir uçuruma bakan yemyeşil bir düzlükte piknik yapmışlardı. Etrafta uçan kuşlara özenen Pippi, tıka basa dolu karnına aldırmadan kuşlar gibi uçmayı denemek için kendini uçurumdan aşağı öylece bırakmış ve kanat çırpamadan, okkalı bir 'paat' sesiyle yere inmişti. Bir şey olacak diye çok endişelenmiştim ama turp gibiydi afacan.
Kitabın ilk başlarında bir de arayıcılık macerası vardı. Verandasından ve atından sıkça bahsedilirdi kitapta. O, polislerle evinin damında kovalamaca oynarken ben gülmekten yerlere yatardım. Bir yangından kurtardığı çocuklar hasebiyle, hayli korkmuş kalabalık tarafından bir tezahürat yağmuruna tutulunca benim de göğsüm kabarırdı. Her macerasını onunla birlikte ben de yaşardım
Onu çok severdim, kendime benzetirdim çünkü; yemek konusunda iyi, yemeyi seven, özgür ruhlu, macera düşkünü, başkalarına garip gelen bir kızdı.
işbu girdinin sahibi yazar bu girdinin fazlaca kişisellik içerdiğinin farkındadır ancak dayanamayıp yazmıştır, n'apsındır.
Tanım: Astrid Lindgren' in hayal gücünün bir ürünü olan; kızıl ve örgü halinde iki yanda dimdik duran saçlara, çilli bir surata, uzun-çizgili çoraplara, harika gemici düğümü atma yeteneğine sahip olan roman karakteri.