'100 Temel Eser'i basan yayınevlerinden bazıları kitaplarda islami söylemleri kullanıyor
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) öğrencilere tavsiye ettiği "100 Temel Eser"i basan yayınevlerinden bazılarının, kitapları islami söylemlerle doldurduğu ortaya çıktı. Klasik kitaplarda kahramanlara Türkçe isimler verilirken, Pinokyo'nun marangoz babası sarıklı "Galip Dede" adını aldı.
Radikal gazetesinde dün yayımlanan habere göre, MEB'in 2005'te ilköğretim öğrencilerine okumaları için tavsiye ettiği 100 temel eserin listeleri ilan edildikten sonra bazı yayınevleri de bu kitaplardan oluşan setler hazırladı. Ancak çevirmeni belirtilmeden basılan kitaplarda söylem tamamen değişti. Damla Yayınevi'nin bastığı Anton Çehov'un eserlerinin bulunduğu kitaptaki "Kaval" isimli hikâyenin kahramanlarından, çiftlik kâhyası Meliton, çoban köylülerde yaşanan değişimi şöyle anlattı:
'Günahlarımız çoğaldı'
"Çünkü çok günah işlemeye başladık. Allah'ı büsbütün unuttuk, onun için. Böyle giderse elbette kötü son gelir."
Oscar Wilde'ın "Mutlu Prens" adlı kitabında da karakterlerin birbirleriyle sabah selamlaşmaları "Hayırlı sabahlar" ifadesiyle yazıldı. Pinokyo'da da sürekli "Allah rızası için", "Allah sizden razı olsun" ifadeleri kullanıldı. Nehir Yayınları'nın 45 kitaptan oluşan setinde de Pinokyo'nun marangoz babası Gephetto'nun ismi Galip Dede, Heidi'nin dedesi Alm'in ismi de Alp olarak değiştirildi. Skandalın ortaya çıkmasının ardından öğrencilerin okuduğu eserleri karnelere kanaat notu olarak yansıtma planı yapan MEB yetkilileri, velilere "klasik kitap" uyarısı yaptı.
'Klasik özelliğini yitirir'
Çevirilerden bilgilerinin olmadığını, yalnızca kitap ismi tavsiye ettiklerini belirten ilköğretim Genel Müdürü Yüksel Özden, velilerin kitapları satın alırken klasik eser olmalarına özen göstermeleri gerektiğini vurguladı. Özden, "Kitaplar, klasik eser olduğu için okutuluyor. ifadeleri değiştirilince klasik eser olmaktan çıkarlar. Kitaplara ideoloji karışması klasikliğini bozar. En küçük bir değişiklik bile kitabın özelliğini yitirmesine neden olur" dedi.
alm dedenin pardon alp dedenin içtiği şaraplar da saf suya dönüşür artık dedirten.sabır taşı çatladı artık diye isyan ettiren olay.
empoze etmenin son sınırı.bakalım daha neler çıkıcak.hakkımızda hayırlısı.
+ sayın bakanım tavsiye ettiğiniz kitaplarda istediğiniz değişiklikler yapıldı.arzederim
- hmm...bir bakayım
+ buyrun
- yarım yamalak iş yapmışsınız yahu!
+ anlayamadım sayın bakanım?
- kitabın adı abdülpinokyo olacaktı hani?nerenizle dinliyorsunuz, allah kulak vermiş yahu!
+ bağışlayın sayın bakanım, hemen basımı durduruyorum.
- hadi işinizin başına!ben de bu arada vatandaşa sıkılacak yalanları düşüneyim...
hmm...bizim haberimiz yok..bu olmadı.. biz böyle bir talimat vermedik bunlar provakasyon amaçlı iddialar veliler kitabı alırken dikkat ets....
Bir zamanlar Cem Yılmaz, 'Karadeniz fıkralarının bazılarında bizzat oynadığını' söylemişti... (Kimse gıcık kapmasın diye 'Karadeniz' şeklinde yuvarlıyoruz, Türkçe tercümesini kendiniz yapınız.)
'Amca, buralarda bir pideci varmış, ne tarafta acaba?' sorusuna 'Kıymalı mı, peynirli mi?' şeklinde yanıt veriyorlardı hani insanlar... 'Havaalanına nasıl gidebilirim?' sorusuna da 'Uçak havaalanı mı?' sorusuyla...
Şimdi de hepimiz yeni bir fıkralar dünyasına girdik. Milli Eğitim Bakanlığı, ilköğretim öğrencilerine bin temel eser tavsiye etmiş. (Yöneticilerimiz böyle yuvarlak rakamlı yayın faaliyeti seviyorlar, bir zamanlar bakanlığın yalnız öğrenciler için değil her vatandaş için bin temel eser dizisi vardı, eski 'maarif klasiklerine' ismet inönü ve Hasan Ali Yücel önsöz yazmışlar ya, bunlara da Süleyman Demirel 'attırmıştı' bir şeyler...)
Bu öğrenci kitapları arasında elbette Pinokyo, Heidi, Polyanna, Tom Sawyer falan var. Proust ile Wittgenstein olacak değil ya.
Fakat bu sevimli kahramanlar bu kez biraz tuhaf...
Uzun burunlu tahta bacak Pinokyo, 'Allah rızası için... Allah'a şükür' şeklinde konuşuyor. Doğru yazılışıyla Pinocchio bu, yazan Carlo Collodi, tahtadan kesip biçen de Gepetto Usta.
Pinokyo bir de tekerleme okuyor kitabın bir yerinde. Şöyle: 'Benim elim değil, Fadime anamın eli, el benden sebebi Allah'tan, okumak benden şifa Allah'tan, elemterefiş kem gözlere şiş, bir daha nazar değmez inşallah'...
Amin... Cemi cümlemize... Üç Silahşörler'de de Aramis'in 'hidayete ermesi' anlatılıyor. Allah bu kefere silahşörüne Hak dininde can vermek nasip eyleseydi daha iyiydi ya, ne yapalım, dindar olsun da gayrımüslim olsun.
La Fontaine masalında balıkçı oltasını denize 'Ya nasip!' diyerek atıyor, balıkları kapan kurnaz tilki de balıkçıya 'Allah yolunuzu açık etsin, hadi bana eyvallah' deyip savuşuyor.
Ben okumadım, Tolstoy'un kahramanları da türbe ziyareti yapıyorlarmış da, Hacı Murat mı sözkonusu yoksa Kont Vronski mi, çözemedim.
Önerim, bu kitapları basıp yayan ve bakanlıktan da tavsiyeyi koparan Damla Yayınevi'nin işi daha da büyütmesi ve ileri götürmesi, büyükler için de bu tür hoşluklar üretmesidir.
Örneğin, biz artık karşımızda, kocasını aldattıktan sonra intihar edip bir de öyle günaha giren değil, tövbe istiğfar edip tesettüre giren bir Madame Bovary görmek isteriz. Hatta adını da Bahriye Hanım yaparsa daha iyi olur.
Tefeci kocakarıyı öldürüp sonra da pişmanlık krizleri geçiren Rodyon Romanoviç Raskolnikov, hıyar gibi suçunu itiraf edip Sibirya'ya sürgüne gideceğine istanbul'a gelse ve ihtida edip Raci Ramazan Resulkuloğlu adını alsa fena mı olur? Sevgilisi Sonia'yı elbette Saniye yaparız.
Don Quixote eşek gibi yeldeğirmenlerine saldıracağına, Madrid'in ünlü Chicote barına dalıp şarap içen küffara kılıç çalsa daha iyi değil midir yani?
Monte-Cristo Kontu da bu durumda Mesihdağı Ağası olabilir.
Yok, 'D'Artagnan' ismi Ermeni kokuyor, onu hiç yayınlamayalım, tarihçilere bırakalım.
Fakat yalnız roman ve öykü kahramanları değil, kefere müverrihlerinin bizzat kendileri de Türkleştirilmeli ve Müslümanlaştırılmalıdır. Örneğin Roger Garaudy'nin Raci Garudi olması gibi, Jean-Paul Sartre artık Can Pulsatar, Alexandre Dumas bu kez iskender Duman, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski şimdi Ferdi Mahmut Dostuyetti, Emile Zola da bundan böyle Emin Zula olarak anılmalıdır. Maksim Gorki'yi Mahzun Gürkan yaparız.
Edebiyat medebiyat bir yana, şu savaşı hayırlısıyla El Kaide-Hizbullah koalisyonu kazansa da George Bush'u sünnet ettirip Cafer yapsak, Condie'ye de Kaniye ismiyle hayırlı bir kısmet bulsak...
Onlar kazanırsa bu kez Ahmedinejad'ın Anthony Natchett olma tehlikesi var ha!