40'a girmeme az kaldı. ilk defa bir şarkılarını dinlememin üzerinden neredeyse 25 yıl geçti.Zaman içinde dinlediğim birçok şeyi artık dinlemez oldum ya da azalttım. oysa Pink Floyd'u hala dinliyorum ve görünüşe göre ölene kadar da fikrim değişmeyecek.
uzaylıların dünyada.müzik gelişsin diye yetmişli yıllarda çeşitli frekanslarla işte müzik denen şey buduru öğretmek amacıyla Pink Floyd'a ilham gönderdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır...
Pek bohem bir hayata sahip olduğum söylenemez. Heavy metal dinliyorum, pek bana hitap ettiği de söylenemeyecek bir grup lakin bazı anlarda da öyle bir sakinleştiriyor ki beni anlatamam. En sevdiğim parçası ise;
(bkz: the great gig in the sky)
biz zamanında ruhunu pink f a teslim edenler olarak; o grubu bir yerle bağdaştırmışızdır hep. benim için pink f , bursa demek , bulvar demek, yağmurlu günler demek, dökülen yapraklar demek.
her dinlediğimde hayran kalıyorum. resmen müzikte çığır açmış adamlar. bu nasıl bir müzik zekası, duyguyu melodilere dökme yeteneği böyle? dünyanın gelmiş geçmiş en yakışıklı, güzel, karizmatik, karşı konulamaz müziğini yapmış adamlar. uzaydan geldik deseler inanacağım!
normalde bateri diğer enstrümanlara göre çalar, hatta arkada kaybolur. bu parçada bateri kendince bir yandan çalıyor. hatta bateri üzerine yapılmış nadir parçalardan biridir.
haa aynı şekilde bıyık bıraktığımda (bkz: nick mason) gibi görünüyorum beni bile şaşırtacak kadar.
Pink floyd- Hey you
pink floyd ile tanışmam bu parçayla olmuştu ve en sevdiğim parçası haline geldi. Yıllar geçse de bir gram bile azalma yok. En sevdiğim yeri ise, " open your heart i am coming home ve arkasından gelen gitar solosu." uyanır uyanmaz bunu açıp uyanıyorum sen iyi ki varsın be pink floyd...