''Görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. Çirkindir ya tırtıl,gönlünü çelmez. Görünenin ötesine geçmek istersen eğer, aradan örtüyü kaldırıp da gönül gözü ile bakarsan, kelebeği bulursun karşında. Güzeldir ya kelebek, gönlün ona akar. Lâkin gönül gözünle görürsen eğer, kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın.'' Elif Şafak/Pinhan..
--spoiler--
görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. çirkindir ya tırtıl gönlünü çelmez. görünenin ötesine geçersen eğer aradan örtüyü kaldırıp gönül gözü ile bakarsan kelebeği bulursun karşında. güzeldir ya kelebek gönlün ona akar. lakin gönül gözünle görürsen eğer kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın...
--spoiler--
" insanları izlerken, daha evvel hiç görmediklerini görebilir, hiç hissetmediklerini hissedebilirsin pinhan. insanları uzaktan seyrederken, onlara her zamankinden yakın olabilirsin. eğer bakmayı bilirsen gözlerin sana oyun etmez, dosdoğru görürsün. içte saklı olanı, acıtanı, kanatanı görüsün. o vakit anlarsın ki o dediğin sensin, seyrettiğin kendi bedenin, kendi sûretin; ağladığın kendi acıların."
insanın dört unsurdan ibaret olduğunu söyler ve bunu da kitapta bölümlerce anlatır. " safra dediğin ateştir; tabiatı sıcak ve kuru. kan dediğin havadır; tabiatı sıcak ve rutubetli. balgam dediğin sudur; tabiatı soğuk ve rutubetli. sevda dediğinse topraktır; tabiatı soğuk ve kuru. ola ki bu dördünden herhangi biri ötekilere galip gelirse o vakit vucut hastalanır."
kimine kafi gelir bu ten sureti
böyle doğar, böyle sırlanır
kimine dar gelir bu ten sureti
hep arar,savrulur
kiminin imanı korkudur
"ve inne rabbeke leşediydül'ikaab"
kiminin imanı safi aşktır
"ve ma rabbüke bizalamin lil'abiyd"
her kim ki aşk için, aşkla yaşar
aşkı arar, aşkla yanar
işbu vücud şehrinin
kapısını aralar
inanılmaz bir dille yazılmış, buram buram mistizim kokan, baş döndüren, dağıtan, savuran, yakan ama sonunda kendini bulmanı sağlayan elif şafak kitabı...
bu kitabını 25 li yaşlarında yazdığını hesaba katarsak obereyyy diye kaldığım yazardır.
kitabı okumayı başarabilseydim bu kitabın en güzel elif şafak kitabı olduğu konusunda en azından kendimle hem fikir olurdum heralde.
"isimler ki büyülüdür/sade büyülü mü/isimler hem de büyücüdür/sanmam ki çıkmış olsun hatırından/ismini ''fasl-ı hazan'' koyalım/söndüğü yerde beni bulasın/lakin fasl-ı hazan demek/fasl-ı hüzün demek/söndüğü yerde/sana kavuşmam gerek/onun söndüğü yerde/benim tutuşmam gerek..."
elif şafak'ın bir ilke göre başarılı romanı. bölüm başlarında çok güzel alıntılar yapmıştı.
''isimler ki büyülüdür/sade büyülü mü/isimler hem de büyücüdür/sanmam ki çıkmış olsun hatırından/ismini fasl-ı hazan koyalım/söndüğü yerde beni bulasın/lakin fasl-ı hazan demek/fasl-ı hüzün demek/södüğü yerde/sana kavuşmam gerek/onun söndüğü yerde/benim tutuşmam gerek..''
10 yil önce yazilmasina ragmen, bitirmek bugüne kismet olmus, simdiye kadar okunan kitaplar arasinda en ilginc giris bölümlerinden birine sahip olanlardan biriydi belki de. ayrintilar cok, baglantilar iyi, sonuc güzel... ama keske sirf pinhan'in hikayesi olsaydi bu. daha uzun, daha cok, daha detayli... keske 26 yasinda degil de 30 yasinda bitirseydi elif safak bu kitabini. asil o zaman bir saheser cikardi belki de ortaya, hatta daha da fazlasi...
kanımca elif şafak'ın en iyi romanıdır. Ayrıca bir defada okunması tavsiye edilir, aksi taktirde orada burada içinde ayraçla sürünürse küser,kendini kapar, okutmaz.