bu kitabını 25 li yaşlarında yazdığını hesaba katarsak obereyyy diye kaldığım yazardır.
kitabı okumayı başarabilseydim bu kitabın en güzel elif şafak kitabı olduğu konusunda en azından kendimle hem fikir olurdum heralde.
--spoiler--
görünenle yetinirsen eğer sadece tırtılı bilirsin. çirkindir ya tırtıl gönlünü çelmez. görünenin ötesine geçersen eğer aradan örtüyü kaldırıp gönül gözü ile bakarsan kelebeği bulursun karşında. güzeldir ya kelebek gönlün ona akar. lakin gönül gözünle görürsen eğer kelebeğe değil tırtıla sevdalanırsın...
--spoiler--
" insanları izlerken, daha evvel hiç görmediklerini görebilir, hiç hissetmediklerini hissedebilirsin pinhan. insanları uzaktan seyrederken, onlara her zamankinden yakın olabilirsin. eğer bakmayı bilirsen gözlerin sana oyun etmez, dosdoğru görürsün. içte saklı olanı, acıtanı, kanatanı görüsün. o vakit anlarsın ki o dediğin sensin, seyrettiğin kendi bedenin, kendi sûretin; ağladığın kendi acıların."
kimine kafi gelir bu ten sureti
böyle doğar, böyle sırlanır
kimine dar gelir bu ten sureti
hep arar,savrulur
kiminin imanı korkudur
"ve inne rabbeke leşediydül'ikaab"
kiminin imanı safi aşktır
"ve ma rabbüke bizalamin lil'abiyd"
her kim ki aşk için, aşkla yaşar
aşkı arar, aşkla yanar
işbu vücud şehrinin
kapısını aralar
inanılmaz bir dille yazılmış, buram buram mistizim kokan, baş döndüren, dağıtan, savuran, yakan ama sonunda kendini bulmanı sağlayan elif şafak kitabı...
elif şafak'ın metis yayınlarından çıkmış ilk romanı.
kullandığı ağdalı dil kimi zaman sıksa da yine de değişik bi deneme.
çok daha başarılısı için (bkz: mahrem)
elif şafak'ın bir ilke göre başarılı romanı. bölüm başlarında çok güzel alıntılar yapmıştı.
''isimler ki büyülüdür/sade büyülü mü/isimler hem de büyücüdür/sanmam ki çıkmış olsun hatırından/ismini fasl-ı hazan koyalım/söndüğü yerde beni bulasın/lakin fasl-ı hazan demek/fasl-ı hüzün demek/södüğü yerde/sana kavuşmam gerek/onun söndüğü yerde/benim tutuşmam gerek..''