eğer uçak havdayken çıkış kapsının arasındaki 2 cm lik boşluktan dışarısı gözüküyorsa yapılamayacak eylemdir.nasıl geçti 2 saat bir allah bilir.biz o gün türbülansa girmedik resmen türbülanstan çıkmadık.
şükür ki artık çok kalmadı bu adet... ama eskiden her uçakta rastlardım ve çok garipserdim... sinir bir gülme hali gelirdi üstüme atamazdım bir türlü...
itiraf ediyorum, ben de yaptim bu terbiyesizligi. yagmurlu bir geceydi, mevsimlerden kisti. frankfurt havaalanindan kalkan TK 1399 sefer sayili Türk Hava Yollari Airbus A320 ucagimizla Istanbul Atatürk Havaalanina dogru saatte yaklasik 530 km hizla yol aliyorduk. Ucak Bulgaristan üzerindeyken icimde kelebekler pirpir etmeye baslamisti, ne de olsa yolculugun cogu gitmis, azi kalmisti. 1 saat kadar sonra beklenen anons geldi, "ladies and gentlemen, this is your capt'n pilot speaking, we are approaching istanbul atatürk airport." 20-30 dakika kadar bir zaman kalmisti inise, heyecan doruktaydi. Icimden "Hassiktir olm, biraz sonra kavusuyorsun, sag salim inersek, ailene" diyordum ve devrik cümlelerim daha da devriliyordu.
Ne de olsa uzun zamandan beri ilk kez Istanbul'a geliyordum, icim icime sigmiyordu. Derken, ucak inise gecti, alcaldikca alcaldi. Artik Istanbul'un Avrupa yakasinin carpik yapilasmasi ve sikisik trafigi acik secik belli oluyordu, ama maalesef cam kenarinda degildim, onun bir yanindaki koltuktan komsunun üzerine egilip seyrediyordum disariyi. Sonra geldik Yesilköy'e, havaalaninin pistine degmemiz an meselesiydi. Kemerler takili eller kolluklarda icten dua ediliyordu.
Ve az sallantiyla tekerlekler yere sürtündü sonunda, frenlere asildi kaptan pilotumuz. Bundan sonra bir kac saniye gecmemisti ki, almancilar alkislamaya basladilar. O an ben de kendimi bir gurbetci hissettim, ama gecmisti, artik memleketimdeydim, birden icimden bir ses alkis tutmami emretti. Ayaga kalkip manyak gibi alkislamaya basladim. Ucagin geneli de benimle beraberdi, Türk oldugumuz her yerimizden belliydi, daha da belli etmeye calisiyorduk, sak sak yaparak. Pilot, kabinin icindeydi, tabii ki duymuyordu disaridaki sesleri, ama olsundu, biz görev bilinciyle ona sevgi ve saygimizi iletiyorduk.
2 dakika sonra millet bana tip tip bakmaya basladi, megerse gaza gelmisim, üstümdeki gömlek ve atleti yirtmisim, ucagin icinde sebeklik yapiyorum. Hostlardan iriyari olani bana iki tokat atti, o an kendime geldim. Sonra ucaktan indik sirayla, eve gittik.
Yoğun sisin camdaki buhar ile karışıp ortalığı bulanık görmenizi sağladığı ve yağmur damlalarının kahpe rüzgar ile birlikte uçağı hırpaladığı bir günde sert iniş yapan içinde bulduğum uçak pilotunun başına gelen olaydır. Eğer inançlı yolcularımız çoğunlukta ise alkışın ardından "Geçmiş olsun kardeş!", "Cümleten geçmiş olsun!" yada "Allah korudu vallahi!" nidalarını da duyabilirsiniz.