havacılık sektörünün coşuşa geçtiği ülkemizde otuz bin doları basıp bir sene kasıp gerekli sertifikaları alıp bir anda ayda dörtbin dolarla işe başlamanın an meselesi olduğu meslek kolu
latince kökenli bir kelime olup (bkz: doğal olarak) ingilizce'de asıl anlamı "kılavuzluk eden " "yol gösteren" dir.genel kanı uçak kullanan ehliyetli kişilerin pilot olarak anılması olmakla birlikte, f1 yarışlarındaki sürücüler ve taklaya gelmiş gençler de pilottur (bkz: takla olmak)
sadece havacılıkla alakalı bir terminoloji olmamakla birlikte, herhangi bir nesneyi/aracı/edavatı, uzmanlık derecesinde kullanan kişiye verilen ünvandır. yamaç paraşütü, f1 aracı gibi araçları kullananlara da pilot denilegelmektedir.
sivil havacılık genel müdürlüğü tarafından yetkili kılınmış kurslar sonucu en azından ppl lisansı alan kişilere verilen ad. yeteneklerine göre bröve ile ödüllendirilen kişilerdir.
He's living next the rails.
He can tell you things of different cars and trains.
Now he's trying the whole day
to switch off time by causing train-delay.
Could be enough
if only he's the pilot
once a day.
Could be enough
if only he's the pilot
once a day.
Not a word to compensate.
Not a sentence to describe this
desperate state. Not a picture to
compare. We step into a room of
opaque air.