kibarlık budalaları tarafından mahalle baskısı haline getirilmiş saçma sapan bir klişeye karşı çıkan, ya da hiç bunlardan haberi olmadan sadece mantık gereği kaşık kullanan adamdır.
görgüsüz olmayan adamdır. normalde evet pilav çatalla yenir. burada arkadaşa fazla yüklenilmiş ama adam kaşıkla da yiyorsa görgüsüz demeye hacet yoktur.
pilavı malesef ve malesef çatalla yemek zorunda kalıyorum. çoğu zaman ender yerlerde.
siz nasıl istiyorsanız öyle yiyiniz. görgüsüz diyene de tama etmeyiniz.
sheraton'a gidip te hala pilava talim ediyorsa hiç yoktan fakirlik nedir biliyormuş duble göbek iş adamımız.
o değilde bu çinli garson nerden biliyor bu adamın külür devşirmeye kadar varan biyografisini.
kendini ne kadar zora sokup ne kadar avrupaya özenirsen o seviyede görgülü olma anlayışının yarattığı burhan altıntop sıçramaları yapan arkadaşların rahatsızlık duyduğu harekettir.
(bkz: bende nişan taşı çocuğuyum).
şahsen kendim. son 3 kuşak şehirli hem de büyükşehir *, üniversite mezunu gayet elit bir insan olarak pilavı kaşıkla yiyorum. yemeklerimiz masada herkes ayrı tabaklardan yiyorz.
pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diyorum. çatalla yediğim pilavdan zevk almıyorum, tat almıyorum. yanaklarım şişecek ki ne yediğimi anlayayım.
görgüsüzlükle ilgisi olmayan saçma tespit. ancak benim gibi sadece çorba içerken kaşık kullanan biri için görüntüsü kötü olan şey. isteyen istediği şekilde yiyebilir. literatürde kaşık, çatal diye ayrılmadıysa problem olmaz.