pilav

    2.
  1. iyi pilav tereyagıyla yapilir.
    9 ...
  2. 82.
  3. tane tane olmasındaki en büyük etken iyi kavrulmasıdır. iyi kavrulmamış bir pirinçten pilav olmaz.
    5 ...
  4. 5.
  5. çok yenirse gözler de pilav tanesine benzer
    (bkz: cinliler, japonlar)
    5 ...
  6. 183.
  7. kuru fasülyesiz yetim gibi kalmakta olan yemektir. zeki alasya metin akpınar ikilisi gibiler.
    6 ...
  8. 152.
  9. içimde karşı konulamaz bir hayranlık ve sevgi beslediğim müthiş yemek. et yemeklerinin vazgeçilmez refakatçisi. kuru fasulyenin sözlükteki anlamı. çoğu yemekle mükemmel uyumu olan bir lezzet bombardımanı. hele bir de tereyağlı olursa.*

    hunharca yenilesi...
    4 ...
  10. 9.
  11. kıvamını çok yi tutturduğum yemek.
    hele bir de pişirdikten ve dinlendirdikten sonra, servise hazır hale getirmeden önce üzerine birkaç damla limon sıkıp karıştırıyorum ki bembeyaz oluyor pirinçler, kıvamını tam olarak tutuyor. *
    4 ...
  12. 12.
  13. kendisinden döndüğümüzde kaşığımızın kırıldığı yemek.
    4 ...
  14. 4.
  15. bir iletişim aracıdır. örneğin: evlenme çağına gelen genç toplu halde yenilen bir pilava kaşığını batırıp öylece bırakırsa evlenmek istediği anlamına gelir. eskiden kıt imkanlarda kalem kağıt, sms, msn gibi teknolojileri kullanamayan fakir anadolu halkı ileri bir yaratıcılık örneği göstererek pilavı bir iletişim aracı olarak kullanmıştır.**
    4 ...
  16. 178.
  17. nohutlu ve tavuklusu makbuldur.
    yanında ayran varsa tadından yenmezz
    4 ...
  18. 170.
  19. Pilav, pirinç, bulgur gibi taneli bitkilerin veya şehriye, kuskus gibi makarna türlerinin suda pişirilmesiyle yapılmış olan bir yemektir.

    Birçok çeşidi vardır; italyan usulü pilava risotto, iran pilavına çilav denir. Özellikle Japonya ve Çin'de pirinç pilavı çok tüketilir.

    15. yüzyılda sarayda pilav yeniyor ve Fatih Sultan Mehmet'in sofralarında sade pilavın dışında sebzelisi, etlisi ve tavuklusunun yer aldığı kayıtlardan anlaşılıyor. Ancak pirinç nadir bir malzeme olduğu için çok uzun bir dönem pilav sadece zengin Osmanlı sofralarını süslüyor ve buralarda da sofranın en önemli yemeği konumuna yükseliyor.

    16. yüzyılda pilav pişirme yöntemleri gelişmiş, aynı öğünde birkaç çeşit pilav yenmeye başlanmış. Şölenlerde ikramların zenginliği, etin yanı sıra pirinç pilavlarının bolluğuyla da ölçülür hale gelmiş. 17. yüzyılda Evliya Çelebi, Bitlis Beyi'nin kent meydanında verdiği ziyafette 13 çeşit pirinç pilavı bulunduğunu yazıyor. Bu da pilavların sadece Osmanlı sarayına özgü olmadığını gösteriyor. Ancak yine de nadide bir yemek olan pilavı sıradan halk yüzyıllar boyu ancak zenginlerin şölenlerinde tadabilmiş. Özellikle istanbul'da bu yüzyıldan sonra pirinç buğday kadar tüketilir oluyor. Kültür tarihçisi Marianna Yerasimos, Osmanlı Mutfağı adlı eserinde 18. yüzyıl yemek tarifleri arasında çok değişik pilavların bulunduğunu, hatta benmari usulü pişirilen "susuz pilav" ve balıklı pilava bile rastlandığını yazıyor.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük