normal, bildigimiz, cevremizde görebilecegimiz inek tip. piknik alaninda yesillikler icinde dogal ortaminda bulunmanin rahatligiyla daha bir gaza gelmistir.
daha lise birinci sinifta soguk bir pazartesi sabahi istiklal marsi icin beklerken bir arkadasimi ayakta, elinde de kocaman kitap test cözerken gördüm. var böyle yaratiklar.
buram buram şekil yapan kız olarak tabir edilen öss kazanamayacak olan ama çok çalıştım siz gördünüz sanırım kaydırma yaptım diye bahanesini çok erkenden hazırlayan zeki kızdır.
tam bir karınca - ağustos böceği hikayesidir. Diğerleri piknikte laylaylom yaparken, inek kızımız harıl harıl çalışır. Sınav sonuçları açıklandığında kendisi sağlam bir okulun sağlam bir bölümüne girerken arkadaşları bir sene daha hazırlanma zulmüne katlanır. Bunun üzerine ertesi sene tembel tayfa seneye hala pikniğe giderken inek kızımız artık üniversitesinin bahar şenliklerinde çimlere yayılmış birasını yudumlamaktadır. Çok enderde olsa üniversiteye gittikten bu inek kızımızın bahar şenliklerinde bile ders çalışma potansiyeli vardır.
tanımadığım kızdır kendisi.
ancak, yaşım itibari ile; pearl jam konser sırasında öss/öys testi çözen bir adet kız tanımışlığım var.
bir de; danza da chill out kısmında tayyar arı nın şu an ismini unuttuğum bir dersine çalışmışlığı olan bir kız var bildiğim ettiğim.
ders çalışmak istiyorsa, neden pikniğe gidiyor, pikniğe gidiyorsa neden test çözüyor? sorusunun muhatabı kız.
belki de açık hava zihnini açar diye ummuştur, fakat ülkemizdeki piknik kültüründen pek haberdar değildir herhalde.
çocuk çığlıklarını, yakar top ve "veleybol" oynayıp coşan gençleri, börtü böceği, sineği, arıyı, pek de uzak olmayan bir mesafeden gelen bok kokusunu, tabak çanak, çatal bıçak şıngırtsını ve bütün bu zihin ve beden yorucu şeyleri hesaba katmamamıştır belli ki.
dershanesiyle gittiği kahvaltıda test çözen kızın küçük kardeşidir. sanılanın aksine bu kızlar boğaziçi'ne girer. öss yaklaştıkça banyo yapmayı bile vakit kaybı olarak görürler. **
Genelde piknikte bile çalışan kızlar öss'yi kazanır. Çalışan bu kızı görenler de genelde ona karşı kin duyarlar. Onla dalga geçerler. Hiç düşünmezler; bana ne oluyor, dünyada o kadar saçmalık varken bu kızın piknikte çalışmasını neden bu kadar eleştiriyorum. Kaldı ki, bu kız kazanamasa bile en azından uğraşmıştır. Aslında eleştirenlerin bilinç altlarında bir rahatsızlık vardır. Kendilerinin de ÖSS için çalışması gerektiğini bilirler, bundan dolayı bu kızı görünce rahatsız olurlar. Kendileri o anda ÖSS'ye hazırlanmasa bile o aşamalardan geçmiştir veya benzer başka bir aşamadan geçmektedir. Kendileri ile yüzleşeceklerine, kıza laf atmayı tercih ederler. Ne de olsa bu çok daha kolay bir yöntemdir.
Bir de olaya ders çalışan kız açısından bakmak gerekir. Arkadaşlarla gidilen bir piknikte ders çalışmak pek doğru sayılmaz, arkadaşlarla gidilen pikniğin doğasına aykırıdır. Fakat ne var ki, insanın ömrünü bitiren, kesinlikle olmaması gereken bir sınav vardır önünde. Bu sınav hayatını ciddi şekilde etkileyecektir. Bu durumda kızın sınavı fazla önemseyip, pikniğe kitaplarını getirmesini mazur görmek gerekir. Bu sınav ne yazık ki, kızımızın aklından çıkmamaktadır. Bu durumda fırlatacağımız okların yönünü kızdan, ÖSS'yi yaratan sisteme çevirmemiz gerekir. Kızın bu olayda mağdur olan taraf olduğunu anlamalıyız.
Bir de arkadaşlarla gidilmeyen, sessiz, doğa ile iç içe bir piknik ortamı düşünelim. Bu durumda şehrin kalabalığında evde çalışmaktansa, elbette piknikte çalışmak çok daha anlamlı ve zevklidir. Piknikte ÖSS testi çözen kız, evde odasına kapanıp ÖSS testi çözen kızdan daha şanslıdır.