Chelsea maçından önce muhabirin "Bir gün Fenerbahçe'ye teknik direktör olmak ister misin?" sorusuna "bunun için önce lisansımı almam ve sonra da dişlerimi yaptırmam lazım" diye cevap veren şirinlik muskası.
kariyerinin son deminde fenerbahçeye gelmiş, fenerbahçeliler dahil pek çok kişiyi performansıyla yanıltmış, efendiliğiyle bağrımızda taht kurmuş, ileride bir gün mutlaka fenerbahçenin başında görmek istediğimiz erman toroğlu deyimiyle kule tipi forvet oyuncusu.
fenerbahçe nin darmadağın olduğu dönemlerde takıma gelmiş, takımı bir komutan edası ile yapılandırmış ve fenerbahçe nin bugünlere gelmesinde şüphesiz en önemli rolü oynamış futbolcudur.
mükemmel frikikleri, efendiliği, maç bitiminde tribünleri tek tek gezmesi, hınzır gülüşü, diğer takım taraftarlarının bile imrenerek bakması, dişlekliği, maestroluğu, hırsı ile kalbimizde sonsuza kadar yaşayacak futbolcudur.
alex ise onun kurduğu imparatorluğa en parlak günlerini yaşatmıştır.
bundan dolayı fenerbahçe için değerini hiç kimse ile karıştırmamak gerekir. bu başarılar pierre vanooijdonk un temelini attığı takımın eseridir.
türkiyeye gelmiş en iyi futbolcu, çizgiden golu çıkartıp gidip gol atan, centilmenliği ile nam salmmıs, frikikleri onun için penaltı kıvamında olan insan üstü kişilik.
gerçek bir fenerbahçelidir kendisi. sevmiştir sarı-lacivert renkleri. tekrar bu takımın başına antrenör olarak dönecektir bir gün. güzel günler asıl o zaman başlayacaktır. çok başarılı olacağını düşünüyorum pierre'in. işini severek yapardı her türlü olumsuzluğa rağmen. efendi adamdı. fenerbahçe'ye gelmesi fenerbahçe için bir şanstı. bugünlere gelen fenerbahçe'ye mutlaka kattığı şeyler oldu. ayrılışı biraz hüzünlüydü ama dönüşü muhteşem olacak pala bıyıklı efsanenin.
formasını giydiği takımların ezeli rakiplerinden ne teklif gelirse gelsin o takımlara transferi en kibar dille reddeden erdemli kişi. her nerede oynarsa oynasın o takımın taraftarlarınca sevilen, rakipleri tarafından da saygı gören; ancak idari kadroların çeşitli sebeplerle dışladığı bir insan olmuştur. çünkü kendisi hiçbir zaman vasat bir karakter, bir başka deyişle emir kulu olmamış; kendi düşüncesini daha doğrusu kendisini ortaya koymaktan çekinmemiş özel bir insandır. fenerbahçe'den koparılışının altında yatan en büyük nedenin de daum kişisine kendi bildiğini söylemekten çekinmemesi olduğunu söylemek pekala mümkündür. açıkcası örnek alınacak bir kişiliğe sahiptir demek isterdim ama kişi olarak herkesin onu örnek almasının ne kadar ütopik bir dilek olduğunun farkındayım; ne de olsa kimse parasal olarak kazanabileceğinin en üst miktarından kendi kişiliği adına onun gibi azizlik ederek vazgeçmez... neyse ki o her formasını giydiği takım gibi fenerbahçe formasını da çok sevmiştir de bu sayede kendisine veteran maçı daveti geldiğinde bu mac için bile olsa fenerbahçe formasını yeniden giymek için koşup gelmektedir ve biz de o sayede hatıralarımızı canlandırabilmekteyizdir...
2003-2004 sezonu fenerbahçe-ankaragücü maçında kaçırdığı gollerle saç baş yoldurtan, hatta bu sebeple kaçırdığı golleri bile rüyada görmeme sebep olabilecek kadar sevdiğim bir futbolcu.
rüyada geçen komik diyalog şöyledir efendim.
- ahh be abi kaçar mı o gol?
+ kolaysa gel sen at yavşak.**
ortasahadan, kornere yakın yerlerden kısacası heryerden attığı frikiklerle sadece fenerbahçenin değil Feyenoord'un, Brada'nın, Celtic'in derdine derman olmuş futbolcudur. Fenerbahçe'ye geç gelmiş fakat çok çok erken gitmiştir. Onu gönderenlerin şimdi olmaması ise tesadüf mü değil mi bilinmez*.
bugün veteranlar turnuvası'nda yine fenerbahçe formasıyla boy göstermiş oyuncu. oynayanlar arasındaki en genç ve fakat en kariyerli kişi durumundadır. fenerbahçe ile nasıl bir gönül bağı kurduysa simoviç ve prekazi haricinde hiçbir yabancının itibar etmediği bir turnuva için bile kalkıp gelip fenerbahçe adına oynayabilmiştir.
gazanfer özcan'la beraber reklam filmi çekmiş, tıpkı fabio luciano gibi gerçek fenerbahçeli futbolcudur. pierre'i bir gün fenerbahçe'de teknik direktör olarak görmek dileğiyle...
hollanda'daki evinde lig tv aboneliği bulunduğu açıklanan unutulmaz futbolcu. her önemli maç öncesi, lig tv fenerbahçe muhabirlerine cepten mesaj çekerek başarılar dilemişliği vardır.
insanlık ve futbolculuk olarak saygı duyulacak kişidir. ama bundanda önemlisi yabancı olmasına rağmen takımına gönülden bağlı olmasıdır. günümüz futbolunda türk oyuncular bile 'g.t oğlanı' dahil her türlü lafı etmelerine rağmen parayı gördükleri anda kendilerini ve takımlarını satmaktadırlar.
fransa milli takımı'nın dünya kupasındanki yıldızlarından birisidir. ve türkiye'ye anelka'nın bonusu olarak gelmiştir. amma velakin açbilaç oynamaya daha fazla tahammül edememiş ve arkasına bir kez bile bakmadan marsilya diyarına iltica etmiştir...
not: lan yanlış başlığa yazmışım. s.ktir edin burada kalsın, anladınız nasılsa hangi takımlı ve kim olduğunu...