Monet, Delacroix gibi sanatçılardan etkilenmiş, 1870'de bir portre ressamı olarak başarılar elde etmeye başladıysa da sık sık resimlerini yemek ve erzağa karşılık değiş tokuş etmek zorunda kalmış, ilk portrelerinde zemini, ışığı şekillerin yardımıyla birleştiren mavi renklerle boyamış, Pre-Empresyonizm ile klasik akım arasında kendine özgü bir bağıntı kurmuş bir ressam.
--spoiler--
1885 ve 1886 tarihlerini taşıyan 'Annelik' adlı yapıtının çeşitli şekillerde anlatımları, Renoir'in sanatındaki yeni yönelişi oldukça belirgin bir şekilde gösterir. Bu yapıtlarda sanatçı; Esseyes'de bir bankın üzerinde oğlu Pierre'i emziren genç karısını, taklit edilmesi olanaksız bir albeni ve doğallıkla canlandırmıştı. Karısının üzerinde mavi renkte bol bir etek ve başında hasırdan bir şapka bulunuyordu. Her şey yumuşatılmıştı: Anne ve çocuk, yaz güneşi altında olgunlaşmış meyveleri ya da dolu tohumları anımsatıyordu. Renoir; bu tür boyama, pastel ve resimlerde tebeşir kullanmayı alışkanlık haline getirmişti. Aline'in ilk anneliği, bu dönemde sanatçının esinlendiği önemli konuydu.
--spoiler--
dünyada hüzün ve silik insan portreleri üzerine, hiç doymamış renklerin soğukluğunu kullanarak şaheserler yaratan tek ressamdır. ressamlıktan fotorğafçılığa geçen bir tanıdığı atölyesini ona ve izlenimci dostlarına vermese, bugün ne monet ne renoir ne cezanne bilmeyecektik.
fırça darbeleri yumuşacık olan ressam. genelde balık etlı dediiğimiz türden kadınların tablolarını yapmıştır. ve onlar genelde çıplaktırlar da.bu resimlerini yaptığı hatunlar ihtiyarlayınca onun evinde çeşitli işlerde hizmette kullanılmıştır. adeta harem gibi o kadınlar hep evinde mutfakta, temizlikte, bahçe işlerinde çalışmışlar.
Empresyonizm akımının öncülerinden. 1876'da oluşturduğu Madame Henriot adlı eserini de mutlaka görmüşsünüzdür. Kitap kapaklarında sıkça yer verilir bu tablosuna.