- arkadaşlar koşun, piercing taktıran kızın annesi sokağa çıkmış... pardon, kızınız hakkında ne düşünüyorsunuz?
+ niye ki?
- e piercing filan...
+ eee?
- delik melik?
+ delikten zarar geleceğini düşünüyorsanız gotünüzde de var bi tane?
- ama kaba oluyorsunuz hanımefendi...
ninca törtıl mikalancelo gülümsemesini şiyar edinmiş yurdum annesi,her vakit gülümsemeye çalışan,bir yanı tatlı hoş bir tebessüm bir yanı ısıraca tutmuş dişleri gösterirken kendi gençliğine bir ah yahut vefakat oh ederek bakan yurdum annesi.bir elde ne güzel gençliğimiz varmış böyle iblis-ül şeytan vecherelerine dadanmaışız ne güzel etmişiz derken bir yandan ah ulan bizim zamanımızda yoktu ki yapsak diyen öbür elde garipsemesindeki yurmdum annesi.bu ingilizcenin ne kadar tikko bir dil olduğu da on the other hand sanımsamasının nasıl türkçeye yakışmadığı kendine yer bulamadığı kuramıyla kendini az evvel ortaya koydu.böylece her iki konuda da yetersiz iki açıklama yapmış oldum..