ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
içlenip buzlu bir kadeh gibi
buğulanıp buğulanıp durmasam
ne olur sabaha karşı rıhtımda
çocuklar pia'yı görseler
bana haber salsalar bilsem
içimi büsbütün yıldız basar
bir hançer gibi çıkıp giderdim
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
singapur yolunda demeseler
bana bunu yapmasalar yorgunum
üstelik parasızım pasaportsuzum
ne olur sabaha karşı rıhtımda seslendiğini duysam pia'nın
sırtında yoksul bir yağmurluk
çocuk gözleri büyük büyük
üşümüş ürpermiş soluk
ellerini tutabilsem pia'nın
ölsem eksiksiz ölürdüm
henuz var olmamis, henuz ayni havayi soluyamadimiz sevgilinin cumle icinde gecen sozde oznesidir pia. herkesin ulasmayi istedigi, buldum dedigi anda yitirdigi ve surekli paranoyalara dusmesine sebep olan sevgilinin ortak adidir pia. herkesten cok farkli olsa da onu en herkese benzeyen halleriyle sevip ozunu kendinize sakladiginiz, vuslatlara ramak kala gaibe karisan yarendir pia. gercek olamayacak kadar hayal, hayal olamayacak kadar da gercektir, paradokslara salar sevenini yerli yersiz. sadece ruyalarda kavusulur ona, sadece ruyalarda..
"belki de o kadın aslında pia... O hiç olmayan kadın... aklımda kalanlar, imkansız aşkların kadınları... yaşanmış aşklar kalmıyor. bitiriyorsunuz karşılıklı... hatırlanan, askıda kalmış aşklar..."