phrasal verb

entry42 galeri1
    42.
  1. çok fazla var zamanında ezberleyene kadar neler çektik bunları...selam ve get up ile.
    2 ...
  2. 41.
  3. ingilizce öğrenmeye çalışanların tanrı topunun belasını versin diye haykırdığı ağzına kürekle vurulması gereken pırasa kılıklı tipitiplerdir şüphesiz.. gazete ve dergilerde kendileriyle çok karşılaşılır..
    0 ...
  4. 40.
  5. 39.
  6. Pandemi yüzünden gönül verdiğim dil.

    Bunu ingilizce’nin bir konusu gibi görmek bir hata, ezberle falan halledilebileceğini düşünmek ayrı bir hata.

    Çünkü %90’ının zaten tek kelime karşılığı var ve çalışırken e bu dümdüz bu diyorsun ama dilin zenginleşmesi için kullanmak da, anlamak da gerekiyor.

    Başlangıçta özer kiraz’ın videolarıyla çalışıyordum, iyi de gidiyordu. Ama bir yerden sonra yüklemeyi salmış.

    Phrasal cards diye bir uygulama yükledim, bin tane kart var içinde. Ama yarısı örnek olduğundan 500 verb var aslında.

    Yine de çok iyi.

    Hepsini tek tek yazdım, amaç başlangıçta aşinalık yaratmak zaten ki duymadıklarıma yoğunlaşıp klasikleri es geçtim.

    Şunu eleyeyim, şöyle özetliyim falan diyorum ama nerden baksan yüzde sekseni gayet kullanışlı.

    Galiba romana, hikayeye, podcaste falan yüklenip tekrar tekrar üstünden geçmek en iyisi.
    1 ...
  7. 38.
  8. bir kısmı şöyledir:

    bent out: aşırı kızmak
    well up: fışkırmak
    goose up: hızlandırmak
    notch up: galibiyet veya başarı kazanmak
    poop out: arızalanmak, çalışmamak
    hang down: sarkıtmak
    thrive on: iyi gelmek
    let down: hayal kırıklığına uğratmak
    jump over: üstünden atlamak
    hinge on: bir unsura dayanmak/bağlı olmak
    flop down: oturup/uzanıp kalmak
    fury over: bir şeye büyük hiddet göstermek
    throw out: kusmak
    crank out: kalitesiz bir şeyi hızla üretmek/piyasaya sürmek
    stoke up: artırmak
    crackdown on: katı önlemler almak
    pluck out: kopartmak
    rake in: çok para kazanmak
    thrash out: karara bağlamak üzere görüşmek
    bring up: yetiştirmek
    swoop on: baskın yapmak
    put up: katlanmak, nazını çekmek
    2 ...
  9. 37.
  10. Ulan o kadar fiil varken neden aynı kelimeleri evirip çevirip başka fiillerin yerine kullanır ki bu adamlar. Get have up down for sigeee...
    0 ...
  11. 36.
  12. ezberlemekle uğraşırsanız beyniniz yanar muhtemelen. cümle içinde kullanıldıkça, dizilerde falan duydukça çok rahat öğreniliyor ve zaten kelimeler ayrı ayrı farklı anlamlar ifade etse de bir araya gelince de birbirlerine yakışıyorlar. bu şekilde de kolay aklınızda kalıyor.
    0 ...
  13. 35.
  14. hali hazırda tercümanlık okuyup, çalışan biri olarak konuşuyorum.

    oturup tek tek ezberlemekle o iş olmaz.
    0 ...
  15. 34.
  16. Belki aranızda ilk kez denk gelenler vardır, aman kardeşlerim (bkz: otomatik portakal) eğer öyleyse sakın yılmayın. Bu konuyu öylesine çalışmamalı bir phrasal verb'ü ezberleyip geçmemeli mutlaka ve mutlaka onun hakkında en az iki adet örnek cümle incelemelisiniz. Gerçekten hakkını vererek çalışıldığında üstesinden gelinebilir ve ciddi anlamda birçoğu kavrandığında ise sizden iyisi yoktur. Bunu fazla kaçırırsanız herhangi bir duruma tam uyan bir phrasal verb ün Türkçesi yerine ingilizcesi aklınıza gelebilir ve karşınızdaki insana cümlenin ortasında eö.. Ööö şey eö.. Neydi.. Hani var ya... Gibi şeyler diyebilirsiniz. Yalnız değilsiniz swh
    3 ...
  17. 33.
  18. liselilerin kabusu olan ezber konusu.
    0 ...
  19. 32.
  20. deyimsel fiil anlamında, iki ya da üç kelimeden oluşan kalıplar.

    her dilde, birden fazla anlama gelen ya da görünen anlamından farklı fonksiyonlarda kullanılan kelime grupları olduğu gibi, ingilizce'de de bunlardan var. örneğin, türkçe'de kullandığımız 'kesik yemek' söyleyişi, gerçek manada kesmek fiiliyle ilgili değildir. kadro dışı bırakılmak kastedilir bu yapıyla. benzer şekilde, etekleri zil çalmak kullanımında da ortada gerçekten etek ya da zil bulunmamaktadır. dolayısıyla, ingilizce'deki deyimsel yapılara da çok şaşırmamak lazım. kaldı ki, binlerce deyimsel fiilden, çok kullanılan 100 tanesini bilmek bile günlük konuşma pratiği anlamında yeterli olacaktır.
    0 ...
  21. 30.
  22. zamanla oturur, bol bol okuyup dili dile değdirmedikçe olmaz efenim olmaz..
    yok mantık kur, yok çağrışım dene..
    çocuk oyunu mu lan bu..
    0 ...
  23. 29.
  24. canımdan bezdirmiştir. bir fiil önce başka bir fiile, öbürü bir başka fiile sonra hepsi birbirine... e bu ne ?
    1 ...
  25. 28.
  26. ingilizcede çok önemli bir yer teşkil eden verb grubu. Büyük bir oranda halledildiği taktirde ingilizceniz ciddi bir seviyeye gelecektir.
    3 ...
  27. 27.
  28. 27.
  29. Bir kelimeye in on out up off gibi ekler gelince nasil olur da bambaska bir anlama donusebilir anlam veremedigim kaliplardir. Mesele see fiili gormek anlamina gelirken see off dediginde birini istasyona ya da terminale kadar ugurlamak anlamina gelir. Kisacasi ingilizce'ye niyetlenen birini aninda vazgecirmek gibi ozellikleri vardir.
    2 ...
  30. 26.
  31. allahsızlardır. tek tek bakıp anlamı çıkarmaya çalışmayın gülünç duruma düşersiniz zira çok farklı ve alakasız anlamları vardır. beş bin tane aktif kullanılanı mevcuttur. gazetelerin ve street language in vazgeçilmezidirler.
    1 ...
  32. 25.
  33. ezberlemesi sıkıcıdır. en çok kullanılan 6000-7000 kelimenin kafadan ikişer anlamı var zaten, bir de phrasal verbs leri üstüne tuz biber ekiyor. gazete ve dergi gibi yerlerde bol bol kullanılır bunlar.
    1 ...
  34. 24.
  35. 23.
  36. 22.
  37. sözlükten öğrenilemeyecek kadar geniş, bulunduğu coğrafyaya göre manası değişebilen sözler bütünüdür. get, come, make gibi çok anlam içeren fiillerle olanlar meşhurdur.
    1 ...
  38. 21.
  39. ingilizce öğrenmek isteyenlerin baş belasıdır. ama genelde kullandıkça yerleşir bunlar. yoksa come'ın yanına bir kelime geldiği zaman gelmek ile hiçbir ilişkisi olmayan anlamlar çıkabiliyorken bunları ezberleyerek öğrenmeye çalışmak bir insanın bütün ömrü boyunca atlas okyanusu'nun suyunun hepsini içmeye çalışması gibi bir şeydir.

    teorik olarak bir insan günde 5 litre su içse ayda 150 litre yapar. yılda 1800 litre. 70 yılda 126 bin litre yapar. bu da atlas okyanusu'nun yanında solda sıfır kalır herhalde.
    1 ...
  40. 20.
  41. 19.
  42. özellikle lisedeyken sınav zamanı kabusum olan konuydu. bir de hoca sözlüğünü aldırmıştı o zaman. taa o zaman 90 milyon falandı. hem manevi hem maddi çökertmişti beni.
    neyse iyi ama artık aramız phrasal kardeşlerle.
    1 ...
  43. 18.
  44. hiç sevmediğim şahıslardır. allah top etsin onları.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük