san antonio spurs'ü deplasmanda goran dragic'in inanılmaz oyunuyla 110-96 yenerek seride durumu 3-0 yaparak devasa bir avantaj elde etmiştir. ilk yarıda 16 sayi geriye düşmesine rağmen pes etmeyip sikertmiştir tabiri caizse. intikamımız çok acı oluyor sözlük. acayip mutluyum.
nba takımları içinde maçları en zevk veren takımdır. hızlı hücum onların en büyük silahıdır. çok hızlı ve iyi hücum ederler, savunmaları ise zayıftır. bu da her maç 100' ün üzerinde atmaları ve yemeleri demek ki daha ne olsun. *
ey sözlük.. mutluyum ulan. phoenix suns'ım bu sene gümbür gümbür. tamam bir contender değiliz, tamam playoff larda muhtemelen 2. round da eleniriz.. ama olsun ulan. run 'n gun ımız, canımız, ciğerimiz geri döndü. kaybedeceksek de kendimiz gibi, phoenix suns gibi kaybedeceğiz. teşekkürler kerr, teşekkürler gentry, teşekkürler steve nash.
şimdi az bi inceleme yapalım. 4 maçını izleme şansı buldum suns'ın. zorlu heat ve celtics deplasmanları bunlardan ikisiydi. ki fikstürdeki şu ana kadarki en zor takımlardı kanımca. çaktık geçtik ikisine de güzel oldu. özellikle celtics'i yenen tek takım olmamız da oldukça gurur verici. boston'da ilahi bir dokunuş vardı resmen. her attığımız giriyodu. özellilke j-rich'in ruhuna demon falan kaçmıştı sanırım. tabi her zaman bu kadar şanslı olamayız, ama şanslı olarak kazandığımız tek maç buydu sanırım -ki celtics'i yenmek için ligin her takımının şansa ihtiyaç duyduğu da bir gerçek. ayrıca jared dudley gerçeğine de dikkat çekmek istiyorum. takımın ruhu oldu adeta kendisini. adeta bir bruce bowen, bir james posey.. bu adamlar karşı takımlarda olunca nefret ediyorsunuz ama kendi takımınızda olması mutluluk verici. kendisi channing frye'la beraber bu senenin most improved player ödülü için büyük adaylarımdan. haydi bakalım.
evet efendim. 8-1'iz. gümbür gümbürüz. bir de bu sabah lakers'a çakarsak orgazmik çığlıklar atacağız. let's go suns!!!
hah bir de tanım: nba'in şu an itibariyle en formda takımı.
nba de new york knicks ten sonra en kötü yönetilen takımdır. steve nash in arkasına yıllardır iyi bir yedek bulamadılar. draft ettikleri oyuncuları yolladılar.dar rotasyonla oynayan koçlarla devam edip oyuncu sayısını 12 den yükseğe çıkarmadılar. shawn marion gibi takımın gerçek anlamda tek savunma yapan adamını yolladılar. vs vs vs...
artık gerizekalı olduklarını anladım iyice. lan shaq son yılında zaten, bir sezon beklesen inanılmaz bir salary cap boşluğu oluşacak, sen hala ben wallace ile sasha pavloviç ile uğraşıyorsun. tamam ben wallace da bu sezon emekli olacak, onun da açacağı bir boşluk olacak, ama bir sezon 5 numara olmadan oynamayı göze alıyorsun, kontratı bitmeyen sasha pavloviç var. yolladığın adam 38'inde olmasına rağmen ligin hala en dominant oyuncularından biri, takım terry porter gittikten sonra çok güzel bir derece yapmış, ama salak gibi resmen pavloviç için shaq'ı yolluyorsun. kınıyorum seni steve kerr.
öyle bir sağlık ekibi var ki, ömrü sakatlıkla geçen grant hill hayatında ilk kez 82 maçın tamamında oynadı, yaklaşık 4 yıldır düzzenli olarak sakatlanan shaq 37 yaşında yeniden eski günlerine döndü, mikroçatlak amelyatı geçiren amar'e daha sağlıklı döndü. sezonu kapatması beklenn adamlar bu takımın sağlık ekibi sayesinde 2 haftada sahalara geri dönüyor. eğer oyuncu olsaydım, takasımı isteyeceğim ilk yer sadece sağlık ekibinden dolayı phoenix olurdu.
üstüste 3. maçında da 140 sayı atarak coşmuş takımdır. barbosa'nın formu parmak ısırtırken büyük bir şok yaşayarak amare'yi sezon sonuna kadar kaybetmişlerdir. geçmiş olsundur amare'siz phoneix, yumurtasız menemen gibi olur...
run'n gun sistemine geri dönüş yapan takım. terry porter'ın "size savunma öğreticem olm bak süper olcak lan" taktiğinin tutmaması üzerine verilen en doğru karardır.
terry porter sonunda postalandı. yerine geçen alvin gentry abimiz d'antoni'nin sistemine yakın oynatacağım dedi ve olan oldu. 2 günde 282 sayı attı bu takım. grant hill'in bir açıklaması var ki taraftarın da bakış açısını çok güzel anlatıyor bence. "we'll either win or we are gonna go down. but even if we go down, we'll go down the way we are" yani, "kazanacağız veya kaybedeceğiz. ama kaybetsek bile en azından kendi kimliğimizle kaybedeceğiz".. işte bizim de istediğimiz buydu. yıllardır run 'n gun oynayıp kaybediyorduk ama şikayetimiz yoktu. çünkü belli bir ruhu vardı takımın. ama terry porter denen basketbol katili, bu takıma sıkıcı yarı saha basketbolu oynatmaya çalışarak amare'yi, nash'i, richardson'ı, hill'i adeta kelepçelemişti. onun gidişiyle takım tekrar bir ruh kazandı sonunda. henüz çok geç değil. trade deadline gelmeden yapılacak bir shaq- al harrington + wilson chandler takası (olur da olursa) bu takımı tekrar şampiyonluk potasına sokar bence. haydi steve kerr haydi steve kerr haydieee tam zamanı tam zamanı şimdieee diyerek noktalıyoruz bir entry'mizi daha efendim. sağlıcakla kalın.
en iyi döneminide bile şampiyon olamayan nba takımı. şimdi yaşlı kadrosu ile başarı aramaktadırlar; fakat eski formundan uzaktadırlar. mike d'antoni ile yollarını ayırdıktan sonra hücum sistemi değişmiştir.
bu sene de şampiyon olmaları çok zor. playoff'ta yarı finale kalırlarsa başarılı sayılırlar.
kadrolarında shaq'ın olması sebebiyle geçmişteki gibi tempolu oynaması çok zor olan takım. ancak shaq gibi bir oyuncuyu dezavantaj olarak görmek de çok yanlış. evet belki eskisi kadar hızlı bir oyunları yok ama çok daha olgun bir oyunları var ve amare gerçek yerinde yani 4 numarada oynuyor. amare'nin kendisi de, gerek olursa 5 numara oynayabileceğini ama 4 numara oynamanın kendisi için daha uygun olduğunu açıklamıştır zaten. shaq ilk geldiğinde bocaladılar ama zamanla rayına oturdu her şey.
hersene batıdan favori gösterilen takım. Fakat şansızlıktır bir türlü konferans finalini geçemediler. Bu sene batıdan yine favorim suns bir aksilik olmaz ise tabi ki.
j-rich'i almıştır. artık sakatlıktan tamamen kurtulmuş, hızlı, dinamik bir jason richardson ile nash çok mutlu olacaktır.
ayrıca bir şey fark ettim. takım çemberi kırmaya yönelik insanlarla doldu. shaq'ın sabıkası var zataen bu konuda, amare de o yolda ilerliyor. j-rich ne alemde duymayan kalmadı. ben en az 2 tane potayı hidroliğinden kırmalarını bekliyorum.
son dakika haberlerine göre raja bell ve boris diaw karşılığında charlotte bobcats'den jason richardson'u kadrosuna katmış olan takımdır. nasıl bir sonuç verecek bilemiyorum ama j-rich hızlı hücumları seven bir isim ve nash'in asistleriyle birlikte phoenix hücumu biraz daha eğlenceli olacağa benziyor.
sezona toplam 12 oyuncuyla başlamış nba takımı. hatırlatmakta fayda var; takımlar sahaya 12 oyuncuyla çıkabilmekte olmalarına rağmen sakatlık vs. durumlardan ötürü kadroların 15 kişiye kadar genişletilmesi mümkün; fakat suns bu +3 kontenjanı kullanmama gibi bir tercihte bulunmuş. bu sebeple de bir sakatlık halinde bench leri eksik hale dönüşmekte. örneğin daha sezon başında matt barnes ikizlerinin doğumu için birkaç maç izin aldı takım da sahaya 11 kişi çıktı. hele ki bu takımın bünyesinde shaq, hill gibi her an sakatlanmaya müsait oyuncuların bulunduğu düşünülürse bu rotasyon darlığı tercihinin ne sonuçlar doğuracağı merak konusu. gerektiğinde belki free agent piyasasından birini alıp rotasyon tamamlamaya gidebilirler; fakat o şekilde takıma dahil edilen birinin de ne katkı sağlayacağı şüpheli.
edit: 13. adam olarak bir de ellerinde alondo tucker varmış, fakat o da sakatmış. şu ana kadar takımına tek katkısı takım internet sitesinde blog yazmaktan ibaretmiş.
buradan fenerbahce benzetmesi yaptigim icin tum fenerbahcelilerden ozur diledigim, ve lafimi geri aldigim takim, cunku phoenix bir macin son uc dakikasinda yapilabilecek essekliklerde dunya rekoru kirmistir az evvel.
yamulmuyorsam nba i en uzun suredir kazanamayan, playoff kaderini fenerbahce ye benzettigim bir takimdir phoenix suns. bu sene olmasa da insallah seneye alacaklar kupayi.
bunun yanisira nash'i de alex'e benzetiyorum, hem skorer, hem asist yapiyor.