mini mini ilkokul hanımlarının rengarenk, desen desen, havalı peçeteleri biriktirmesi, aralarında değiş-tokuş yapması, en çok peçete sahibinin statü kazanmasına sebep olan koleksiyon.
çok eskiden kız çocuklarının yarış halinde yaptığı koleksiyon. aynısından iki tane varsa arkadaşlar arasında değiş tokuş yapılırdı. hatta sonraları kokulu kağıt koleksiyonları peyda olmuştu.
her kızın küçüklüğünde yaptıgı, annelerin her gittikleri günden kızlarına getirdikleri envai çeşit peçeteyle zenginleşen kolleksiyondur. üşenilmez, her gün tek tek yeniden bakılır, arkadaşlarla incelenir, en ilginciyle herkese hava atılır, güzelliğine göre degiş tokuş usulü yenilenir. erkekler kızların gönlünü fethetmek için en güzel peçeteyi bulur getirir çapkın bakışlarla sessizce hediye ederler hoşlandıkları kıza. öyle çocuksu öyle gerçek bir anıdır kızların akıllarında kalan.*
(bkz: hiçbir şey boşuna değildir)
çevresinde olup bitenleri algılamaya yeni başlayan bir kız çocuğunun, en kıymetli aışkanlıklarından biridir. basit gibi görülse de aslında çok şey öğretir:
zevklerinizin gelişmesine katkı sağlar. keyifle biriktirdiğiniz peçetelerdeki renkler, şekiller beğenilmek üzere hazırlanmış zevk ürünü kağıtlardır işlevinden daha çok. öyle ki bazılarını kullanmaya kıymazsınız ki bunlar koleksiyonun en güzide parçalarıdır.
koleksiyon yapmak kişisel gelişime olumlu ve ciddi etkileri olan bir alışkanlıktır. kültür bilincine katkı sağlar. bu anlamda kişisel olan ilk kültür-sanat etkinliğidir.
peçete koleksiyonu bahsi geçen kız çocuğunun en kıymetli eşyalarından biridir. ilkdefa şahsına münhasır birşeye sahiptir ve bunu geliştirme esnasında koleysiyonunu arkadaşlarınınkiyle karşılaştırırken, arkadaşlarıyla değiş tokuş yaparken, insan ilişkileri açısından beceri kazanır ve benliğini geliştirir.
koleksiyon artık sıkıcı olmaya başlamışsa, her seferinde üşenmeden teker teker bakmak, artık eskisi gibi keyif vermez. bu koleksiyona son vermenin zamanının geldiğini gösterir. kimi, kendisine sağladığı faydaların farkındadır ve çocukları için saklar. kimi yeni başlamış başka bir kız çocuğuna hediye ederek o kız çocuğunu, o an, "dünyanın en mutlu kız çocuğu" yapar. dağınık bir koleksiyoncu olan diğeriyse, annesinin peçeteleri teker teker kullanmasıyla, koleysiyonunun katledilmesine tanık olur. hepsini toplayıp "üf sıkıldım" diyerek çöpe atanlar da mevcuttur elbette.
velhasıl keyifli bir maceradır peçete koleksiyonculuğu; tıpkı davetiye, poşet, pul, taş v. b. koleksiyonları gibi...
tatlı bir anıdır peçete koleksiyonculuğu; bir davete gitmişsindir ya da davet senin evindedir, daha önce farketmediğin bir şeyi peçeteyi tabağın kenarında gördüğünde ya da sen tabağın kenarına koyarken farkedersin, içini bir sevinç kaplamıştır, sanki peçete koleksiyonun hala duruyormuş gibi o peçeteyi de, koleksiyona katmak istersin. sonra "bunun yeşili vardı ben de" der, gülümsersin, farkedilirsen, anlarsın ki orda bulunan neredeyse herkes, meğerse potansiyel bir koleysiyoncuymuş.
Hadi ergensin, muhakeme yeteneğin yok merve'cim, yaptın koleksiyonu ok. Ama beyaz peçeteyi koleksiyona eklemek nedir? Nasıl bir katkısı olacaktı o kendinden noktacıklı 2 katlı peçetenin dandix koleksiyonuna?
Bi ayakkabı kutusunda ablamın vardı. O unuttu gitti annemlerde onu. Hala canım sıkıldığında teker teker bakarım hepsine. Ben hiç bi zaman beceremedim çok özenirdim. Bir de davetiye koleksiyonu vardı. O daha değerli.
Eskiden yapılırdı hala yapan var mı bilmiyorum, farklı renk ve desenlerde peçeteleri biriktiren çocuklar olurdu. Yalnız o kolleksiyonu değil "koleksiyonu" olacak Türkçe dersinde uyudunuz mu ne yaptınız, hiç kitapta mı okumuyorsunuz.