gözüne yapışan lensi çocuk sağlığı kliniğinde çıkarttırarak tıp tarihine en fuzuli işlerin adamı olarak geçen insandır. kendisine allah akıl fikir versin.
(bkz: saçmalamakta sınır tanımamak) başlığına girdiği entrylerle kendine hayran bırakan.. böyle alpay erdem gibi.. özenti değil ama, gayet keyifli.. yeni saçmalık yazılarını görmekten de aynı keyfi alacağız efenim..
korkarım ki beyin ölçülerimiz birbirine denk ve aynı rxn verecek ölçüde yazar kardeşimdir. kısaca desmond brada desem de karşılığında: "biz kardeşiz brada" demişliği vardır.*
neyse nasıl oldu bilmem sanırım bu lost ayağına msn'ler alındı verildi. neyse çok muhlis bir sözlüktaşken bir de baktım bu brada'nın nickinin altına hiç mi hiç yazmamışım. lan bir üzüldüm, utandım önce adeta. en koptuğum bir bukleyi size vereyim kendi yazılarından biri ki ne cevahir bir yazar olduğu belli olsun. olsun ki hınca hınç dolu tıp kütüphanesinde(diniz okuma salonu) içimden "yepppaaaaa i feel good"* diye bağırdıktan sonra masanın üstünde pogo yapmak geçerken kulağıma küpe olsun aha bu spoiler:
--spoiler--
............simidiye demişken; hastane departmanı mı denir, bilim dalı mı denir ne denir onlara? neroşiruji, jinekoloji... bir de şunlar var: "hariciye,dahiliye,bevliye,intaniyeee..." aklınıza gelir miydi bir doktorun simit satar gibi ameliyathaneden çıkarken bu şekilde bağıracağı? şahsen ben geçen gece hep bunu düşündüm, uyuyamadım da...
evet konu başlıkla tamamen alakalı, saçmalık üzerine... manzara da şu şekilde. simitçiler nasıl "simidiiiyeee" diye bağırıyorsa doktorlar da bu şekilde bağırsaydı! ameliyathaneden çıkan henüz yeni bir apandisit ameliyatı yapmış bir hariciye doktoru bağırsa... "hariciiiyeeeeeeeee". biri seslense ona, ameliyat ihtiyacını söyleyiverse oracıkta... simit alır gibi ameliyat olsa insan? garip olurdu...
"bevliyeeeee" ... hadi hariciye'yi aldık da bevliye'yi almak hiç hoş olmazdı herhalde genel yapısı itibariyle...
ya da herşeyden vazgeçip hastane koridorlarında simit mi sattırsak? o zaman da belki işler çığırından çıkardı, üstüne seyyar lahmacuncu,işportacı derken, hastanede her salı ve cuma bir pazar kurulurdu. ambulanslar sebze arabasına dönerdi.............
22 yılımı birlikte geçirdiğim,bana en yakın kişiden bile daha yakın olan kişi,içimdeki çocuk,kazık,kütük...
yaşadığı üzücü olayları bile tiye alabilen, bu şekilde üzüntüsünü atan, yergiyi çok seven bir adamdır. kıl derler ona zaman zaman. kafasında kurduğu şeyleri gerçekleştiremez çoğu zaman. bedevi gibidir. çölde onu dört kutup ayısı,23 penguen,dört deve kovalar... sıyırır belki ama bir gün gelir yakalanır...
