O devirde şairler bugünkü medyanın yaptığı işi yapıyorlardı. Araplar şiir ve hitabette çok ileri düzeydeydi. Bu bahsi geçen kişi bütün mesaisini islam ve müslümanlara hakaret için kullanıyordu. Fitmenin ortadan kaldırılması için böyle bir karar verildi.
Keyfi yapılmış bir uygulama değildir. Efendimiz şiiri sever dinlemek de hoşuna giderdi. Hatta Hassan b. Sabit peygamber şairi olarak bilinirdi. Ve efendimize şiirler okurdu. Bu olayda Öncelikle yapılması gereken ilk şey dönemin şartlarını bilmektir. O döneme islam literatüründe "cahiliye dönemi" denmesinin nedeni dini konudaki cehaletlerindendir. Allah'ı tanımayan herkesi tanısa ilim tahsil etse kaç yazar yine de cahildir.o dönemin en belirgin özelliği "şiirdi". Şiir kavimler arasında övünç ve yergi sebebi olabilirdi. (Hatta bu konuyu çok güzel işleyen bir roman var "şair" diye. Ne üzülmüştüm ben oradaki zeyde. Bak yine aklıma düştü. ) Neyse şairlerin ne kadar önemli olduğundan bahsedeyim (isimler şuan aklımda çok yok siz bi zahmet araştırınız) örneğin o dönemde iri vücutları ve uzun boyları ile bilinen bir kavim vardı şairlerden biri bunlar için vucütları iri olsa kaç yazar kuş kadar akılları olmadıktan sonra anlamında bir şiir yazıyor ve bu kavmin erkekleri dışarı çıkamaz hale geliyor çocuklar bile gördüklerinde dalga geçiyorlar. Bu şair şiir söylemeye başladığında etrafında büyük kalabalıklar oluşuyor hatta bir örnek daha vereyim peygamber şairi olan Hassan bin sabite bir kavim geliyor o müslüman olmadan önce. Bu kavim burunlarından dolayı deve burunlu olarak biliniyorlar Hassan bin sabit onlar için "kimileri vardır devenin burnu kimileri vardır kuyruğu... Hiç kuyruk ile burun bir olur mu?" dedikten sonra bu onlar için övünç kaynağı haline geliyor. Neyse efendim çok uzatmamın nedeni şairin o dönemde ne kadar önemli olduğunu fark edin diyedir. Kab b. Eşref denen kişi yahudi bir şairdir. Çoğu yahudinin yapmayı sevdiği gibi o da fitne fesatı çok sever. Medine'de olmasına rağmen Mekkeye gider efendimiz aleyhissalâtu vesselâm ve sahabe hakkında hicivler düzer. Gittiği her yerde bunları dile getirir. Yaptığı tek şey arayı daha da kızıştırmaktır. Keyfi bir durum değil devlet başkanının emriyle öldürülür. Bunun şairliği ile alakası yok vermiş olduğu zarar ile alakası vardır. Yoksa efendimiz şiir dinlemeyi de severdi.
Edit, bu yazdıklarımı islam tarihi ansiklopedisinde aklımda kalanlar tabakat ve Buhari'den okuduklarıma dayanarak yazdım. Yukarıda geçen nisa suresinin nuzül sebebi (iniş sebebi) hakkında bir şey bulamadım. Bu konu ile o ayet ne alaka anlamadım asıl sebep bu.
Abdullah öcalanda kitap yazıyor ne yapcaz
Kırkbin insanımızı öldüren terör örgütünü kurdu
Yalancının ta anasını ziksinler eğer imkanınız olsaydı örgütü kurmadan öldürürmüydünüz.
Ka'b bin eşref müslümanlara karşı yahudileri kışkırtması servetiyle müslümanları yok etmek istemesi bi üstüne hz.muhammede suikast için çabalaması katline bence yeterliydi.
Kendilerine Kitap'tan nasip verilenleri görmedin mi? Putlara ve bâtıla (tanrılara) iman ediyorlar, sonra da kâfirler için: 'Bunlar, Allah'a iman edenlerden daha doğru yoldadır.' diyorlar! Bunlar, Allah'ın lânetlediği kimselerdir; Allah'ın rahmetinden uzaklaştırdığı (lânetli) kimseye gerçek bir yardımcı bulamazsın.”(Nisa, 4/51-52)
Adına ayet inmiştir..
Çpk ilginç ne zaman bir olay olsa hemen bir gün sonra ayet iniyor..