sergilenen materyallere bakmakla onu anlayacaklarını ve imanlarının güçleneceklerini sananlar varsa onlara bakmaya devam etsinler ve aslında nelere itibar etmeleri gerektiğini bir kez daha gözden geçirsinler.
Peygamberimizin bizzat traş olurken dökülen kıllarının toplanmasına müsaade etmesi sonucunda günümüze kadar ulaşmış bir hatıradır. Denildiği gibi hiç bir yerde görmek için para da ödenmez. Putperestlikle alakası bile yoktur. Hele Hele Türkiye gibi bir ülkede bir dindara putperestlikten bahsetmek en hafif ifadeyle komiktir.
Müslümanları ilgilendirmesi de diğer inançların saygı duyması ve sesini çıkarmamasını gerektirir.
hatıraya sövme anlamı taşıyan bir cümledir. hatıra olduğu için saklanabilir, sergilenebilir. tabi ki insanların ziyaret edip medet umması mantık dışıdır.
birisi bu sakalı şerifi falan hırsızlatmış ve cemaat benş parçalar diye başka kıl koymuş korkusundan.. böyle şeylerde oluyor..
bence orada tapınma yok saygı var.. işte öyle adam olmak lazım adamın kılı bile itibar görüyor..
bu arada osmanlı da o kılı eriyik kızgın kristalle denerlermiş. güya gerçek hz.muhammed s.a.v kılı yanmazmış çünkü cehennem ateşi ona yasaklanmış. '' hz. allah c.c ateşin peygamberleri yakmasına müsaade etmez'' denilmektedir.
bazı sakal ı şerifler eriyik cam içerisindedir. buda hz.muhammed in sakalının yanmadığını gösterir. gerçeği allah bilir artık..
kıl-ı şerif ve tüy-i şeriftir. çok ama çok basit düşünülecek olursa, bir sevgilinin sümüklü bezini, m.ö. kullanılan bir taş gereci vs. heyecanla yad etmek veya ona dokunup geçmişin havasını solumak saçma mıdır acaba. bu perspektiften bakılacak olursa eğer peygamberimizin miraca o sakallarla tüylerle çıktığını, o sakal-ı şerif tanelerinin herbirinin nübüvvet koktuğunu göz önünde bulundurup da ağlamak, gözlerde yaş kalmayana kadar ağlamak mübah, mazur görülmemeli midir?
peygamberimizin vikinglerden geldiği yönünde söylemlere sebep olacak kıl tüydür.
eksileyen arkadaşlara ithafen : eksilemeniz problem değilde, dünyanın müslüman ülkelerinde gezen bu sakalın birleşiminden çıkan sakalı bir düşün bakalım. bir insan ömrü boyunca o kadar sakal uzatabilir mi? ya da aynı sakal bu kadar önemli olup güvenli bir şekilde nasıl bu kadar gezebilir. ya başkasının sakalını öptün ya da peygamber viking idi. kusura bakma.
Gerçek olduğunu varsaydığımızda, olur da bir iki kişi gider de tapar diye resmini çizdirmeyen bir peygamber, sakalının sergilenmesine izin verir miydi sorunsalını aklımıza getirir.
Görmek istemek merak etmek normaldir ama insanların huşu içerisinde birbirlerini ezercesine karşısına geldiğinde ayılıp bayılması, çılgıncasına yüzünü, ağzını, burnunu değdirmesi somut birşeye tapmak değil de nedir?
dinsel değil geleneksel bir davranış biçimidir. islam peygamberlerin tamamına saygı duymamız gerektiğini söyler ama bu tabi ki sakalına hürmet gösterin anlamında değildir.
peygamber kelimesi aslında farsçadır ve kuranda geçen nebi kelimesinin anlamını bize tam olarak vermez. bu kelimenin anlamı türkçe de elçi dir. bu durumda peygambere gösterilecek hürmet de allahın elçisi olması vasfından ileriye gitmemeli.
diğer taraftan sevdiğimiz ve daha sonra keybettiğimiz insanların eşyalarına onunla ilgili anılara sahip çıkmak da kötü bir şey değil, insan olduğumuzun göstergesidir. genel bir insan davranışıdır. peygamberden kalan bu tarz anılara sahip çıkmak dini bir ritüel olmasa da puta tapıcılık filan da değildir. yeterki o baktığımız şeyin peygamebere ait bir saçtan ibaret olduğunu bilelim ve ona herhangi bir kutsallık adletmeyelim.
efendimin (s.a.v.) sakalının bir parçasıdır. ve hürmete layıktır.
pop konserlerinde sanatçının adını, küçük dilini ağzından çıkarırcasına, ayılıp bayılarak haykıranların, o sanatçıya dokunmaya çalışarak ne elde etmeye çalıştıkları beni ilgilendirmemektedir.
ama efendimin (s.a.v.)sakalını görünce, ona dokununca, onu öpünce benim neyi amaçladığım da -sakıncası yoksa- sadece beni ilgilendirsin.
bu, 'ezan türkçe okunsun', 'türkçe ibadet edilsin' diyen mantıkla aynıdır. adamın derdi esasen 'din' değildir. maksat, dindarın dinini yaşamasını engellemektir. yoksa kimse kimseyi tutmuyor. buyur kardeşim, buyur. eğer türkçe ibadet etmek istiyorsan, camiler herkese açık. surelerin türkçelerini okuyarak ibadetini yap. ama yok. öyle değil. beyimiz / ablamız, dinle alâkası olmayıp dine müdahale etmek isteyen zevattan oldukları için, kendilerini 'ameli' müslüman değil 'kavli' müslüman zümresinden addetmektedirler.
sadet: kimse kimseye sakal-ı şerif öptürmüyor. ama mümkünse sövmesin de.
biz sakaldan da onun sahibinden de(s.a.v.) memnunuz.
peygamberin bilmem kaç kuşak akrabaları tarafından sergilendiği söylenen, üstüne üstlük bir de bedel ödenen, nerden çıktığı belli olmayan kıl tüy. efendim ağzınıza sıçan bir partiye %50 oy atılan bir ülkede böyle şeyler normal karşılanmalı.