efendimin (s.a.v.) sakalının bir parçasıdır. ve hürmete layıktır.
pop konserlerinde sanatçının adını, küçük dilini ağzından çıkarırcasına, ayılıp bayılarak haykıranların, o sanatçıya dokunmaya çalışarak ne elde etmeye çalıştıkları beni ilgilendirmemektedir.
ama efendimin (s.a.v.)sakalını görünce, ona dokununca, onu öpünce benim neyi amaçladığım da -sakıncası yoksa- sadece beni ilgilendirsin.
bu, 'ezan türkçe okunsun', 'türkçe ibadet edilsin' diyen mantıkla aynıdır. adamın derdi esasen 'din' değildir. maksat, dindarın dinini yaşamasını engellemektir. yoksa kimse kimseyi tutmuyor. buyur kardeşim, buyur. eğer türkçe ibadet etmek istiyorsan, camiler herkese açık. surelerin türkçelerini okuyarak ibadetini yap. ama yok. öyle değil. beyimiz / ablamız, dinle alâkası olmayıp dine müdahale etmek isteyen zevattan oldukları için, kendilerini 'ameli' müslüman değil 'kavli' müslüman zümresinden addetmektedirler.
sadet: kimse kimseye sakal-ı şerif öptürmüyor. ama mümkünse sövmesin de.
biz sakaldan da onun sahibinden de(s.a.v.) memnunuz.
peygamberin bilmem kaç kuşak akrabaları tarafından sergilendiği söylenen, üstüne üstlük bir de bedel ödenen, nerden çıktığı belli olmayan kıl tüy. efendim ağzınıza sıçan bir partiye %50 oy atılan bir ülkede böyle şeyler normal karşılanmalı.
kıl-ı şerif ve tüy-i şeriftir. çok ama çok basit düşünülecek olursa, bir sevgilinin sümüklü bezini, m.ö. kullanılan bir taş gereci vs. heyecanla yad etmek veya ona dokunup geçmişin havasını solumak saçma mıdır acaba. bu perspektiften bakılacak olursa eğer peygamberimizin miraca o sakallarla tüylerle çıktığını, o sakal-ı şerif tanelerinin herbirinin nübüvvet koktuğunu göz önünde bulundurup da ağlamak, gözlerde yaş kalmayana kadar ağlamak mübah, mazur görülmemeli midir?
Gerçek olduğunu varsaydığımızda, olur da bir iki kişi gider de tapar diye resmini çizdirmeyen bir peygamber, sakalının sergilenmesine izin verir miydi sorunsalını aklımıza getirir.
Görmek istemek merak etmek normaldir ama insanların huşu içerisinde birbirlerini ezercesine karşısına geldiğinde ayılıp bayılması, çılgıncasına yüzünü, ağzını, burnunu değdirmesi somut birşeye tapmak değil de nedir?
hatıraya sövme anlamı taşıyan bir cümledir. hatıra olduğu için saklanabilir, sergilenebilir. tabi ki insanların ziyaret edip medet umması mantık dışıdır.