peygamberin 11 kadınla evlenmesi

    4.
  1. bunun üstünden islama ve peygambere sallamak isteyen beyinsizler, fırsatını bulabilse değil 11, 111 kadınla birlikte olur. bamyasını kabul eden 1111 kadın olsa hepsini aynı anda idare etmeye çalışır. çünkü aklı sikinin tepesinde dir ve tüm kan dolaşımı oraya yönlenmiştir. beyne kan gitmediği için, poliüretan köpük gibi olmuş beyin, böyle hezeyanlar üretir.
    20 ...
  2. 1.
  3. himayesine almak eylemini bilen sahislarin yorum yapmasi gereken bir durum.

    hani bok atmak icin degil de bildigi icin yorum yapan insanlar.

    (bkz: savas ve acliktan korumak)
    16 ...
  4. 5.
  5. günümüz evlenme amacından farklı olarak evlendiğini düşünmek için birazcık beyin kırıntısı yeter. birazcık.
    9 ...
  6. 6.
  7. 3.
  8. müslümanlar için pek çok hikmete sahip durumdur.altını çizmek isterim müslüman yani inanan insan için. şimdi hikmetlerinden bir tanesini şöyle açıklayabiliriz: hz. peygamberin birden fazla kadınla evlenmesinin bir nedeni islamiyeti kadınlara daha iyi anlatabilmekti.şöyle ki evlendiği kadınlar arasında genç, yaşlı, dul, bekar, zengin, fakir, gayri-müslim ve bir çok açıdan farklılık arz eden hanımları vardı. bu çeşitlilik- farklılık kadınlara dair islami meselelerin tatbikinin anlaşılması açısından kolaylık olmuştur.unutmamak gerekir ki islamiyet Allah(cc) tarafından bize Kuran vasıtasıyla tebliğ edilen bir dindir ancak hz.peygamber(sav)bu dinin ilk uygulayıcısı ve tatbik edicisidir. namazın dahi nasıl kılınacağı ilk kez cebrail vasıtasıyla peygambere bildirilmiş ve peygamberle de hanımı Haticetül kübraya. tabiki de kadınlara dair islami meseleler üzerine müslüman kadınlar gelip peygambare sorular sormakta idiler ancak bu hiçbir zaman yeterli olmamıştır. üstelik din sadece teoriden değil aynı zamanda da uygulamadan ibarettir. kadınlara dair fıkhı hüküm ve uygulamaları en yakın ve en sahih kaynaktan öğrenecek olan kimseler paygamberin eşleridir. kaldı ki sadece hanımlara mahsus meseleler de değil dinin pek çok hükmüne dair fetva verebilecek derecede ilim sahibi olmuşlardır. peygamberin hanesi bir anlamda medrese gibidir. bu medresenin en zeki ve hz. ömer in dahi onun ilmine iltifat edeceği hz.Aişe dir.bu hz. peygamberin birden fazla kadınla evlenmesinin hikmetlerinden sadece bir tane ve en önemlilerindendir. daha geniş bilgi için;
    http://www.sorularlaislam...-hikmetleri-nelerdir.html
    6 ...
  9. 17.
  10. doğru olandır. isterse 46 kadınla da evlenirdi, 2500 tane de cariye alırdı; kimse de 'sen ne yapıyorsun' diyemezdi.

    esasında bu evliliklerin taşıdığı; siyasi, iktisadi, dini anlamlar çok fazladır.

    bir eşle evlenirken o kadının kabilesinin müslüman olması mashalahatını gütmek, iki kabile arasını bulmak, siyasi konumlandırmaları pekiştirmek ve dul kadınları onore etmek gibi amaçlar vardır bu eşlerle evlenmekte.

    bu arada yukarıda bir kişi, amre binti yezid el-gifariyye örneğini vermiş ve eklemiş: ''bu da hasta değil miydi, muhtaç değil miydi, onu neden korumamış'' diye. zannediyor ki, bu verilen tek örnekle rasulullah'ın güttüğü dul kadınları koruma gayesi bertaraf edilecek.

    yahu sen amre binti yezid el-gifariyye'nin maddi durumunu biliyor musun? korunmaya muhtaç mıymış biliyor musun? herhangi bir siyer kitabında böyle bir malumat bulabildin mi? yoo, anca işkembeden at.

    ulan 45 yaşına gelmiş kimsesiz bir kadın ile, amre binti yezid'in durumu aynı mı? gelin de size azıcık tarih dersi vereyim:

    şimdi bu gıfariyye kabilesi, kinane kabilesinin bir kolu. ve bu kabile, yolda yaptıkları soygunlarla meşhurdular. esasında bölgeden geçen her kervanı soyarlar (hacıların dahi olması fark etmezdi onlar için) ve müşriklerce savaş yapılamaz kabul edilen 'haram aylar'da dahi, bu soygunlara devam ederlerdi. ebu zerr (ra) da bu kabileye mensuptu fakat o, bir süre böyle şeylerle uğraşmasına karşın, sonrasında, tek bir yaratıcıya iman ediyor ve bu soygunlara iştirak etmiyordu. beni gifar; haraç alır, yol keser ve geçimini böyle sürdürürdü.

    bu kabilenin maddi durumu hakkında şu sözü referans alabiliriz:

    --spoiler--
    Hanımının naklettiğine göre, bu devrede Hz. Ebû Zerr zengin ve cömertti. "Atları kişner, develeri böğürür, ekinleri sürülüp daneleri ayrılır, refah ve mutluluk içinde'"bir kabilede tahıl ambarı, eşyasını koyduğu haraları oldukça büyük ve evi genişti. Babası ve anasına itaatli idi. (Müslim, 7, 354-5.)
    --spoiler--

    yalnızca bir dönem eşkiyalıkla uğraşan ebu zerr'in zenginliği işte böyleydi. esasında bizim sosyalist müslümanlar, ebu zerr'in hz. osman'a olan muhalif tutumunu ve fakirliğini örnek göstererek, ebu zerr'in ve kabilesinin fakir olduğunu iddia ederler. evet, kabilesi küçüktü ve tarımla uğraşacak kadar yere de sahip değildi. fakat bu gayri meşru yollardan para kazanıyorlardı. müslim rivayeti konuşuyor burada.

    gifariyye kabilesinin islam peygamberi hz. muhammed ile anlaştıktan sonra ve ardından müslüman olduktan sonra gazvelerden kazanılan ganimetlerden pay aldığı da göz önüne alınırsa, bu kabilenin zengin bir kabile olduğu aşikar bir şekilde gözler önüne serilir.

    hz. peygamberin amre binti yezid el-gifariyye'yi boşamasına gelince... gerdeğe girilmemişti. hz. peygamber, ona verdiği mehri de geri almaya yeltenmemişti.

    bu ayrılığın hikmeti de şudur: islam fıkhında kadınla erkek, sağlık sorunları hakkında birbirlerini bilgilendirmek zorundadır. hz. peygamberin böyle bir durumdan haberi yok idi. neticede o da, tüm hanımlarını memnun etmeye çaba harcıyordu ve bu kolay bir şey değildi. hanımlar rasulullah'a duydukları sevgiden birbirlerini kıskanıp duruyorlar, hatta bazıları bazılarının evlerini yakmaya dahi çalışıyordu.

    kadın işte... peygamber hanımı da olsa, kadın... fıtratı böyle.

    neyse, şuraya geliyorum: islam fıkhında bir hüküm inşa olması için, nass gerekir. eğer hz. peygamber, kadının kusurundan dolayı boşanmasaydı, bizim elimizde böyle bir nass olmayacağından, birbirini kandıran herkes evlenebilecekti ve ayrılmak caiz olmayacaktı.

    çaktınız mı? gayri meşru menfaati engellemek açısından da çok önemlidir bu rivayet.

    ayrıca hz. peygamberin tüm hanımlarını memnun etmesi de imkansızdı. eğer amre binti yezid'le evliliği devam etseydi, belki de koruma amaçlı yanına alacağı başka dulları alamayacaktı. zaten rasulullah zengin değildi ki. evet, kendisine düşen ganimetler vardı fakat çoğunu dağıtıyordu. kimi zaman yiyecek dahi bulamıyordu ev halkı. Bir defasında ailesinin yiyeceği için bir Yahudi'den ödünç yiyecek almış ve zırhını rehin olarak vermişti. böyle bir haneye, gerek duyulmadığı halde bir tane daha boğaz girmesi, rasulullah için büyük bir yüktü. neticede ondan kalan mirası bize şöyle aktarıyor rivayetler:

    --spoiler--
    vefat ettiği zaman geriye bıraktığı malı: Zaruri olarak kullandığı elbisesi, birkaç su kabı, içinde yıkandıkları tekne, iki adet kilim, bir çarşaf, makas, tarak, misvak gibi eşyaları, kılıç, ok, zırh, mızrak, miğfer'den oluşan silahları, “Düldül” adındaki bir devesi, savaş ganimeti olarak payına düşen ve devlet reisi olarak bundan ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını gidermekle yükümlü olduğu; “Fedek” arazinin yarısı, Ümmü’l-Kura’nın üçte biri, Hayber’den kendisine düşen beşte biri olan payı ve Ben-i Nadir’den bir kaleden ibaret olan arazî ki bunların tamamını Müslümanlara tasadduk etmiştir. (bk. Tirmizî, Şemail, s.149)
    --spoiler--

    --spoiler--
    “Biz miras bırakmayız; bizim geriye bıraktığımız her şeyimiz sadakadır.”(müslim, buhari, müttefekun aleyh)
    --spoiler--

    velhasıl kelam; amre binti yezid el-gifariyye, hem korunmaya muhtaç değildi, hem de islam dünyasına böyle bir nass girmesi gerekiyordu. bu nedenle bu ayrılık olmuştur.

    benim ateistlere laf anlatma gibi bir derdim yok. yeter ki müslümanlar istifade etsin.

    --spoiler--
    Yıllar geçiyor ki, yâ Muhammed,
    Aylar bize hep muharrem oldu!
    Akşam ne güneşli bir geceydi...
    Eyvah, o da leyl-i mâtem oldu!.
    Âlem bugün üç yüz elli milyon
    Mazlûma yaman bir âlem oldu!
    Çiğnendi harîm-i pâki ser'in;
    Nâmûsa yabancı mahrem oldu!
    Beyninde öten çanın sesinden
    Binlerce minâre ebkem oldu.
    Allah için, ey Nebiyy-i ma’sûm,
    islâm'ı bırakma böyle bîkes,
    islâm'ı bırakma böyle mazlûm.
    --spoiler--
    6 ...
  11. 11.
  12. tebliğ ettiği din ile onun özel yaşamı arasında bağ kurmak hiç de ahmakça bir tutum olmaz...

    ben birine ahlaklı olmayı tavsiye ediyorsam kendim örnek olmalıyım..

    allah çok eşliliği emretmez ama yasaklamaz demek çok eşli olun demekten başka bir şey değildir...en ufak bir konuda gayet de katı hükümler koyan bir kudret burda açıkça kapıyı aralık bırakmıştır...

    neyse dindar kişiye, gerçekle yüzleşmek kadar zor ve ruhuna ağır gelen bir şey olmadığı için inkar ve yadsıma hep geçerli olmuştur..

    burası alt tarafı bir sözlük...kimsenin inancını yaralamak gibi bir isteğimiz yok olamaz da..sadece yazılmış olanları söylenmiş olanları yazıyoruz buraya..

    keşke biraz daha akıl ışığında hareket etsek diyoruz...ama saygılıyız...herkesin inancı kendine..
    4 ...
  13. 26.
  14. Bunlardan birinin yahudi olmasi tuhaftir.
    3 ...
  15. 7.
  16. ortalık şenlensin diye açılan başlıklar hakkında yazmak mantıksız biliyorum, her havlayana taş atsaydık yeryüzünde taş kalmazdı demiş birisi bir zaman. keşke herkes biraz araştırsa da öyle yazsa. peygamber herhangi bir cinsel amaçla evlense zaten yirmili otuzlu yaşlarında onunla evlenmek isteyen yüzlerce kadın varken gidip 50 yaşında diğer kadınlarla evlenmezdi. kaldı ki ilk evliliği bile o döneme göre geç kabul edilen 25 yaşında olmuştur. birisi de öldükten sonra tüm eşleri canlı canlı gömülmüş diye yazmış ama... Allahım bu kadar cahille aynı dünyada bulunmak bizim için yeteri kadar cehennem bizi gerçek cehennemden uzak tut.
    4 ...
  17. 8.
© 2025 uludağ sözlük