3 tanesi* çok ünlüdür. en atarlısı musa, en merhametlisi isa, en zekisi muhammed olsa gerek. musa'nın duruşu çok havalıdır, isa'nın sözleri çok havalıdır, muhammed'in de yaptıkları çok havalıdır. genel olarak bakacak olursak da isa olanı en mükemmeli olarak göze çarpıyor. isa'nın birkaç sözüyle bitirelim:
"ne mutlu ruhta yoksul olanlara. çünkü göklerin egemenliği onlarındır. ne mutlu yaslı olanlara. çünkü onlar teselli edilecekler. ne mutlu yumuşak huylu olanlara. çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar. ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara. çünkü onlar doyurulacaklar. ne mutlu merhametli olanlara. çünkü onlar merhamet bulacaklar. ne mutlu yüreği temiz olanlara! çünkü onlar tanrı'yı görecekler."
kişisel kurgularının vahiy yoluyla şekillendiğine inanmış ve inandırmış, psikolojik sorunları olan kişiye denir. kimi bu kurguları kitaplaştırmış, kimisi buna bile gerek duymamıştır. hepsinin ortak noktası çok iyi yalan söylüyor olmalarıdır.
sabırla, insanlıkla, hoşgörü ile anılan allah elçisi iken, tarihin, savaşla, kanla ve gözyaşı ile zikrettiği önder olmak.
peygamberler insanlık için yaşar ve yeri geldiğinde can verirken, insanlığın, o peygamberler için ve sözde onlar adına can alması, dünyayı kana bulaması, gezegenin her karış toprağını insan kanı ile sulaması ne kadar ironik.
işi insanları uyandırmaktır. çünkü insanlar gaflettedir. gökyüzünden bildirilen hakikatı insanlara iletirler. insanların ahenk içinde yaşamalarını sağlamak için vazifelidirler.
zor meslektir, zira işverenin tanrıdır. öyle patrona artislik yapayım, yalakalık yapayım; kayınpeder hasta diye yalan atıp izin kapayım, kafa iznine çıkayım gibi lüksleri ve maaşı olmayan meslektir.
en büyüğü ve içlerinde en rütbelisi bizim peygamberimiz hz muhammed dir.
öyle ki adem in çamuru yoğrulurken ben peygamberdim, diyerek allahın kendisine olan sevgisini etrafına dillendirmiştir.
hz adem, cennetten kovulmadan az önce gene bir günah işleyerek cennetten kovulma noktasına gelmiş suçunun affedilmesini rica etmiş ve muhammed in hatırına beni affet, buyurmuştur.
allah da karşılığunda doğal olarak hz ademe, sen muhammed i nerden biliyorsun, nasıl tanıyorsun? diye sormuş
hz adem ise " cennette her köşe başında her direkte ve sütunda allah birdir, tektir, elçisi ise muhammed (sav) dır yazıyor. belli ki bu tek olan yaratıcı, sensin, muhammed ise benden bile çok sevdiğin henüz tanımadığım bir kulun en çok sevdiğin kulun, artık kimse bu .. yanıtını verir.
ve bunu duyan allah, adem i affetmiştir, üstelik o nu yaratmayacak olsaydım seni de zaten yaratmazdım diye eklemiştir. / kaynak:
tufandan sonrakiler: ibrahim'le başlar muhammed'le * biter. en renkli ve en cerbezeli işler bu dönemde ortaya çıkmıştır, yahudiler mesela bu dönemde bir millet olarak zuhur etmiştir tarih sahnesinde, hala da dünyanın başına bela olmaktadırlar.
olmamaları durumunda savaşın olmaması diye bir durum söz konusu değildir. yüzlerce tanrıya tapan pagan kültürleri de savaşmıştır. dahası kendi halkını kurban bile vermiştir. çocuklarını öldürmüş, toprağa gömmüştür. persler, yunanlılar, romalılar, keltler, gotlar ve bir çok halk pagan kültürüne inanarak katliamlar yapmıştır.
peygamber allemlerin yaratıcısı olan allahın, insanlara emir ve buyruklarını iletmek, insanları iyi, güzel ve doğru olana yönlendirmek adına insanlar arasından seçmiş olduğu kuludur.
bir an için bütün dünyanın islamiyette olduğunu ve hiç bir kimsenin kuranda yazılanlara uymadan hareket etmediğini düşünelim. bu durumda dünyada kimse kimseye şunalrı yapamazdı; hakkını yiyemez, ölüremez, karısına kızına yan bakamaz, nikahı olmayan biriyle ilişkide bulunamaz, hiç bir işine hile hurda katamaz, sövemez, yalan söyleyemez, hırsızlık yapamaz, çalamaz, çırpamaz, eziyet edemezdi. fakir kimse kalmazdı. herkez eşit olurdu. herkez alçakgönüllü ve saygılı olurdu. bu durumda peygamberlerin söyledikleriyle, kitaplarda yazanların insana faydadan başka neyi var diye düşünmemizi isteyen özel insanlardır.