“Delilik şüphesiz aptallıktan iyidir. Delilik var olmuş bir zekanın yok oluşudur; aptallık, var olmamış bir zekanın var olmamaya devam edişidir. Deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı. Aptallığın şerefli bir tarihi bile yok…”
(Peyami Safa, 1949)
Kapıyı bir kaç defa yumrukladı. kalın tahtanın içeriye naklettiğinden daha fazla dışarıya iade ettiği bu hafif gürültünün, taşlıkta on adım kadar yürüdükten sonra, sağ tarafta Vafi Beyin kapalı kapısından içeriye geçmesini ve hava akşama doğru soğuduğu için belki de yorganı başına çeken odabaşının kulak zarına, oradan da uykusunun içine girmesini beklemek, fizik kanunlarından sadaka istemek gibi bir şeydi.
(Matmazel Noraliya'nın koltuğu - sayfa 37)
ayrıca "yalnızız" isimli romanı kesinlikle tavsiye edilir. Müthiş psikolojik çözümlemeler içerir. Harvard üniversitesi tarafından evrensel kültür mirasları olarak değerlendirildiği söylenmektedir.
"Sevgi ile nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. Birisinden nefret ediyorsanız ve bir gün onu yenemeyeceğinizi anladığınız zaman onu sevmeye başlarsınız. Ve yine birisini seviyorsanız ve bir gün onu yenebileceğinizi düşündüğünüz zaman ondan nefret etmeye başlarsınız." Peyami Safa
dilin edebi yönünü dans ettirebilen, hayatın ebedi değerine yön veren, yaşanmış binlerce kavrama özlük getiren, yalın bir dile milliyetçi kimliğini ön plana çıkaran gerçek bir üstat. iyi bir ağabey. romanlarıyla ders veren baba...
''Hayat böyledir. Çaresizlik ve tehlike anları vardır ki, o zaman çırpınmaya ve haykırmaya gelmez. Batar insan ve boğulur. Marifet o anları geçirmektir. Sonrası gittikçe kolaylaşır. Kadere teslim olmak lazımdır o anlarda. Bu acizlik değildir. Dikkat et sözüme: Bu dünyada ölümden başka hemen her şeyin çaresi vardır.''
9. hariciye koğuşu kitabı yayımlandığında nazım hikmet'e atfedilmiştir. peyami safa'nın ve nazım hikmet'in aralarının daha sonra açılması üzerine peyami safa bu atfı kaldırmıştır kitaptan.
eğer siz de iyi bir okur olursanız nazım hikmet'e atıflı 9. hariciye koğuşu'na sahip olabilirsiniz.
"9. Hariciye koğuşu"nda hastanın halini öyle bir anlatır ki cümleleriyle, gözünle görsen,kulağınla dinlesen, elinle dokunsan onun anlattığı kadar anlayamazsın. O derece yazardır.
"Yalnızlık korkusunun bu ezeli edebiyatına karşı, can sıkcı beraberliklerde hissettiğimiz tek başına kalmak ihtiyacını metheden edebi haykırışları da unutmamak lazım geldiğini düşündüm" -bir tereddütün romanı)-
Edebiyatımızda psikolojik roman denilince Oğuz Atayla beraber akla gelen ilk isim.
Cingöz Recai Polisiye kitaplarıyla un yapmış yazarımızdır.
Dili akıcı üslupu sade olan bir yazarımızdır.
Türk hikâye ve romancısı. Server Bedi takma ismini de kullanan yazar romanlarının yanı sıra, fikrî eserleri, polemikleri, köşe yazarlığı ve gazeteciliği ile de tanınır.
bana gore turk tarihinin en iyi yazari, inanılmaz insan tahlili yapan, psikolojik buhran konusunda çığır acmış yazardir, okumadığım kitabı yoktur, tavsiye ederim.
ansiklopedik yazar lakabını taşıyan münevverimizdir. romalarındaki sosyal mesajlar hemen göze çarpar. Fatih Harbiye romanı özellikle sosyal mesajlarla doludur. ayrıyeten bir de kızıl çocuğa mektuplar diye bir kitabı vardır ki sosyalistlere çatar bu kitapta. nazım hikmet'e hicveden şiirleri de bu kitaptadır. Allah'ın varlığını soran bir okuruna karşı da yine bu kitapta "Allah'ın yokluğunun ispatı, varlığının ispatından daha güçtür"(kelimesi kelimesine bu cümleyi kurmuyordu fakat hatırımda kaldığı kadarıyla böyleydi) diyerek cevap verir.
pek çok konuda bilgi sahibidir. psikoloji, hukuk, tarih, edebiyat, sosyoloji biyoloji, kimya fizik gibi konulara da hakim bir münevverimizdir.
'simerenya'yı arar durur p. safa bir romanında.hala da aranıyor simerenya.
derin ruh tahlilleri ile dolu eserleri, toplumsal konulara cesaretle el atan fikri eserleri, sayısız makale vefıkraları ile yeri doldurulamaz bir yazarımızdır. bugünkü problemlerimize dahi ışık tutmaktadır senelerce önce yazdığı kitaplarda.batıyı ve türk devrimini yanlış anlayanlara, medeniyetler arasında bir sentezin niçin gerekli ve nasıl mümkün olduğunu anlatmakta ve hem tarih, hem de coğrafya kaderi bakımından türkiye'nin bu senteze elverişliliğini anlatmakta..
Bu adamın üslubuna, kitaplarına, dünya görüşüne kısaca her şeyine hayranım. Kitaplarında kullandığı üslubu biraz ağırdır çünkü derin ruh tahlillerine yer verir. Hatta Yer yer makale tarzına bile kaçar. Bi süre bu adamı okuduktan sonra başka birini okumaya çalıştığınızda (hele ki okuduğunuz kişi günümüz yazarlarındansa) kitap aşırı yavan gelir ve tekrar Peyami safa 'ya geri dönmek için adeta çırpınırsınız.
Ayrıca herkes Yalnızız' ı över lakin benim gözümde en güzel kitabı biz insanlar ' dır.
Gerçek aşk nedir? Sorusunun cevabını;
"Gerçek aşk sevgilinin bütün kusurlarını görür ve sever Aşk inanmanın şiiridir. Aşk şüphe etmez. Aşk kıskanmaz. Aşk iğrenmez. Aşk çirkin bulmaz. Aşk küçümsemez. Aşk bencilliğin, kendini sevgiliden daha üstün görmenin, buhranın ve kötümserliğin tam zıddıdır. Aşk istemez, yalnız verir. Aşk bir mücadele değil âhenktir Aşk bunun için ilâhidir Gerçek aşkın bir tek değişmez vasfı vardır: Tükenmezlik Aşk engellere ve hücuma uğradıkça kuvvetlenen ihtirastır. Rakipsizdir, yenilmez Aşk kendi saadetini bir başkasınınkine feda etmektir Mârifet bize yâr olmayan sevgiliyi kalbimizin içinde öldürmek! işte en haklı, en mâsum, en kudretli ve en muhteşem cinayet."
--spoiler--
"içimin içi şuurumun altı filan sıfır, ehemmiyeti yok. yirminci asır bunu mübalağa ediyor. gayri şuur ruhun uşak dairesidir, bodrum katı. kendi derinliklerine inmesini bilen insan için orada da disiplin kurmak mümkün."
--spoiler--
tesadüfen "YALNIZIZ" eserini okumanın vermiş olduğu fırsattan istifade hemen set siparişi verdiğim yazardır. sadece bir edebiyatçı olarak değerlendirmek büyük bir hatadır. romanlarında bir kahraman mutlak surette filozoftur.tıp terimleri bir doktor yazar olsa bu kadar yazardı denilecek derecede çoktur.kadın psikolojisi üzerinedir eserlerin %80'i. abi okuyun işte okuyun bu adamı. Ve en büyük talihsizliği Türk Milliyetçisi olmasıdır. DÜnya edebiyetına adını yazdırmış olan nadir yazarların verdiği keyfi bulursunuz büyük üstadda. ayrıca birlik yaşayan bayan ve erkeğin beraberce okuması ilişkilerinin akıbeti adına iyi olur. ebeveynler çocuklarına mutlaka okutmalı. en çarpıcı olan durum ise Cemil Meriç SAFA'nın bir çok cümlesine sahiplenmiştir!
Dünya standartlarında bir yazar, sosyolog. türk edebiyatındaki en güçlü tahlileri onun yazdıklarında görürüz. Ama ne yazık ki Kendisine gereken önemin ne yaşarken ne de öldükten sonra verilmediğini düşünüyorum. Diğer eserlerini darıltmadan yalnızızın en olgun,en güzel eseri olduğunu belirtmek isterim. Bittikten sonra zihninizdeki o orgazmik tat için bir zaman sonra terkar kapısıni çalacağınız ender romancılardandır. Çok zordur okuduğunuz bir romanı tekrar elinize aldığınızda hiç okumamışken duyduğunuz heyecanı duymak. işte Peyami safa size bunu vaad ediyor.