türkiye ye basketbolu sevdirmiş, efes pilsen'e koraç kupasını ve birçok şampiyonluk kazandırmış avrupanın zamanındaki en iyi oyun kurucusu.* efes pilsen de oynarken hücum süresinin -ki zamanlar 30 saniyeydi*- %90 ını kendisi kullanıyor diye aydın örs le beraber çokça eleştirilmişti. hatta ufuk sarıca bu yüzden, tepki amaçlı saçlarını sarıya boyatmıştı.
en klasik hareketi topu karşı sahaya aheste aheste sürerken terini formasının askısına sürmesiydi.
1968 makedonya doğumlu petar naumoski basketbola 16 yaşında başlamıştır bunun nedeni ise kendisinin sporda ilk tercihinin futbol olması ve futbola başladığı gibi ders notlarının kötüleşmesi sonucu babasının olaya el atmasıdır.
dersler düzeldikten sonra babası tekrar spor yapmasına izin verir ama derslerinin tekrar kötüleşeceği korkusu ile futbol oynamasına izin vermez iyide yapar böylece milyonların sevgilisi oyun kurucu naumoski doğmuş olur.
naumoski öyle bir yetenektir ki 16 gibi çok geç bir yaşta basketbola başlamasına rağmen kısa sürede basketbol profesörü olur
1991-1992 fk rabotnicki takımında oynadıktan sonra 1992 yılında efes pilsen'e cüzi bir rakam'a transfer oldu, daha transfer olduğu sene efes pilsen'i coşturarak açık ara şampiyon yaptı ve aynı sezon avrupa kulüpler kupası'nda takımını finale kadar taşımış ama final oynayan ilk türk takımı olmalarına rağmen tecrübesizlik sonucu 48-50'lik bir skorla kaybetmişlerdir.
1993-1994 sezonunda yine takımını şampiyon yaptıktan sonra benetton treviso takımına transfer olur 1995'te benetton'u avrupa kulüpler kupası şampiyonu yaptıktan sonra 1995-1996 sezonunda yarım kalan işini tamamlamak için efes pilsen takımına geri döndü.
2. geri dönüşünde basketbolu iyice gelişmiş, soğukkanlı ve bitirici hareketleri olan bir basketbolcu olmuştu.
o sene conrad mcrae'nin de * azımsanamayacak desteğiyle koraç kupasını almışlardır.
basketbolunun en verimli döneminde çeyrek finalde benetton treviso maçlarında taşıyıp, final four'a götürecekken michael ansley denen hayvan evladının elmacık kemiğine dirsek atmasıyla, kemiğin kırılmasına sebep olmuştu. 3. maçta maskeyle katılıp yine de oynayamamıştı elenmiştik.
tam iyileşmesi 1 sene sürmüştü naumoski'nin;
efes pilsen'i 2 sene daha şampiyon yaptıktan sonra 1999 yılında italya'ya transfer oldu. 2001 yılında ergin ataman'ın çalıştırdığı montepaschi siena takımını ile saporta kupasına uzandı,
2004 yılında ülkerspor'a transfer oldu yarım sezon oynadı ve aktif basketbol kariyerini sonlandırdı.
petar naumoski, ülkesi makedonya'da bir dönem üsküp milletvekilliği yapmıştır
halen italya'da amatör ligde zevki için basket oynamaktadır.
türk basketbolu şu anda bir yerlerdeyse bunda petar naumoski'nin büyük payı vardır.
hiç kaçırmadığı turnikelerle, hep aynı yerden aynı stille attığı üçlükleri vardı sade bir oyuncuydu belkide türk halkı bu yüzden çok sevdi, sanki onun oynadığı basketbolu sizde çıkıp orada oynayabilirdiniz,
murat murathanoğlunun her efes maçında 100 kere söyleyip kafamıza kazıdığı sözler vardı birde,
Liseliler bilmez, hatta bir çok üniversiteli dahi bilmez. Ama bir nesile basketbolu bu adam sevdirdi. O zamanki kurallara göre 30 saniye olan hücum süresinin 28 saniyesi topu elinde tutup, ardından üçlüğü gönderirdi potaya. Efes efsanesinin en temel taşlarından biriydi o yıllarda.
türk futbolu için hagi neyse, türk basketbolu için de naumoski aynı anlama gelir.
bu adamın tek başına rakibi dağıtma özelliği vardı. 3' lükleri seriye bağladı mı durdurmanın imkanı yoktu. asistleri çok iyiydi.
bir fenerbahçeli olarak itiraf etmek gerekir ki; zamanında kendisinden çok çektik.