under the arc of the weather stain boards
ancient goblins, and warlords
come out of the ground, not making a sound
the smell of death is all around
and the nights come and the cold wind blows
no one cares and nobody knows
i don't want to be buried in a pet cemetery
i don't want to live my life again
i'll follow victor to a sacred place
there ain't no dream i can escape
molars and fangs and clicking of bones
spirits moaning among the tombstones
when the night has come and the moon is bright
someone cries and something ain't right
i don't want to be buried in a pet cemetery
i don't want to live my life again
oh no
the moon is full, the air is still
all of a sudden i feel a chill
victor is grinning, flesh rotting away
skeletons dance, i curse this day
and on the night when the wolves cry out
listen close and you can hear me shout
i don't want to be buried in a pet cemetery
i don't want to live my life again
oh no
türkçe' ye ilk çevriminde adı gecenin pençesi olan ve bilinçaltımıza bıçak darbeleri indiren bence en ürkütücü king romanı. filme de alınmış olan kitabı okurken , arkaya sık sık bakmak zorunda hissediyor insan.
her ne kadar ismi hayvan mezarligi olsa da, hayvan mezarligi ile ilgisi olmayip, mik mak kizilderili mezarligindaki gizemli olaylari anlatan kitap ve filmdir.
amerikan yazarlarının, özellikle stephen king tarafından başlatılan modern tarz gerilim olgusunu kullanmasının şahane örneklerinden biridir. uyanıklık yapılıp önce filmini seyretmek kitaba haraket olur belirtelim. aynen yeşil yol romanının da filminde iki kat daha güzel olması gibi* yapılacak gereksiz hatalardan biri olur. romandaki gerilimi okurken hissetmenin uzunluğu göz önüne alındığında bir çırpıda okusanız bile bir-iki gün kendinize gelemezsiniz.
Stephen King
"Kutsal mezarlığına gömülen ölüler, kısa sürede yeniden hayata dönerler."
Bir Kızılderili inancı
Dr. Louis Creed ve ailesi, Maine Eyaletindeki Ludlow'a taşınırlar. Burada, Louis'in "dostum" dediği ama babası gibi gördüğü Jud Crandall'la tanışırlar. Karısı ve çocuklarının olmadığı bir gün, kızı Eileen'in çok sevdiği kedisi Churc'e bir araba çarpar ve öldürür. Evlerinin yanındaki Hayvan Mezarlığına Jud'la beraber kediyi gömmeye giderler. Fakat Jud, kediyi biraz daha uzaktaki Kızılderililerin Hayvan Mezarlığına gömmesi için Louis'i götürür.
1989 yapımı o dönemin en tartışılmaz etki altında bırakacak filmi.eğer bu filmi 15 yaşlarında izlemişseniz yıllarca etkisinden kurtulamazsınız. vay be ne filmdi diye! oyuncular çok başarılı fakat çocuk oyuncu * aşırı derecede iyi bir performans göstermiştir.filmde bir seçim vardır ve düşünürsünüz hep! ben olsaydım hangisini seçerdim?
daha ayrıntılı bilgi için; http://www.beyazperde.com/film/1125
tema olarak bir filmle benzerliği vardır, bir diğeri için;
(bkz: the good son)
stephen kingin muhteşem kitaplarından biridir,sinema uyarlamasıda yapılmıştır başarısız bir şekilde.aile içerisindeki bireylerin aslında''birey''olmaktan vazgeçmediğini,insanın asla aşamayacağı yalnızlık hissini,sevilen birini kaybetmenin insana ne çıldırtıcı şeyler yaptırabileceğini inanılmaz zarif bir kurguyla anlatmıştır.çok korkunç olmasının yanında,çok da hüzünlü bir kitaptır.yüz kere okusam doyamam herhalde.