Kitabı 3 defa okudum ve sıkılmadan bi 3 defa daha okuyabilceğime eminim ama korkutuyo diyenlere rağman 3 okumamdada korkmadığımı farkettim. ne olursa okusun efsane kitaplarım arasında yer bulmuştur. sırada kemik torbası var bakalım hayırlısı.
kitabı bu kadar güzelken filmi nasıl bu hale getirmişler anlamış değilim.ben daha önce bir film izlerken bu kadar gerilmedim arkadaş.o kadar sıkıldım ki anlatamam hadi yarıda kesmiyim diye dayandım ama sinir krizleri geçirdim.oyuncular berbat,çekim çok kötü.ha bir de türkçe dublajlı film izleyen aklıma da ayrıca ...
ha diyecek olan olursa da o film taa 1989 da yapılmış ne bekliyorsun.1980 yapımı the shining i getirir korum önüne.
Stephen King'in aynı ada sahip kitabından uyarlanan 1989 yapımı film.
Eğer kitabını okuduysanız her uyarlama gibi bu filmden de beklediğinizi alamazsınız. Kitapta geçen karakterlerin bazıları yok, bu da olayların akışına etki ediyor doğal olarak.
Oyunculuk desen sadece küçük Gage'e puan vermeye gider elim. Hastası oldum resmen, çocuk oynadığında üç yaşındaymış üstelik. Çok da tatlışmış o zamanlar ama küçükken tatlı olan da büyüdükçe çirkinleşiyor; doğa kanunu mudur bilemediğim bir sebepten ötürü. Neyse konuya dönecek olursak; filmi beğenmedim, kitabını okuyun.
Korku filmlerinden hoşlanmadığımdan izlememiştim şimdiye dek, korkunçmuş da.
Acı insanı ne kadar da çok değiştiriyor dedirtti.
Her neyse film analizi yapamayacağım, en çok hoşuma giden kısımdan bahsetmek istedim.
Dizideki çocuk ellie 'the crown' dizisinde Winston Churchill'i canlandıran oyuncuya kedisi church'ın adının Winston Churchill'den aldığını anlatıyordu.
Stephen king'in okuduğum ilk korku romanı. Çok güzel yerlerde durak sayıları vardı. Gerçekten kitabı okurken film izler gibiydim. Gerildiğim, güldüğüm pek çok sahne oldu. Arka planda karanlık, gerilim müzikleri ile okursanız daha iyi adapte olursunuz. Kesinlikle okuyun, eğer korku-gerilim seviyorsanız.