alt tarafı iki maç oynanacak ve tamamen eğlence amacı güdülerek oynanan oyunu ciddiye alan arkadaşın dakikalarca tatktik ayarlamasıdır. options dan bir yerlere girer, oradan substitutions a girer, başka yerden çıkar, oradan oraya dolanır durur ayarların içerisinde. mal mal izlemekten bıkan kişi ses tonunu yükselterek ''lan hadiseneee'' dediğinde ''bekle lan yenicem diye korkuyorsun dimi ehehehe'' diyerek sırıtır. maçı 5-0 gibi net bir skorla kaybeder. *
bazen yaptığı şeyi kendisi de bilmeyen insandır. hatta bazen stainless steel olabilen insandır.
Hiç unutmam bir keresinde, arkadaşla bir fenerbahçe vs galatasaray derbisi yaparken yine böyle ayarları kurcalamış da kurcalamış, sonra da pişkin pişkin "senin forvetlere verdim markajı verdim markajı, servet mına koycak olm guiza'nın" demiştim. Maldonado'yla 3, josico'yla 2 gol atmıştı pezevenk.
maçın toplam süresinden daha uzun süre taktik yapan adamdır. işkencecidir. hatta tüm takımı araştırıp her özelliğine bakar aralardan bulur çıkartır. savunması da taktiğe göre adam koymak değil adama göre taktik uydurmaktır. terbiyesiz.
muhtemelen maçı kazanacak olan arkadaştır. he eğer kazanamazsa emin ol optionsdan çıkmayı bilmediği ve nasıl çıkılacağını sormaya utandığı için dolanmıştır onca saat.
çevremde bolca var bunlardan. kimi 15 dk ya yakın kaydettiği özel taktiği uygular. kimi yarım saat taktik ayarlar. maça başlayayana kadar insanın içindeki oyun oynama zevkini yiyip bitiriyolar.
- hacı dur ya geçen uğraşıp kaydettiğim taktiği bi bulıyım başlıyam.
sonuna kadar destekçisi oldugum arkadaştır. bazen de benimdir bu. ya bi kere pes ayrı bir olay. pes'i fifaylan karıştırman arkadaşlar. adam tabi ki kendisine göre taktiğini ayarlayacak. misal yani adam kanatlardan etkili oluyorsa lf sini rf sini belirleyecek. çizgiye kadar çekecek o adamları. ne bilem , attack ı 1000 yapacak , defans çizgisini 60 a çekecek. bunlarla zevkleniyor oyun. mesela e bir arkadaşımla o barca yı ben liverpool u aldıgımızda ve taktiksiz oynadıgımızda genelde o kazanıyor. fakat ben en iyi oynadıgım taktiğimi ayarladıgımda (2-3 dakika sürüyor ne yalan söyleyem) ya kazanıyorum ya da berabere bitiyor. o yüzden destekçisiyim.
bende bi tane olan arkadaştır. herif taktik yapıyo yapıyo ama ne yapmak. yani oyuncunun anasının komşusunun halasının maçı izlerkenki oturuş stillerine kadar . ama hep nedense 1-0, 2-1 bızıklıyorum bunu ama hala inatla yapıyo. örneğin bi anektod:
yine bi gün bunla oturduk pes e, bu ayar yaparken ben gidiyorum takılıyorum falan. bişeler atıştırıyorum, bakkala gidiyorum. geliyorum bu son ayarları da yapıyo başlıyoruz.
tabi bu L2+A, B, Y, Z kombinasyonlarını profesyonel teknik direktör gibi maçın gidişatına göre uyguluyo. ama harbiden o tuşlarla belirgin şeyler oluyo olmuyo diil. mesela kornerde bunu 2 adamı var içerde , bi basıyo full atak yapıyo bi bakıyon kaleci bile orta sahaya gelmiş falan.
dkka 66 civarı ben frikik atıyom karambol oluyo boşa çıkıyo bunun kaleci, benim fırsatçı forvet kopuyo aradan dokunuyo gol.
1-0 bitti.
abi naptın taktikleri? nerde? yılan yiyodun daha demin.
kısacası tırışkadan nağmeler okuyan arkadaştır.
ayrıca duyar gibi oldum inciyi...
(bkz: az yaz piç)
kendisini guardiolayla kıyaslayan insan tiplemesidir. hatta özellikle super-sub kartına sahip olan oyuncuları ilk 11'den çıkarır, maç başlayınca oyuna alır ve "böyle daha iyi oynuyolar auna koyim" ifadesini hiç geri çekmez. genel olarak (10 maçın 8-9'u) yenilse de taktik yapmayı huy edinmiş, "veri yönetimi-kaydet" kısmına elini sürmeyen sığır arkadaştır. japonya'nın önde gelen ruh ve sinir hastalıkları uzmanlarına göre çok zorda kalınmadıkça oynanmamalıdır bu arkadaşla. oynanırsa da muhakkak eline verilmelidir. (bkz: zevk çubuğu) * aksi taktirde psikolojik desteğe ihtiyaç duymak işten bile değildir.
pes oynarken taktik yapan, stadı ve formaları ayarlayan, ayarları ve kamerayı değiştiren arkadaşına içten içten küfür eden, yüzüne karşı da altı üstü oyun oynicaz amk ne gerek var bunca ayara diyip üç kuruşluk playstation zevkinin içine eden insandan daha masum insandır.
