chadwick boseman, lee purcell, jason wiles ve daisy betts'in oynayacağı, 13 bölüm olarak planlanmış bir nbc dizisi. 7 haziranda pilot bölümünün yayınlanması bekleniyor.
trailer'ından yola çıkarsak güzel bir şeye benziyor: http://www.personsunknown.com/
NBC'nin yeni yaz dizisidir. 13 böLümLük mini bir dizi oLacak. 7 Haziran'da yayınLanacak oLan dizinin konusu ise şöyLe;
--spoiler--
BiLmedikLeri kişiLer tarafından kaçırıLan bir avuç insan, bir kasabaya hapsediLir. Her tarafta kamera vardır ve bütün gün boyunca izLenirLer. Bu hayaLet kasabada hiçbir çıkış yoLu yoktur. Nerede oLdukLarını ve neden burada oLdukLarını biLmezLer. Sadece bu kasabada hayatta kaLmak için mücadele ederLer. Dizi Lost ve The Prisoner diziLerine hatta Testere fiLminede benzetiLiyor.
--spoiler--
internette kısa bir araştırma sonucu yukarıdaki biLgiLere uLaştım. FragmanLarını izLedim, gerçekten heycanLı ve gizem doLu oLacak gibi duruyor. Ama promolarında diziyi ben de hafiften Lost'a, kısmen ise Prisoner'a hatta Harper's Island'a bile benzeyen yerlerinin olduğu dikkatimi çekti. Ama ilk aklıma gelen Saw oldu fragmanı izledikten sonra... Pilot bölümünü izlemeden karar vermek zor ama şimdiden gizemi ile fena halde ilgimi çekmiş durumda. Fragmanlar gerçekten dikkat çekici, buyrun;
dizinin ilk böümünü izledim. önce şunu söyleyeyim; lost ile arasında pek bir benzerlik yok (en azından ilk bölüm için).
--spoiler--
gündelik hayatlarını yaşarken birden bilmedikleri bir yerde uyanan bir grup insanla karşı karşıyayız (sanırım 7 kişi). anladığım kadarıyla bu insanların öyle geniş bir aile ya da akraba, arkadaş çevreleri yok. yani ortaDAN kaybolduklarında böyle deli gibi kendilerini arayacak pek tip yok gibi. bu arada bu bir grup insan uyandıkları yerde sürekli kamera ile gözetlenmekteler. otel odası, restoran, şerif ofisi ya da caddeler de dahil...
ancak işin ilginç yanı sadece bu kaçırılıp, sonradan yapılma kasabaya konan arkadaşlarımız değil gözetlenen... kaçırılanlardan biri anne ve kaçırıldığında kızını bir oyun parkına götürmüştü. neyse annemiz kaçırıldı falan... sonra bu olayı duyup araştırmaya karar veren bir muhabir, kadının annesinin evine gider. orda biraz konuşurlar.. o sahnenin sonunda aynı kameralardan evde de olduğunu görürüz. işte bu ilginç bir durum..
--spoiler--
ilk bölümün sonunda her şey gizemini koruyor... hadi bakalım.
Ilk bolumu itibariyle begenimi kazanmis dizidir ama yine de bir suru sacmalik oldugu gercegi yadsinamaz:
--spoiler--
Bir kere otelde odadan cikar cikmaz insan bi cikis yolu arar; camlari kirar falan hadi onu da gectim niye asansore direk bastan binmiyorlar da odunla falan ates yakmaya calisiyorlar. Once bir kibrit arar insan; zaten bastan cikmaya calismadan; camdan disari bakip (cami kirabilirlerdi) yardim istememeleri cok sacma. Yine de digerlerinin yaninda izlenebilir kalitede.
--spoiler--
--spoiler--
oha lan, ikinci bölümü ne kadar iğrenç bi şekilde başlıyor. tarantino iğrençliği ile yarışır o derece. saw da sandım kendimi bi an. ayrıca kelebeğin düşüşüde çok duygulandırdı, hönkür hönkür sağladım akan sümüklerimi yidim.
--spoiler--
ortalama bi yaz dizisi. nine deads, saw karışımı bi olay. şaka bi yana ara ara geriyor adamı. öykü klasik, dialoglarsa olmamış.
2. bölümü yayınlanmış dizi. fena değil ya bence, izlenilebilir.
--spoiler--
ilk bölümde olmayan jeneriğin burada olması dizi havasını bütünlemiş, evet jenerik ilginç ama ben beğendim, müzikle ilgili bir sorun var sadece daha geren bişey olabilirdi, onun dışında karaler falan hoşuma gitti...
ilk iki bölüm yayınlandı dizide, ilk bölüm başlangıç için "fena değil" ikinci bölüm iyiydi ama kızın joe'yi öldürmeyeceği gün gibi ortadaydı. bunun dışında karakterler odaklı bölümler olacakmış izlenimi uyandırdı 2. bölüm bende. sarışın kızın hafifden flashbecklerinin olması falan yani. bunun dışında ana karakteri ilk kaçırılan hatun olduğu kesin gibi. joe'nin bilinmezliği ise dizideki önemini baya artırıyor. dizinin başka bir artısı ise tüm olayın kasabada geçmemesi, dışarıda neler oluyor biraz da olsa bilmemiz iyi bence... Bu arada 2. bölümdeki telefon sahnesi hoşuma gitti, kızın sağ ve güvende olduğunu kadına nasıl göstereceklerini merak ediyordum, akıllıca br yöntem.
2 bölüm gitti kaldı 11 bölüm, teori üretmek için çok erken ama sarışın kızımızın söyledikleri çok mantıklı, herkesin oraya getirilmesi için ortak bir neden değil de kendine özgü nedenlerinin olması akla yatkın bir teori. ama ben bir amaç için orada olduklarını düşünenlerdenim. ortak bir nokta çıkacaktır bence...
yinede kesin konuşmak için erken, hem dizi için hem de oyunculuklar için. ama yaz dönemi dizisi olarak ve içinde gizem ve dram unsurlarını barındırması nedeniyle izleme listemde olan bir dizi.
--spoiler--
pilot bölümüyle de the edge(01x02) bölümüyle de beğenimi kazanmış gizem dolu nbc dizisi.
--spoiler--
öncelikle bu dizinin yayınlanması çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı. yani lost bitmiş, gizemlerden/sorulardan uzak kalmıştık. ancak persons unknown ilk iki bölümüyle hasretimizi bir nebze olsun gidereceğini gösterdi.
bu dizi kanımca lost ile saw'un bir karışımı olmuş. bulundukları hayalet kasabaya nasıl getirildiklerini bilmeyen, kaçırılmış insanlar ve bu insanları o kasabada karşılayan türlü gizemler, soru işaretleri, bulmacalar... bu kayıp insanların hayalet kasabadan kaçmalarını engellemek için yapılan sistem de lost'ta dharma'nın others'dan korunmak için yaptığı "sonic duvar"lara benziyor.
13 bölümlük bir dizi olması hasebiyle bazı cevapların erkenden verilmesini bekliyorum. mesela bunları kim, neden getirdi buraya? janet, megan'ı parkta oynatırken yanına gelen adamın sonradan gazetecinin ulaştığı belgeleri zorla alması işleri iyice karıştırdı.
meraklandım valla.
--spoiler--
--spoiler--
3. bölümüyle editörüyle yiyişen acar gazetecinin janet ı hamileyken terkeden piç kocası olduğunun açıklandığı güzel yapım. janet demişken, top sakaldan yediği ayar sırasında everest in tepesine çıktım zevkten.
siyahi asker müslüman çıktı bunun dışında ve nevrotik kuzey avrupalı tiple hoşbeş oluyorlar yavaştan.
ilk kez bir sarışını da salak yapmamışlar. ne güzel teknikler öyle.
bu arada senaristler karakterleri öldürmeye niyetli değiller galiba. sınırdaki radyo dalgası silahtan kurtuldular, maskeye gizlenmiş tuzak gazdan kurtuldular**, bakalım şansları ne kadar yaver gidecek.
--spoiler--
--spoiler--
OLAY iÇERDEN ÇO KDIŞ DÜNYADA ÇÖZÜLECEK GiBi... çünkü içeride 3 bölümdür çeşitli tehlikelerle yüz yüze gelip, ölmeden kurtulmayı başarıyorlar. sanırım esas merak edilen, bunları buraya kapatanların değil de, içeri konulanların birbirlerini öldürüp öldürmeyceklerini görmek. yani deney yapanlar kesinlikle kimseyi öldürmeycek. ama denekler psikolojileri zorlandıkça kendilerine hakim olamayıp birbirlerini öldürecekler mi bunu hep birlikte göreceğiz.
içeride maalesef tüm bunların neden olup bittiği ile ilgili 3 bölümdür bir done alamadık. o yüzden her bölümde farklı bir tehlike rutine dönüşmeye başladı ve biz de mecburen gözlerimizi dış dünyaya diktik. orda şu an daha enteresan şeyler oluyor çünkü.
bir kez daha hollywood senaristlerine sesleniyorum. ben biraz senrayo tekniklerinden anlıyor olabilirim vefakat siz gene de bu hataya düşmek zorunda değilsiniz. bu sizin sadece başarısızlığınızdır. seyircinin ilgisini ayakta tutmak için, içeride de bize olayların nedeni hakkında bazı ipuçları ver ki biz de "eh eh eh ölmicekler ki" moduna girmeyelim!
--spoiler--
--spoiler--
4.bölümüyle davan yapmış, şükela dizi.
lan joe deyip de ciğerimize bastığımız yiğit meğersem kaçıranların tarafındaymış. zaten soğukkanlı tavırlar, bilgiç haller, ketum kişilik falan filan derken hafiften anlamıştım bu herifte yamukluk olabileceğini. çin lokantasında sürekli, bozuk ingilizceyle "please please, food" diye kafa siken çinli de kaçıranların tarafındaymış, işin ilginci güzel de ingilizce konuşuyormuş. bir de kasabadaki diğer ahali var.
bir kere namazında niyazında mü'min bir abd askeri olan herifçioğlunu manyak tuttum. sana puanım dohuz ganga, o kadar sevdim adamı. her ne kadar namaz kılmayı tam öğrenemese de, namazdan çıkarken yalnız bir tarafa değil iki tarafa da selam verilmesi gerektiğini bilmese de, kade-i ahirede uzun uzun oturup sonra neden secdeye gittiği anlaşılmasa da ben sevdim lan bu adamı sonuçta abdestli, namazlı adam. zarar gelmez. müslüman askerin din tebliğ ettiği çatlak ve hermafrodit rahatsızlığından muzdarip gibi bir hali olan kadın kişisi* de inşallah doğru yolu bulur.
diğer karakterlere gelirsek; charlie'nin yılışık bill'e yaptıkları doğrusu içimi rahatlattı. yastıkla yüzüne bastırması, "kafamı biraz daha bozarsan öldürürüm lan" mesajı falan vermesi hoş oldu doğrusu. sarı şeker tori de 4.bölümün sonunda bir taksiye binip gitti, gariban hâlâ babasının kaçırdığını ve kendi yakınmaları üzerine taksiyi babasının gönderdiğini düşünüyor. kanımca bu tori'nin o güzel götünden uydurduğu bir şey.
ve janet... bak janet artık "kızı için deli olan fedakar anne" görmek istemiyorum dizilerde. anlamıyor musun? ne biliyim git joe'ya yavşa, zaten yavşıyorsun da iyice kırıt. onla baş başa kalmaya falan çalış. kurnazlıklar yap. bırak şu megan'ı.
kasabadaki, kasaba dışındaki olaylar ise iyice karışıyor. kasaba iyice yol geçen hanına döndü. çiçek taksi gibi paso taksi geçiyor. başta arap bir abinin sürdüğü, hurda taksi geldi janet'ı alacağını söyledi ve janet'ın istediği bir kişiyi de götüreceğini söyledi. tabii janet fırsatı kaçırır mı hemen joe gelsin dedi. her neyse gel zaman git zaman bunları taksiyle dere tepe aştılar, taksinin tekerleği patladı.tekerleği değiştirirken arkadan siyah renkli tır azmanı bir araç taksiyi parçalayıp geçti, taksici de ortadan kayboldu. vay anasına... işte sonra janet ile joe yine dere tepe aştılar, bir kulübe buldular hemen yumuldular tabii. çok klas yer falan diye sevindiler. sonrasında sabah oldu bir baktık ki bu joe ile janet aynı yatakta uyumuş. bu durumu yermeye vakit bulamadan gördük ki oda arılarla dolmuş. sonrasında işte kulübeden çıktılar son defa dere tepe aştılar ve kasabaya geri döndüler. tabii janet ağlak yapısına uygun olarak "n'apcaz n'etcez" geyiği yaptı. ama kasabaya girdiler. işte sonrasında joe, çin lokantasına gidip çinli şef ile görüştü ve bunların kaçıranların tarafında olduğu anlaşıldı. çinli joe'ya "do you believe in the process?" falan dedi, ama "process" derken neyi kastettiğini tam çözemedim. anlaşılacak inşallah.
doğrusu benim düşüncem "matrix" gibi bir programın olduğu. yani şuan kaçırılanlar bildiğimiz gerçek dünyadan ziyade zahiri bir alemdeler. tabii genelde teoriler tutmaz, lost'ta bunu gördük.
--spoiler--
--spoiler--
joe taksiye binerkenki tavırlarıyla zaten bir miktar rengini belli etmişti, tori sanırım sarışın kızın ismi, mümkünse 13. bölüme kadar kendisine bir şey olmasın. ben kendisinin dediği gibi babasının kendilerini kaçırdığı ihtimali tutuyorum. zira babası flashbacklerde de görüldüğü gibi çok derin bir insan, dizinin kendisine yatırılması hiç de saçma olmaz. resepsiyondaki eleman da saftiriğin teki, kullanıldığını biliyor, yardım da etmek ister gibi bir hali var ama lokantadaki japon eleman nere, bu arkadaşın mevkisi nere. bi bok bilmiyor zavallı.
--spoiler--
--spoiler--
5.bölümüyle şaşırtmamış ama keyif vermiş dizidir. yani sonu 4.bölümünki gibi bitmedi. "aboo bu meğersem şuymuş" falan tarzı hayretlere gark olmadık, şaşkın naralar atmadık.
tabii yeni gelişmelerde olmadı değil. benim güzel, tatlı mı tatlı, şeker sarışınım "tori" ne yazık ki mevta oldu. sevindirik şekilde bindiği taksi maalesef sonu oldu. onun hikayesi roma'da bir süs havuzu içinde bitti. önceki entryimde, tori'nin "bizi babam kaçırdı" iddiasının doğru olamayacağını söylemiştim. ne tori yanıldı ne ben. ikimiz de kısmen bildik. tori ve diğer tayfayı kaçıran tori'nin büyükelçi olan babası değil ama bu kaçırma işinden onun da haberi var. ve anlaşılan kaçıran kişiler tahmin ettiğimizden daha derin insanlar.
nbc'nin sitesindeki cast kısmında görülen ama bir türlü dizide göremediğimiz zenci "erika"yı da bu bölüm itibariyle görmüş olduk. tori'nin kıyafetleriyle baygın halde yatarken kaçırılma mağduru kasaba sakinleri tarafından bulundu. erika gözünü açar açmaz yanında olan janet ve joe'ya saldırdı.sonrasında bill ve moira da bu saldırgan kadının saldırılarına maruz kaldı. ama sonrasından erika sakinleşti, dokunaklı hikayesini anlattı herkes mutlu oldu.
bunların haricinde, kasabadaki kameraları izleyen merkez yakından gösterildi. bu ilginçti. daha ilginç olan kasabayı izleyen merkezin de birileri tarafından izlenmesi. valla kim oldukları, amaçlarının ne olduğu hakkında hiçbir şey düşünemiyorum. ama kameralarla izleme üzerine kurulmuş bir dizi. herkes izleniyor. ama daha önce söylediğim "matrix" gibi bir senaryo var teorimin saçma olduğunu düşündüm. olur mu lan öyle şey?
velhasıl güzeldi, hoştu. bundan sonra daha heyecanlı olacak. zira moira, joe'dan şüphelenmeye başladı. ve bu şüphesini de müslüman abd askerine söyleyecek.
--spoiler--
vasat bir dizi. yazın büyük dizilerin verdiği arayı doldurmak ve oyalanmak için izlenebilir. yoksa nerde bir breaking bad, bir prison break, bir lost, bir battlestar galactica vs.
--spoiler--
6. bölümde joe'nun içeriden olduğunun ortaya çıkmasıyla yeni bölümde artık ne olduğuyla ilgili sağlam bilgi alırız diye düşünüyorum.
noluyor ulennn!!!
--spoiler--
efenim,
dizimizin 7. bölümü, bugüne kadarki en sıkı bölümlerden biri idi kanımca. bizim çayniiz'in (tom'du galiba) yanarak can vermesi beni üzdü açıkçası. abimizi prison break'ten beri severiz her ne kadar kötü adam olsa da)
joe'yu bir ara güç kalkanlarının orda kobay faresi olarak kullanmaları da komik geldi bana ne yalan söyliyeyim.
yalnız çayniiz'in öyle dışarıya çıkıvermesi (joe'nun kafasına silah dayadığı sahneden söz ediyorum) hiç de inandırıcı değildi. ulan koskoca kasabaya bi tane mi tom diktiniz. mal mısınız siz, 20 tane aşçı koymayı akıl ediyorsunuz ama işler sarpa sarınca etrafı çekip çevirecek bir ekibiniz yok kasabada yani öyle mi?!!! hah, gülünç olmayın..
janet çayniiz'i çok pis harcadı yalnız, önce kızgın yağ, sonra alev alması falan abinin...
dışarısı şu ara benim daha çok ilgimi çekiyor açıkçası. ambasador'un bile piyon olduğunu öğrendiğimiz bu organizasyonun kimlerden oluştuğunu açıkçası merakla bekliyorum. umarım insanların merakını ve dikkatini bu kadar uyardıktan sonra sıçmazlar..
--spoiler--
şimdilik izlenimlerim bunlar,
no soporto el rap, persons unknown'dan bildirdi. uludağ sözlük söz sende.
7. bölümü ile sallantıda giden bölümlerin üstüne "budur!" dedirten dizidir. evet son birkaç bölümde sıkılmamıştım ama bir türlü istediğim, beklediğim keyfi alamıyordum, ama son bölümde beklediğim keyfi fazlasıyla aldım. inşallah böyle devam eder bölümler...
yazın izleyecek bir şey bulma sıkıntısı çekenler için yararlı olabilecek bir dizi. ilk bölümleri sıkıcı geçse de ilerleyen bölümlerde dizi biraz daha kendini topluyor.
--spoiler--
her dizide kötü ajan rolünü oynayan reggie lee ye neyse ki yarı yolda yol verildiği dizi. 8. bölüm bu gece yayınlanacak. 7. bölümden akılda kalan sorular;
kasabanın yeni şerifi kim olacak ?
janet ne zaman joe tucker a daha fazla karşı koyamayacak ?
mark renbe ile patron sevgilisi kat hiç umurumda değil biliyor musun ? *
--spoiler--
--spoiler--
8. bölümüyle joe yu kaybettik. blackham şirkete joe nun yerine çalışmak istediğini kaçmayarak gösterdi. janet 2 dakika gözüktü onda da ''joe nun başına benim yüzünden bir şeyler geldi'' buhranlarında. elçinin kızı tori ise geri döndü gibi. ayrıca gözüktüğü sahnenin flu olmasından mıdır nedir acayip begüm kütük e benziyor kız.
--spoiler--
