birkaç gün önce hangisini izlesem diye waltz with bashir ile arasında kaldığım film. persepolis'i izledim. iran'ın yakın tarihini öğrenmek, ihtilalden önce ve sonra gelişen olayları karşılaştırmak ve yorumlamak için güzel bir animasyon.
ülkemizde kısa süre içerisinde gerçekleşen ve devam etmekte olan siyasi ve toplumsal değişimin nelere gebe olduğunun farkedilmesi açısından dikkatle izlenmesi, izlettirilmesi gereken film. çizgi romanı da okunmalı tabi ilk önce. ama film sayesinde daha geniş kitlelere ulaşabileceğini düşündüğüm için filmini ön planda tuttum.
yakın tarihimize baktığımızda iran ve türkiye'de gerçekleşen siyasi olayların aşağı yukarı aynı eksende cereyan ettiğini ve hangi açılardan farklılıklar arzettiğini bu filmde görebiliriz. zaten iran'ın yakın tarihini araştırmak yada şöyle söyleyelim; *komşularımızın yakın tarihini araştırmak ve gerçelerini görmek ülkemizin yaşadığı ve yaşayabileceği kirli oyunları görebilmek ve daha iyi anlayabilmek açısından canlı örneklerdir ne yazık ki.
benzer sorunlara olan yakınlığımız dolayısı ile ürküten filmdir. kişisel isyanların anlamsızlaştığı günümüze bir armağan aslında anlayan için. bir diğeri için bkz: v for vendetta
tek kelimeyle muhteşem bir filmdir. filmden sonra cumhuriyetin türk halkı için ne kadar büyük bir nimet olduğu ve mustafa kemal atatürk'ün de ne kadar büyük bir lider olduğunu alttan alttan gösteren bir film.
allah mustafa kemalin izinden giden türkiye cumhuriyetini korusun.
iran islam devrimine batılı bakışıdır. bu açıdan Türkiye'dekilere "persepolis'i izle ona göre akıllı ol" demek yersizdir. bizimkiler de izleyip "baş karakter kız gibi orospu olacağına, alkolik olacağına islam devrimi olsun daha iyi" derler ki kendilerine göre haklıdırlar da orospu olup düzenli yanmaktansa dünyada islamcılar yakar öte dünyada rahat edersin...
bir de not olarak belirtelim filmin ana karakteri olan aile bir Türk ailesidir. Yanlış hatırlamıyorsam kaçar hanedanına soyları dayanıyordu.
Ha filmi Türk değil de avrupalı olarak düşünüp sinemasal olarak değerlendirirsek başarılı bir yapıttır. güzel bir animasyondur.
not: filmin alıntılandığı romanın yazarı tahranlıdır lakin Orhan pamuk ne kadar Türkse veya bu toprakların insanıylsa o kadın da öyledir. kadının tahranlı olması filmin batılı bakışıyla çevrilmiş olması bakış açısına engel değildir.
antik iranın baş kenti olan şehir, persepolis pers şehri anlamında yunanca ismidir, yerel ismi taht-ı çemşid. içerisinde onlarca saray, mezar, ve toplum binaarı kalıntıları bulunmakta, büyük iskender tarafından büyük ölçüde yakılıp yıkılmış.
ayrıca persepolis fc adında kırmız beyaz renklere sahip iranda bir futbol klübü bulunmakta, mustafa denizli bu takımı 2 sezon yönetmiştir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/202926/+
film olarak ise iran devrimi en iyi anlatan eserlerden biris. izlenmesi gerek.
filmi izlerken bir ara acaba amacından uzaklaşıyor mu dedim fakat filmin bütünündeki o yumuşak geçişler aslında tüm sahnelerin olayların birbiriyle bağlantılıydı ve anlayabilen insanlar için mesajlarla doluydu. özellikle marjane ile büyükaannesinin arasında geçen sohbetler geriye alıp tekrar tekrar izlenmelidir.
film üzerinde biraz düşünüp kritik yaptımda sanırım en çok izlemesi gereken grup bu "yetmez ama evetçiler" dir. ulusalcılar olarak zaten neyin ne olduğu biliniyor, yobaz tayfa zaten çoktan şeriatçılığı benimsemiş durumda, milliyetçi tayfa desen türk-islam sentezinden vazgeçmeyeceği için modern bir türkiye'den se iran olmuş bir türkiye tercihleri olacaktır. ki tabanın akp'ye kayması bu görüşü haklı kılıyor. geriye kurtarılabilecek ve bilmeden bu insanların amacına hizmet eden, sosyalist tayfa yani yetmez ama evet tayfası kalıyor. izleyin... izlettirin...