perihan mağden

entry219 galeri4
    131.
  1. ses rengi beyin hücrelerine de sirayet etmiş yazardır.
    bu aralar iyice kayışı kopardı.
    3 ...
  2. 130.
  3. ergenekon davası ve medya uzantısı için ''suçu olmayan da suçsuz olduğunu ispatlasın'' deme gafletinde bulunmuş kişi.
    0 ...
  4. 129.
  5. şehit ailelerine hakaret edebilecek kadar düşmüş, değersiz , şahsiyetsiz.
    0 ...
  6. 128.
  7. hep şimdiki gibi sağlıklı olsun, her yerde görünsün, hep yazsın kaybolmasın istediğimdir.
    0 ...
  8. 127.
  9. az önce televizyonda izlediğim şey. gerek beden dili gerekse de üslubu* ile sağlıksız biri olduğu aşikardır. bundan önce yazılarını falan okumuşluğum vardı ancak bu sağlıksız bünyeden sağlıklı bir fikir çıkmasını beklemek fazla iyimserlik olur.
    2 ...
  10. 126.
  11. ayşe arman'ın boğmak için bir kaşık su aradığı yazarımtrak.
    4 ...
  12. 125.
  13. mustafa balbay'ın ve tuncay özkan'ın suçlarının bile daha ne olduğu belli olmamasına rağmen içerde olmayı hakettiklerini düşünen kişi.
    http://haber.gazetevatan....=297468&Categoryid=11
    1 ...
  14. 124.
  15. ne kadar boş beleş bir insan olduğunu 68 kuşağı için yazdığı o talihsiz ve saçma yazısından sonra göstermiş yazardır.
    yazar bile denemez aslında.
    0 ...
  16. 123.
  17. sadece onun yazılarını okumak için aldığım radikal gazetesinin güzide köşebaşçıcısı. en arka sayfada yazdığı için arka kapak güzeli benzetmelerine ve dahi bir yığın hakarete maruz kalmış bir demokrasi neferi. demokrasi mahallemizin perihan ablası derdim ona. evet, çok sivri bir dili vardı fakat bu ülkede birilerini sokup zehri vermeden, yanılışın acısı ona tattırılmadan birşey olmuyor, anlaşılmıyor.

    perihan mağden in gazeteden ayrılacağına dair yyaınladığı son yazısını sabah işe giderken saat 20 civarında dolmuşta okumuştum ve gözlerim dolmuştu. hatta tüm günüm haftam berbat geçmişti. alışkanlıklardan zoraki kopmak insanın zoruna gidiyor. halen radikal okumaya devam ediyorum, nuray mert iyi yazar, perihan ablanın taşlamalarından sık sık nasibini almasına rağmen vaktiyle muhafazakar kimliğini seviyorum.

    ama perihan mağden demokrasi anlayışının zirvesidir diyebilirim. bu ülke okurlarına ağır gelmesi, fazla gelmesi gelişmemiş demokrasi anlayışımızdan kaynaklanıyor.

    çok ama çok özlediğim bir köşebaşıcı idi. yerini almaya meyillenen kimse o boşluğu doldurabilmiş değil. ayrıca can yayınları tarafından kendisine açılmış blog ta sadece bir yeni yazı yayımlandı. sanırım bir gazetede yazmak gibi anlamlı değil blogda yazmak ama kendisi bilmeli ki vefakar ve iyi bir okuyucusu var. o yazsın yeter ki biz onu nerde olsa okuruz.
    1 ...
  18. 122.
  19. kendince ayar verdiğini sanan, değersiz yazarımsı. ha bunun şakşakçıları da var haliyle. sözlükte de görüyoruz bunları. "tskya ayar verdi helal olsun! alsın başını gitsin , bi tanesin!" tarzı yağlamalar var kendisine. hayır, kadın çok mühim bir iş yapıyor olsa tamam diyeceğim de çok mühim bir iş yapmıyor. günümüzün modası olan "ordu düşmanlığı" yaparak, bu modanın yaratıcıları olan dinci-liboş kesimin takdirini topluyor o kadar. takdir de değil aslında, onların kemik yalayıcılığını yapıyor. yazar diyenler utansın buna. bu kadın apo'nun hapishane koşlullarını yazdığı kadar şehit ailelerinin maddi durumuyla ilgili bir yazı yazmış mı? gazilerimizin durumu hakkında bir yazı yazmış mı? küçük yaşta babasız kalan emniyet personeli çocuklarının ne durumda olduğu ile ilgili yazı yazmış mı? yazamaz. neden yazamaz onu da söylemek lazım . çünkü bulunduğu çevrede bunlar yok. bulunduğu çevrede milli değerlere saldırmayı marifet bilenler ve bu ülkenin kuyusunu kazanlar var. e haliyle onların dertlerini anlatıyor. yoksa kim sallar şehit çocuklarını .
    1 ...
  20. 121.
  21. çankaya köşkünde katıldığı bir resepsiyonda alkol komasına girip korıdorlarda kusmuk gölü oluşturmuş ablamız. hayır anlamadığım abdullah gül içkiden anlayan biride değilki sana ihtilal yıllarından kalma asırlık fransız şarabı ikram etsin. diasada satılan kavaklıdere vermiştir muhtemelen ne diye abanıp içiyorsun derdin ne bacım. yoksa yazılarının milletin beyninde yeterince afyon etkisi yaratmamasına mı içerledin.
    1 ...
  22. 120.
  23. yazılarını fazla okumadığım açıkçası hakkında pek bilgi sahibi olmadığım ama tesadüfen internette bir yazısına denk geldiğim ve beğendiğim (o yazısı için) yazar.

    "New York'ta Çin Mahallesi'nde dadandığım bir dükkân vardı. Gider ulong çayı, yasemin çayı, yarasa desenli fincan, kelebek desenli tabak, desen desenli kâse: onu ve bunu alırdım.
    New York'ta hemen hemen tüm kafelerde yasemin çayı bulunur. Çikolatalı pastayla pek iyi gider. Yani pek severim yasemin çayını. Orda kaldığımız evde de habire yapar, sabahlara kadar okuma seanslarımız esnasında, içerdik Fulya'yla.
    Derken baktım hayatımdan yasemin çayı çıkmış. Geçen yaz ingiltere'den bir kutu almıştım. Öyle kutu kutu dokunulmadan duruyor. Geçen hafta bir çaydanlık dolusu yasemin çayı yaptım kendime.
    Kendimden bu kadar sevdiğim bir şeyi neden esirgediğime şaşarak. Bach ve Vivaldi dışında, bir şeyler dinleyeyim istedim.
    Bir zamanlar sabah akşam dinlediğim bir CD koydum: Böyle yıllardır göremediğim, içimi coşkuyla dolduran bir arkadaşım, çat kapı gelmiş gibi oldum.
    Sevdiğim müziklerden, sevdiğim çaylardan uzakta, bir harala gürele içinde, bunca koşturmaca ve debelenmeyle, ne halt ettiğimi düşündüm.
    Düşündüm ki, yapmayı hiç ama hiç ama hiç istemediğim bir dolu meşgaleyle, yutulup gidiyor zamanlarım. 'Keyif' zamanları nerdeyse sürgün edilmiş hayatımdan. Düşündüm ki, bir bahar temizliğine girişmeliyim."
    0 ...
  24. 119.
  25. gözünü budaktan sakınmayan, yeri geldiğinde nalına vuran, yeri geldiğinde mıhına vuran, 'radikal', marjinal, entelektüel kimliğini her dem yazılarıyla hissettirme kaygısındaki, özgürlükçü, cesur yazar.
    öyle ki bazen bu uğurda 'sap yiyip saman sıçmaları' da görülmemiş şey değildir.
    kaleme alınacak bir dünya konu varken, sürekli temcit pilavı gibi gündeme gelen, bir çok yazar çizerin üzerinden prim yapmayı alışkanlık ettiği bir konuyu, bir başlık altında yorumlamak, yorumlamaklamayla da kalmayıp, başlık altında sabuklamak populist bir yaklaşım değildir de nedir ?
    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=249524
    1 ...
  26. 118.
  27. büyük puntolarla yazdığı ve 'bir' yerine rakam kullandığı için kendisini okuduğumda 17-18 yaşında bir liseliyi okuyormuşum gibi hissediyorum. yazdıklarının içeriği elbetteki önemli fakat dili koruması gereken mevkiideki biri için son derece talihsiz bu yaptığı.
    0 ...
  28. 117.
  29. özgün uslubuyla kalplerde taht kuran, 150 kelimeyle yazan köşe yazarlarına alıştıktan sonra uzun cümleleri anlama zorluğu çektirebilen (eski) köşe yazarı, radikal gazetesini öksüz ,bizleri mutsuz bırakmıştır, özlüyoruz...
    0 ...
  30. 116.
  31. 115.
  32. 114.
  33. takip ettiğim diğer yazarlar gibi okuduğum bir yazardır ancak her eleştirdiği konuyu kendi üzerinde yöneltmesiyle inandırıcılıktan ve gerçeklikten sapmaktadır. konu hakkında efendim bana da böyle yaptılar sonra şu oldu, dava açıldı falan filan ve kendisi de kendisine dava açıldığına sevinmektedir yoksa bu kadar çok mesele de bana dava açıldı diyerek malzeme olamazdı.
    0 ...
  34. 116.
  35. genelkurmay'a ayarın hasını vermiş yazardır.

    ismi birçok cinayete karışan ve geçtiğimiz günlerde intihar! eden albay kırcı için "medya yargısız infaz yaptı" diyen genelkurmay'a, "ölen zaten yargısız infazcının ağababasıydı (adamı alıp direkt kafasına sıkmak henüz demokrasiyle ilişkilendirilmediyse yargısız infazdır)" şeklinde laflar hazırlamıştır.

    severek izliyoruz efenim.
    6 ...
  36. 115.
  37. 114.
  38. yemekteyiz programı üzerinden iğrenç ırkcılığına devam eden teyze. yıllardır başımıza popüler kültür uzmanı kesilmesini zaten en başından geçtim de; nihayetinde herkesin kurmaca/düzmece olduğunu bildiği böylesi bir programı ciddi ciddi oturup izleyip, arkadaşlarına, çocuğuna, akrabalarına izlettirip, bunu yaparken de tiksindirici "yeni türk" sıfatı altında ırkcı tespitleri aracılığıyla bayağı, kokuşmuş bir ırkcılığa soyunmasına ciddi anlamda takıldım. zira ırkcılık bu teyzemizin(sadece teyzemizin değil tabi, aklı başında herkesin) en sevmediği şeylerin başında geliyor.

    ah be teyzecim, hiç kimse söylemedi mi sana bu yarışma külliyen yalan, külliyen dolan. o yarışmacı zannettiğin kişiler prodüksiyonun katalogdan seçtiği insanlar. yarışma esnasında ne yapmaları gerektiğini prodüksiyondakilerin söyledikleri birer kukla, oyuncu. ve bu kuklaların üzerinden "yeni türkler" diye adlandırdığın kesime karşı yürüttüğün beş para etmez ırkcılık propagandacılığın da tam da sana yakışır bir şekilde aynı düzmecenin kurbanı. komik duruma düşüyorsun. bence iletişimden kaçtığın, yorumlarından korktuğun insanların içine karış biraz. neler oluyor neler bitiyor ülkede öğren. kendini sokmaya çalıştığın; süper zeki kadın, tam donanımlı entellektüel, tüm gerçekleri bilen aydın, açıksözlü, lafını esirgemeyen sivridilli köşe yazarı maskaralığından da vazgeç artık. cidden söylüyorum: çok komik duruma düşüyorsun!
    1 ...
  39. 113.
  40. benim bu kadını okudukça dövesim geliyor,hem de eşek sudan gelinceye kadar,yazılarındaki içerik önemli değil aslında,sonuçta düşünemeyen bir beynin sağa sola saldırması bağlamında bu kadını ciddiye alanların var olduğunu sanmıyorum,alanlar varsa eğer onların bu ülkede bir baltaya sap olamayacağını haliyle ülkenin başına bela olamayacağı kesin diye düşünüyorum.

    içeriğini geçtim de bakın.

    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=252384

    şimdiiii

    dakika bir gol bir

    "bakın, harbiden acayip bilgilendirici köşe yazıları birbiri ardınca patlamaya başladı radikal gastemizin köşelerinde. "

    gaste ne!
    bacım gaste ne!
    kadın gaste ne!
    .
    .

    bu ard arda gelen sertleşmenin sonunu getirmeyeceğim.

    "ergenekon işığı'ndan kamaşmış gözlerimiz, dikilmiş tavşan kulaklarımızla yeniden eruygur, örnek, yalman paşaların, kıvrıkoğlu paşaların ismini duymak puzzle oluşurken nerelerde durduklarını elimizdeki yeni (ve tabii ki yetersiz) fenerin ışığında görmek hakikaten zihin açıcı geldi bana. "

    puzzle mı? puzzle he!

    "halk arasında positive reinforcement denilen genel istek atmosferine, bir nebze benim (grup) katkım olmuş olabileceğini itiraf etmek de isterim. "

    bence de positive reinforcement!

    "memleketi re-shape etmeye"

    evet ben de re-shape edecem. yok re-shape i kullandık bir de sonuna fiil koyduk start almak gibi oldu daha da beter.

    "zaten selçuk direktifliyordu isteklerini. "

    ben seni bir tarafından direktiflerdim ama... neyse.

    "altaylı nın (önceden ya da sonradan) böyle bir deliverysinin bulunup bulunmadığını "

    deliversinin bulunmadığı ya deliverisinin bulunmadığı,deli-veri kendisinden bahsetmiş burada herhalde.

    "olanca haşmetiyle titanic misali siyasetimizin"

    titanik olur mu taytanikkk elif shafak olarak yazınca ismini onlara uyarlama ve iyi bir şey ama titanici titanik olarak uyarlayamazsın illaki taytanikkk olacak.

    özetle: bu kadını okuyan da bu kadını öven de türkçe özürlüsü,türk diline zerre değer vermeyen,özenti,beyinsiz takımdır.açık açık söylüyorum özenti beyinsiz takım.içeriklerine hiç bakmadan kadının yazısının hali böyle.yamalı bohça gibi tarzanca.tarzancadan zevk alan kişiler varsa gitsin tarzanlarla beraber kültürsüz dağ ortamlarında yaşasınlar ama,aman haa türk köylüsüyle karşılaşmayın bu kırolar nerden geldi diye dalga geçerler üzülürsünüz.
    3 ...
  41. 112.
  42. yazılarında inanan insanları aşağılayan, islami değerlere saldıran, seviyesi düşük yazar.

    --spoiler--
    Sabaha karşı diyeceğim; zira henüz karşı sayılabilecek bir saatte, bu sabah saat dördü on beş-yirmi geçe, evin ortasına ses bombası atılmış kıvamında bir ezan sesiyle mi neyle- uyandım.
    Öyle böyle kuvvetli değil: Sokağa, bir arabanın içinden güçlü bir ses sistemiyle yayın yapılıyor gibiydi. Bangır bangır.
    Türkiye Cumhuriyetinde herrr evin olması gerektiği üzre, bizim evin yakınlarındaki camiden de ezan sesi duyulur. Ama uykunun hangi safhasında olduğunuza bakar; bazen duyarsın, bazen duymazsın.
    BU Arapçada ne söylediğini anlamadığım (anlamak arzusunda da olmadığım) Herhangi 1 TC imamının ezan okumasından ziyade, başka bir üsluba/dile özenen iddiacı bir dincinin çok tuhaf bir şekilde okuduğu belki de duanın; beni yalnızca çok çok rahatsız ettiğini, söyleyebilirim.
    --spoiler--
    2 ...
  43. 111.
  44. medyada anlaşabildiği, bir elin parmaklarını geçmeyen köşe yazarların birisi şamil tayyar'dır. ara ara köşe yazılarında birbirlerini referans gösterirler, bozacı ve şiracı misali. aynı suçlayıcı, aşağılayıcı, küfürbaz köşe yazarlığı felsefesinden beslenirler. ikisinin de şirazesi aynı ayarda bozuk. kavramları kendi kafalarına göre düzenleme hususunda ihtisas yapmışlar. son raddede terbiyesizlik ve seviyesizlik olmuş sana açık sözlülük, yürekli gazetecilik. vay anam vay...

    zaten, insanın anlaştığı insanlar belli ediyor hayattaki duruşunu, yaşam felsefesini. bu teyzemizin de kankası şamil tayyar işte. aynı ayardalar. 14 ayar. 14 ayar mı var diye sormayın; son zamanlarda düğünlerin vazgeçilmez takılarından. görüntüsü pek ışıltılı fakat dişlendiğinde çıt diye kırılıyor. fason yani.
    0 ...
  45. 110.
  46. Fatih Altaylı' dan lise 2 tarzı bir ayar almış olan yazar. Linkini veriyimde tam olsun

    http://www.fatihaltayli.c...ntent.cfm?content_id=4571
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük